İnsanoğlu zamanı ölçmek için antik çağlardan başlayan bir uğraş içinde olmuştur. İnsanoğlunun icat ettiği ilk saat, geçmişi M.Ö. 3500'lü yıllara kadar dayanan güneş saatidir. Güneş saati, güneşin gökyüzündeki hareketlerinden faydalanarak zamanı ölçmüştü. M.Ö. 15. yüzyılda bir kabın içindeki küçük delikten akan suyu işaret eden çizgilerden oluşan su saati icat edildi. Daha sonra yine aynı yüzyılda zamanı ölçen çeşitli uzunluktaki mumlardan yapılan mum saati ve bunun ardından da kum saati icat edildi. Mekanik saatler, 13. yüzyılın sonuyla 14. yüzyılın başlarında Avrupa'da top ile neredeyse eş zamanlı olarak icat edildi. Bu bir rastlantı değil. Her iki icatta madenleri işleme becerisindeki kayda değer bir gelişmenin ürünüydü. İlk saat ustalarının çoğu aynı zamanda top yapımcısıydı.
1829 yılında saate devrim olarak nitelendirilen elektrikli saat icat edildi. 1929 yılında ise titreşimli quartz saatler bu devrimi gölgede bıraktı. Mekanik saatler Ortaçağ Avrupa'sında kiliselerde çanların zamanında çalması için kullanılmaya başlandı. Bu ilk mekanik saatler kısa sürede saat başlarında çalarak zamanı duyuracak bir mekanizmayla donatıldı.
Bu dönemde hemen hiç kimsenin taşınabilir bir saati yoktu. Dolayısıyla her saat başı çalan bir meydan saatinin gerekliliği tartışılmazdı. Bu nedenle 1300 ve 1500 yılları arasında büyük saat kuleleri yapılmaya başlandı. 1386 yılında İngiltere'de inşa edilen Strasbourg Katedrali'ne ait saat kulesi dünyada inşa edilen ilk saat kulesi olma özelliğini taşıyor.
Anadolu'da saat kuleleri
Saat kuleleri, Avrupa kentlerinde 14. yüzyıldan itibaren yaygınlaşmaya başlarken Osmanlı İmparatorluğu'nun kentlerine girmesi 16. yüzyılda başlamakla birlikte 19. yüzyılda yaygınlaştı. Osmanlı'da 19. yüzyılın ilk yansında başlayan çağdaşlaşma hareketleriyle birlikte saat kuleleri yapılmaya başlanmıştır.
Saat kulelerinin Osmanlı toplumuna geç gelmesinin nedeni, zaman kavramının namaz saatleriyle yakın ilişkili olmasından kaynaklanıyordu. Marangozluğu yanında saatlere olan merakı ile de tanınan II. Abdülhamit, Osmanlı tahtına çıkışının 25. yıldönümünde saat kulelerinin yaygınlaşması konusunda bir çalışma başlatmıştı. Valilere gönderdiği bir fermanla Anadolu kentlerinde saat kuleleri yapımını teşvik etmiştir. Bu tarihe kadar Osmanlı'da lüks bir eşya olarak algılanan saat halka ulaşmıştı.
Saat kuleleri genellikle kentlerin meydanlarına yapılmakla birlikte, kentin tepe ve yamaçlarına veya kentin önemli yapılarının üzerine de yapıldı. Kentin meydanlarına yapılan saat kulelerine en iyi örnek Çorum, Çanakkale, Muğla, İzmir, Sinop saat kuleleridir. Bursa, Çankırı, Göynük, İzmit, Safranbolu saat kuleleri ise kentin tepe ve yamaçlarına yapılan saat kulelerinin örneklerindendir. Bir binanın üzerine yapılan saat kulelerine örnek olarak ta Ayvalık, Bergama ve İstanbul Deniz Hastanesi saat kuleleri gösterilebilir.
Saat kulelerinin esas işlevi halka zamanı göstermek olmakla birlikte, bazı saat kuleleri ilave görevlerde üstlenmiştir. Örneğin; Çanakkale, İzmir ve Dolmabahçe saat kulelerinin kaidelerinde su sebilleri bulunmaktadır. Ayrıca Kayseri, Muğla ve Tokat saat kulelerinin altında bulunan odalar muvakkithane olarak kullanıldı.
Saat kulelerinin saatleri, her saat başı saat sayısı kadar veya saat başı tek vuruş yapacak şekilde yapıldı. Bazı saatler her saat başı saat sayısına ilave olarak her yarım saatte bir de çalarlar. Bazılarında ise, her saat başındaki vuruşlar bir-iki dakika ara ile tekrar edilir. Büyük ağırlıklarla çalışan saatler, özelliklerine göre, haftalık, on beş günlük veya aylık olarak kuruluyor.
İzmir Saat Kulesi
Sultan II. Abdülhamit'in tahta çıkışını 25. yıldönümüne yetiştirilmek üzere 1901 yılında bazı parçaları yurtdışından getirilerek bir Belçika firmasının projesiyle inşa edilen izmir Saat Kulesi'nin saati Alman İmparatoru II. Wilhelm tarafından hediye edildi. 25 metre boyundaki mücevher görünümlü İzmir Saat Kulesi'nin mermer kubbeli çeşmeleri ve dört girişi üzerinde 68 sütunu bulunuyor. Kulenin çatısı Abdülhamit tuğralı.
Çankırı Saat Kulesi
Kule şehir merkezi yakınındaki bir sokağın içinde bulunuyor. 1948 yılında bugünkü yerine taşındı. Saati İsviçre'de yapılmış, 1860 veya 1866 yılında Hacı Efe'nin Belediye Başkanlığı sırasında Sultan II. Abdülhamid tarafından Çankırı'ya gönderildi. Saati 24 saatte bir kurulur. Zincirli olup çanı iki tokmaklı ve 16 kg ağırlığındadır. Saati yarım ve tam saatlerde çalmaktadır. Kulenin üzeri kurşun örtülü kubbelidir.
Bilecik Saat Kulesi
Bilecik Anadolu Lisesi bahçesinde yer alan Bilecik Saat Kulesi, Ertuğrul Mutasarrıfı Musa Kazım tarafından 1907 yılında yaptırıldı. Kare planlı kulenin ilk iki katında köşelerde kesme taş, cephelerde moloz taş, devamında ise ahşap malzeme kullanıldı. Saat odası kurşun kaplı sivri çatının altındaki dördüncü katta bulunuyor. Kule yukarıdan aşağı doğru genişleyen dört dikdörtgen prizmadan oluşuyor. En alt katta yuvarlak kemerli kapı ile onun üzerinde aynı biçimli pencere yer alır. İkinci kat üzerine oturan balkonu bulunuyor.