CHP NE çapta bi partiyse, belediyecilik hizmetleri de o
çapta, çapsızlıkta olacak pek tabiidir ki. ‘Nasyonel Sosyalist’/latan faşist
filan demeleri gerekiyor kendilerine. Zaten. Çoktan. ‘Sosyal demokrat’
demekten vazgeçmiş olsalar gerek. Yalnızca ‘bok atma toplarıyla’ meşgul
olduklarından, gündelik çamur bulaştırma siyasetiyle, kendilerine artık ne isim
verdiklerinden bihaberiz. Çok da fark etmiyor. Ama parklara, sokaklara,
caddelere verilen isimlerden bezdim. Bezdik! Cümleten. Hasan Doğan kısa ömrü
ve kısacık federasyon başkanlığı esnasında Kalplerdeki Temiz Mümin olarak başı
bağlı eşi, güzel evlatları, temiz ruhuyla fevkâlâde bir etki yapmış
olabilir. Ki; köşecilerimizin yaktıkları ağıtlardan/ağbileme kasidelerin-den
ne kadar insan ilişkileri güçlü biri olduğunu gördük. Ancak kalkıp
Beşiktaş’ın stadının adını Hasan Doğan’a bağışlamaya kalkmak- olacak iş
değil! İnönü’nün Türkiye için ehemmiyetiyle Hasan Doğan’ın kısacık federasyon
başkanlığında-ki sempati halesini karşılaştıracak halimiz yok herhalde. Bir
de isimler, mühim isimler öyle zırt pırt değiştirilmesin. Ve de Zengindostu
Belediyeler’in/Güç Yalakası Kulüp Yönetimleri’nin inayetinde olmamalı bu işler:
ne isim değişimleri, ne de semtlerin kaderini belirleyen
değişimler. Kalktılar Beşiktaş’ı Beşiktaş yapan Balıkçılar Çarşısı’nı yerle
bir ettiler. Çarşının etrafında bir sürü balık lokantası dışarı atılmış
masalarıyla ‘türedi’. Basith 1 Ortaköyleştirme! Beşiktaş, hakikaten tüm
sahici ve eski dokusuna karşılık feci çirkinleştirilmiş bir semt. Kıyı şeridi
boyunca KAMUYA AİT okulların, semt sakinlerine ait yerlerin otellere, gece
kulüplerine peşkeş çekilmesinden- Şehrin hilafsız EN ÇİRKİN HEYKELLERİNİN
‘Demokrasi Anıtı’, ‘Beşiktaş’ın Kartalı’ vesaire kisveleri altında, muhtelif
meydanlarımıza kakalanmasına kadar- Tam Beşiktaş’ın orta yerindeki o devasa
kartal heykelinin çirkinliği karşısında söylenebilecek tek söz var: aman
yarabbim, aman yarabbim! Ama eski manavlar çarşısının, tam Beşiktaş’ın
girişinin rüküşleştirilmesi için hiçbir maddi ve manevi fedakârlıktan kaçınmadan
kakılmış devvv paslanmaz çelik boru, kesinlikle Heykeller Âlemi’nin
Gökkafesidir! Tüm bu fecaatlerin Beşiktaşında eskiden kalan yegâne
güzellik/sıcaklık/estetik dokuyu; Balıkçılar Çarşısı’nı buldozerlemek ancak
şehircilikten/estetikten/kültürden/mimariden nasibini almamış 1 Belediyecilikle
nasip olabilirdi: Beşiktaş’ın CHP’li belediyesine, pek tabii ki, nasip
oldu. Şimdi oraya artık ne post-mortem kâbus/fayans/cam düşünüyorlarsa, bunun
bir Osmanlı Hanımefendisi’nin hafif kemerli burnunu kırıp yerine cahil bir
estetik cerrah elinden çıkma fındık burun yapmaktan hiçbir farkı olmayacak.
Yapay, çirkin, türedi, aidiyetsiz ve yeni! Bu Belediyenin sınırlarında
eziyetlerin anlaşılan sonu gelmeyecek. Dün Bebek’e yürürken NE görsek
beğenirsiniz? Kırk yıllık Bebek Parkı olmuş mu sana Türkân Sabancı Parkı?
Pardon, kim dediniz? KAÇ PARA bağışladı Türkân Sabancı hakikaten çılgınca
merak ediyorum (o çok mühim) isminin İstanbul’un en bilinen parkların-dan birine
verilmesi için? Yeni çocuk parkı zımbırtılarını mı o aldı? Çimleri mi o
döşetti? İstanbul Büyükşehir Belediye-si’nin o masrafları karşılayacak
bütçesi/parası YOK; öyle mi? Şair Nedim’in heykeli olduğu için Şair Nedim Parkı
/Sait Faik Parkı olabilir. Yani mühim bir Türk’ün ismi olabilirdi. Ama kuşkusuz
Bebek Parkı ismi, semtin o oyuncaklı/güzel ismiyle anılmayı hak eden en güzeli.
En iyisi. Şimdi Büyük Türk Zenginleri’nden birinin (rahmetli) birkaç ay önce
verdiği röporta-jında istediklerini yerine tam istediği gibi getirmedikleri
için, hiçbir bağış yapmayacağını açık-lamış Evkadını Eşi, eminim emi- nim
külüstür fiyatına, feci ‘uygun’ bir bağışla, İstanbul’un en bilindik
parklarından birine isminin verilmesini temin ettirmiş oldu. Ne yaparak? Ve
kim acaba kendileri? Parayı bastıran (üstelik sıkı pazarlıklarla) böyle park
ismi sahibi olabiliyor mu? Denklem nedir acaba Bu Zengindostu/En Ucuzundan
Satılmış İlişkiler Diyarı’nda? Hrant Dink Meydanı’nı görmeye ömrümüz vefa
edecek mi? Ya Orhan Pamuk Caddesi’ni? Size yemin ederim Zülfü Livaneli Sokağı’na
dahi razıyım. Yaşar Kemal Caddesi, Sezen Aksu Limanı- zaten olmalı! Zaten
çoktan olmalıydı. Ama bize bir şeyler verenler değil, kolektif
bilinçaltımızın çok mühim bir yapıtaşçısı olan, diyelim Ahmet Kaya değil, bu
topraklara sevgisine kurban verdiğimiz Hrant Dink değil- Para bastırarak ya
da evindeki bibloları fevkâlâde düzenlettir- diği/karpuzları güzel
kestirttiği için Türkân Sabancı Parkı! Beşiktaş Balık Pazarı’nı
‘gentrification’ ayağına buldozerletenlerden beklenen bir ‘yenilik’
muhakkak. Maganda usulü belediyecilik.