b>İstanbul Bienali için ana mekân olarak düşünülen Tepebaşı'ndaki sergi sarayı ve Şişhane metro istasyonu elden gitti. 'Ramazan çadırı' fikrinin bile ciddi ciddi tartışıldığı panelde, yapıtların kente dağılacağı açıklandı.
9. İstanbul Bienali'nin küratörleri Vasıf Kortun ve Charles Esche, bienalin zor durumda olduğunu anlatan bir metin kaleme alıp ilgili herkesi tartışmaya davet etmişti. 'Bienal zor dumunda' paneli önceki akşam Garanti Platform'da gerçekleştirildi. Korhan Gümüş, Ali Akay, Orhan Esen ve Mustafa Pancar'ın da katıldığı panelde konuşan Esche, "Çağrımızın provokatif olması bilinçli tercihti" dedi. Esche, provokatif sözlerini şöyle sürdürdü: "Sorunları hiç dışarıya yansıtmadan da çözebilirdik ama paylaşarak, 'Sanat bir direniş yaratır mı?', bunu görmek istedik".
Evet, bienal zor durumda. Dünyanın her yerindeki bu tarz etkinlikler için devlet/kamu elini cebine sokuyor. Ama İstanbul Bienali için böyle bir durum söz konusu değil. Oysa İstanbul Bienali, Türkiye'de gerçekleşip dünyada en çok ses getiren sanat etkinliği. Mesela Hollandalı küratör Esche, kamunun böyle bir etkinliği desteklememesini anlayamıyor.
Öte yandan sponsorluğu teşvik eden yasa geçen yıl çıktı ama bienalin hâlâ bir ana sponsoru yok. Bienalin gerçekleşmesi bakımından en önemli sorun ise başlangıçta ana mekânlar olarak belirlenen Tepebaşı'ndaki eski TÜYAP sergi sarayı ve Şişhane'deki metro istasyonunun bir bir elden kayıp gitmesi. Sergi sarayı çok karmaşık bir mesele. Üç yıldır çivi çakılamayan metroda ise koruma kurulunun yeni kararından sonra inşaat yeniden başladı. Oysa birçok sanatçı İstanbul'a gelip bu mekânları dikkate alarak iş üretmiş.
Panelde konuşan küratör Vasıf Kortun, bienali 'yaşayan kente' taşımakta kesin kararlı olduklarının, tarihi yarımadadaki geleneksel bienal mekânlarına geri dönmeyeceklerinin altını çizdi. Kortun, bienalin yeni mekânlarının Garanti Bankası'na ait Bankalar Caddesi'deki beş katlı bina, İletişim Yayınları'nın depo olarak kullandığı Tophane'deki eski tütün deposu, Garanti Platform, İKSV'nin yakında taşınacağı Şişhane'deki Deniz Palas ve yine Şişhane'deki Bilsar binası olduğunu açıkladı; 'şimdilik' kaydıyla.
Panelde ortaya atılan, ciddi ciddi tartışılan en ilginç fikir ise 'bienali ramazan çadırda yapmak' fikriydi. Kortun, çadır işinin güzel bir fikir olduğunu kabul etmekle birlikte "Hayata geçmesi zor" dedi.
Kortun'a göre bienal mekânlarının küçülmesi bir anlamda iyi oldu: "Biz bu durumdan memnunuz. Çünkü insanlar 300 tane işi bir arada görüp bayılmayacak. Şimdi insanlar bir mekânı gezdikten sonra sokağa çıkacak, yürüyecek, sokakta başka bir şey görecek, diğer bienal mekânına girecek. Ya da yanlış yola sapıp daha önce görmediği bir bina görecek veya hiç gitmediği bir kahveye girip oturacak. Kaybolmak belki de daha iyi sonuç verecek bizim için. Bir de insanlar sıkılmayacak. Mesela yedi dakikadan uzun video yok bu bienalde."
Hangi sanatçılar katılacak?
9. İstanbul Bienali'nde eserleri yer alacak sanatçılar açıklandı. Küratörlerin sanatçı seçimiyle ilgili araştırmaları devam ettiğinden listede değişiklik olabilir. İşte 9. Bienal sanatçıları:
Hüseyin Alptekin, Pawel Althamer, Halil Altındere, Yochai Avrahami, Yael Bartana, Otto Berchem, Johanna Billing, Michael Blum, Daniel Bozhkov, Pavel Büchler, Phil Collins, Smadar Dreyfus, Maria Eichhorn, Gardar Eide Einarsson, Hala Elkoussy, Jon Mikel Euba, Cerith Wyn Evans, Jakup Ferri, Flying City, Günther Förg, Luca Frei, Erik Göngrich, Gruppo A12, Daniel Guzman, IRWIN, Chris Johanson, Y. Z. Kami, Karl-Heinz Klopf, Servet Koçyigit, Yaron Leshem, David Maljkovic, Oda Projesi, Paulina Olowska, Silke Otto-Knapp, Serkan Özkaya, Şener Özmen, Dan Perjovschi, Ola Pehrson, Khalil Rabah, RUANGRUPA, Mario Rizzi, Solmaz Shahbazi, Ahlam Shibli, Sean Snyder, Nedko Solakov, SUPERFLEX, Pilvi Takala, TINTIN Wulia, Alexander Ugay/Roman Maskalev, Axel John Wieder/Jesko Fezer.
|