Yüzlerce Dikmenli Kentsel Dönüşüm Mağduru



Anakent Belediye Meclisi’nin mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı vermesinin ardından “Dikmen Vadisi 4. ve 5. Etap Kentsel Dönüşüm Projesi”ni iptal etmesi, sözleşme imzalayarak gecekondularının yıkılmasına razı olan yaklaşık bin 800 kişiyi “ortada bıraktı.” Evlerinin yıkılmasına karşılık belediyeden kira yardımı alan yurttaşlar bunun kesilmesiyle zor duruma düştü. Kamulaştırma karşılığında evlerini belediyeye satanların birçoğu da aldıkları paraları harcadı. Dikmen Vadisi Barınma Hakkı Bürosu da gönüllü avukatları aracığıyla yurttaşların başvurmaları halinde belediyeye karşı dava açmaya hazır olduğunu açıkladı.

Melih Gökçek başkanlığındaki Anakent Belediyesi Meclisi, 15 Mayıs 2009 tarihinde aldığı 1208 no’lu bir kararla; 17 Şubat 2006 tarih ve 483 no’lu kararına dayanan “Dikmen Vadisi 4. ve 5. Etap Kentsel Dönüşüm Projesi”ni iptal etmişti. Belediye Meclisi’nin aynı tarihli, 1213 ve 1214 sayılı kararları ile de anılan proje kapsamındaki ilgili planlar ve bağlı sıralı işlemlerin tümü hakkında iptal kararları alınmıştı. Belediye Meclisi’nin 1208 no’lu iptal kararında; proje kapsamında uygulanan kamulaştırmalardan vazgeçilmesi ve yapılan kamulaştırmaların iptal edilerek, bedeli üç ay içinde iade edilmek kaydıyla kamulaştırılan taşınmazların sahiplerine verilmesi karara bağlandı.

Ayrıca konut karşılığı sözleşme yapan gecekondu sahiplerinin ödedikleri bedelin kendilerine iadesi ve plan bazında da tamamen uygulama öncesi duruma dönülmesi kararı alındı. Bu kararın birçok Dikmenlinin aleyhine hükümler içerdiğine dikkat çekiliyor. Proje kapsamında belediye ile sözleşme imzalayan ve gecekonduları yıkılan yaklaşık bin 800 kişi kiraya çıktı. Belediye ise buna karşılık bu yurttaşlara 250 TL kira yardımında bulundu. İptal kararı verilince de projede 2006 yılına dönüldü. Karar uyarınca, belediye yurttaşlardan aldıklarını, yurttaşlar da belediyeden aldıklarını iade edecekler. Belediye de bu gerekçeyle yaptığı kira yardımını kesti. Bu nedenle hem evleri yıkılan ve kira yardımı kesilen birçok yurttaşın mağdur duruma düştüğü kaydediliyor. Aynı zamanda belediye kamulaştırdığı alanları da iade kararı aldı. Buna karşılık kamulaştırma karşılığı ödenen paranın da 3 ay içinde iadesini talep etti. Birçok yurttaşın belediyeden aldığı paraları harcadığı için bunları iade edemeyeceği aktarılıyor. Bu durum ise belediyenin topraklara el koymasının önünü açtığına işaret edildi. Dikmen Vadisi’nde yürütülen projeleri yakından takip eden isimler de bu konuda aynı görüşü paylaşıyor.



Tarık ÇalışkanTarık Çalışkan / Dikmen Vadisi Barınma Hakkı Bürosu Çalışanı

‘Belediye insanları sokakta bıraktı’

Sözleşme imzalayan bin 800 kişi belediyenin vermiş olduğu taahhütlere inanarak evlerini yıktılar. Belediye giden arkadaşları deyim yerindeyse sokakta bıraktı. Şimdi bu arkadaşlarımız doğal olarak ikinci bir deprem yaşadı. Bu karar korkunç bir karar. Sonuçta bin 800 kişi size evini teslim etmiş. Dört yıldır geleceğini bekleyen insanlar var. Siz bu insanları bir anda yok saydınız. Sokağa attınız ve çektiniz gittiniz. Proje iptal edildi ancak dört yüz metre toprak verenler aynı zamanda belediyeye 30 milyar da borçlandılar. Bu kararda isteyenlerin topraklarını belediyeye satabilecekleri söylendi. Bunu niye söylüyor? Gidenlerin birçoğu belediyeye borçlandılar. Değim yerindeyse yoksulluklarından bir kez daha faydalanacak. Tapulu ev sahipleri topraklarını belediyeye sattı. Belediye planı iptal ettiği için paraları üç ay içinde geri istedi. Ancak birçok yurttaş bu paraları harcadı. Paraları geri vermezlerse topraklar belediyeye kalıyor. Burada da gasp var.

Fazıl GülekenFazıl Güleken / Ankara Anakent Belediye Meclisi Üyesi

‘Bu bir fiyaskodur’

Melih Gökçek, 4 ve 5’inci etapta büyük lüks konutlar yapmak istedi. Yurttaşlar bu süreçte kamulaştırmalarla ilgili bedel arttırım davaları açtı. Ve bunları kazanmaya başladı. Belediye de ucuza mal ettiği arsaları mahkeme kararlarıyla yüksek bedellerle yurttaşa ödemek zorunda kaldı. Bir yandan da ekonomik kriz çıktığı için lüks konut projelerinin satım işi uzun vadede sıkıntıya girdi. Melih Gökçek de bir yurttaş dava açtı diye bundan vazgeçti. Bunda enteresan olan yaptığı sözleşmeleri de iptal etmesi oldu. Sözleşme imzalayan bin 800 kişinin tamamına yakının gecekondularını yıktılar. Belediye 250 lira kira yardımı yapıyordu. Sonra bunu 400’e çıkardı. Ama yine de insanlar razıydı buna. Şimdi plan iptaliyle birlikte bu kira yardımı da kesildi. Üstelik belediye bu ödediği kira yardımlarını geri almak istiyor. Bu bir fiyaskodur. Çünkü bir protokol imzaladılar. Kamu olarak vatandaş sana güvenmiş, sözleşme yapmış, tam projenin ortasından ben bundan vazgeçiyorum diyor.

Ender BüyükçulhaEnder Büyükçulha / Halkevleri Genel Başkan Yardımcısı ve Barınma Hakkı Bürosu Avukatı

‘İtirazlarımız doğrulandı’

Gelinen durum Melih Gökçek’in kentsel dönüşüm projesi anlayışına başından beri yönelttiğimiz itirazların hepsini doğrulamış oldu. Türkiye’nin ekonomik krize girmesiyle kentsel dönüşüm projesinde bir koyup üç alma mantığı geçerlilik kazanmamaya başladı. İnşaat sektörü de krizde. Yöre sakinlerinin önemli bir kısmının da uzlaşmaya yanaşmaması Melih Gökçek’in bunu becerememesine neden oldu. Bunda yargı kararının da etkisi var. Belediye Meclis kararıyla iptal edilen proje, yürütmeyi durdurma kararına dayanıyor. Ben size sorayım, Melih Gökçek hangi yargı kararını bugüne kadar uyguladı? Proje üstüne çöktüğü zaman yargı kararlarına sığınıyor. İşine gelmediği zaman, altgeçit uygulamalarında olduğu gibi yargı kararlarını uygulamıyor. Kentsel dönüşüm projesi kentsel ranta el koymaya yönelik bir proje olduğu için belediyelerin yaptığı ilk şey, yağmaya açacakları bir bölgeyi sermayeye sorunsuz olarak teslim etmektir. Yörede yaşayan insanları oradan söküp atmaktır. Bu konudaki çabalar sürüyor. Zaten iptal bile esasında bir yıldırmadır. Evlerini yıkıp, kirada oturan vatandaşlara diyor ki, “İsterseniz evlerinizi satabilirsiniz.” Bu adam zaten kirada yaşıyor. Sen üç kuruş koysan bu adam her şeyini satar sana. Böyle böyle yer toplayacak. Süründürerek mağdur etmeye devam edecek. Orayı temizlemeye devam edecek. Mağdur duruma düşenler dava açmalılar. Barınma Hakkı Bürosu bu konuda hukuk komisyonu kurdu. Sözleşme imzalayıp da şimdi mağdur olan vatandaşlarımızın bütün zararlarının tanzimi için belediyeye açacakları davalar için hukuki destek sunuyoruz. Belediye ile mahkemede hesaplaşmak lazım.