Zeytincilikte de Dışa Bağımlı Oluruz!



Bilim, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından Meclise sunulan 76 maddelik, “Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve KHK’larda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı”nın Mecliste kabul edilmesi ile birlikte zeytinlik ve orman sahaları yok olma ile karşı karşıya kaldı. Urla Ziraat Odası Başkanı Nurettin Kılınç, zeytinlik alanların korunmasından yana olduklarını vurgulayarak, hükümetin uyguladığı politikalar yüzünden ülkede tarımın yapılamaz hale geldiğine dikkat çekti.

“Ülkedeki Zeytincilik Kanunu’na göre zeytinliklerin yakınına fabrika kurulması, herhangi bir kirletici işyeri açılması, hatta hayvan sokulması dahi yasak. Ortada böyle bir kanun varken böyle bir düzenlemeyi nasıl getirebiliyorlar?” diye soran Kılınç, talepleri olmasına rağmen, ticaret odası, ticaret borsası ve zeytin birliklerinin bulunduğu komisyona ziraat odalarının alınmadığını dile getirdi.

‘Zeytin ağaçları korunmalı’

Urla’da Yüksek Teknoloji Enstitüsü Kampüsü içinde 450 bin adet delice zeytin olduğunu belirten Kılınç, “Önce gelsinler bunu aşılasınlar, halka kazandırmaya çalışsınlar. Zeytin ağaçlarının korunmasını istiyoruz. Tarımda kendine kendine yeten 7 ülkeden biri idik de şimdi ham yağı dışarıdan alıyorsak yazıklar olsun bize” dedi.

Geçtiğimiz gülerde Urla’da yaptıkları Enginar Festivali’nde yaptığı konuşmada, “İnşallah bu ülkede nohut, mercimek, kuru fasulye festivalleri de yapmak nasip olur” dediğini hatırlatan Kılınç, aslen Yozgatlı olduğunu, çocukluğunda nohut, mercimek yolarak bugünlere geldiklerini anlattı. “Ne oldu da memlekette her şey bitti” diye soran Kılınç, Urla’da tarımsal amaçlı kullanılan arazilerin yüzde 65’inin ekilmediğini dile getirdi, “Buğday yok, çünkü masrafını, işçiliğini karşılamıyor” dedi.    

 ‘Değişikliği kesinlikle kabul etmiyoruz’

Aliağa Ziraat Odası Başkanı Ferudun Durmaz da, 3573 sayılı Yasa’ya dikkat çekerek, “Bu yasa kesin kırmızı çizgileri olan, 1936 yılında Atatürk’ün zeytin ağaçlarını korumak için çıkardığı bir yasa. Bu yasa çerçevesinde zeytin ağaçlarının bulunduğu bölgeye maden ocağının açılması ve kimyasal atıkların olacağı sanayi tesisi kuramıyorsunuz. Yalnızca mandıra, zeytinyağı üretme gibi tarımdan sanayiye geçiş ürünlerinin üretilebileceği tesisler kurabiliyorsunuz. Diğer işletmeler kesinlikle kurulamıyor” dedi.

Zeytin Yasası’nın değiştirilmesinin yaklaşık iki yıldan beri gündemde olduğunu aktaran Durmaz, “İlk etapta 25 dönüm altında olan yerlerin zeytinlik alan kategorisinden çıkarılacağını gündeme getirdiler. Bizler o zaman da karşı çıktık ve geri alınmasını istedik. Çünkü miras yasalarıyla varislere düşen payların çoğu 25 dönümün altında kalıyordu. Bu yasa imara açılmaya uygun hale getiriyor dedik. Yasa askıya alınmıştı. Şimdi tekrar gündeme getirdiler” dedi.

Kendisinin de zeytincilikle uğraşan bir aileden geldiğini söyleyen Ferudun Durmaz özellikle Şakran bölgesinde zeytin üretiminin yoğun olduğunu, bölgedeki kalitenin de çok yüksek olduğunu ancak en çok da zeytin ağacına duydukları saygıdan kaynaklı zeytinlik alanların imara açılmasına karşı durduklarını ifade etti. Durmaz, “Yapılmak istenen değişiklik bugün sanayi tesisi, yarın kamu yararı denerek zeytinlik alanların talanına zeytinciliğinde zarar görmesine neden olacaktır. Biz denetleyecek kurulun da aldığı emirleri yerine getiren memurlardan oluşabileceği için doğru karar verebileceğine inanmıyoruz. Bizim kendi komisyonlarımız bu alanların gerektiğinde nakil edilmesini zaten denetliyor. Bu yasada yapılmak istenen değişikliği kesinlikle kabul etmiyoruz” dedi.