"Zorunlu göç kentsel alanlarda yoksullaşma ve dışlanma problemi yarattı. Kitlesel olarak göç eden insanlar, birden bire kendilerini kent yoksulluğunun ortasında buldular. Yaşadıkları travma haricinde, geldikleri şehre adapte olamayan göç mağdurları şehir merkezlerinden uzakta göç dalgalarıyla, adeta sadece göçlerle oluşmuş ilçeler meydana getirdi."
İstem dışı köylerinden şehirlere gelen Kürtlerin "kopuş göçü" yaşadığını söyleyen ve bu durumu "travmatik göç" olarak tanımlayan Başak Kültür ve Sanat Vakfı Başkanı Şahhanım Kanat, bu durumun kentlerde yarattığı sorunları ve talepleri görmeden yerel politika yapılamayacağını söyledi.
Kanat'a göre göçün görmezden gelinmesi ve çözüm üretilmemesi çarpık kentleşmeye, alt yapıdan, okuldan, sağlık birimlerinden yoksun semtler oluşmasına ve bu semt sakinlerinin diğer şehir sakinleriyle aralarında uçurumlar meydana gelmesine neden oldu.
"İlk bakışta getto izlenimi veren bu yerleşkeler hem şehrin hem de şehir sakinlerinin önyargılı olmasına neden oldu."
"Hayırseverlik çözüm değil"
Zorunlu göçten en çok çocukların ve kadınların etkilendiğine dikkat çeken Kanat "Yerel yönetimlerin göç mağdurlarını dışlamadan, uğradıkları hak ihlallerini ve yaşadıkları sorunları göz ardı etmeden, yaşam standartlarının geliştirilmesi için politika ve hizmet üretmesi gerek" dedi.
Daha sonraki adımda güçlendirici ve kişilerin kapasitelerini geliştirici önleyici yaklaşımlar gerektiğini ifade eden Kanat "Oy kaygısıyla kısa vadeli ve 'hayırsever' zihniyetiyle yapılan yaklaşımların uzun vadede zorunlu göç mağdurlarının kalkınmasını sağlamayacağını vurguladı.
"Ekonomik yardım yapılarak bu kişilerin acil ihtiyaçları karşılandıktan sonra ekonomik olarak ayakta durmalarını sağlayacak mesleki becerilerin kazandırılarak çalışma alanlarının yaratılması gerekiyor."
"Zorunlu göçün politik yanı unutulmamalı"
Yerel yönetimlerin göç olgusuna kayıtsız kalmalarının kentlerin giderek yoksullaşmasına ve nitelikli yaşam kaybına davetiye çıkardığını belirten Kanat, bu alanda yerinde hizmet veren Vakfın çözüm önerilerini şöyle sıraladı:
* Zorunlu göç mağdurlarına konut istihdamı sağlansın veya konut istihdamlarına yönelik destek verilsin,
* Ailelerin ekonomik düzeylerinin iyileştirilmesi için bu bölgelerde sosyal güvencesi ve sürekliliği olan iş olanaklarının yaratılsın,
* Dil sorununun giderilmesi için bölgede ücretsiz iki dilde eğitim veren anaokullarının kurulsun,
* Göç alan bölgede ki kişilere ve zorunlu göç eden ailelerin kaynaşmalarını sağlayacak "kaynaştırma projelerinin" oluşturulsun.
Kanat, sorunun sadece ekonomik, psikolojik veya sosyal olmadığı; politik bir boyutunun da olduğundan hareketle; politik adımların da atılması gerekli olduğunu kaydetti.