Dünyada yeni başlayan bir trendin Türkiye’de üretilmiş ilk modeli olan AQUALAM, yüzde yüz suya dayanıklı bir parke. Üretim standartlarıyla dünyada 3. üretici konumunda olan AQUALAM’ın arkasında; Türkiye imalat sanayisinin ilklerinin arkasında yer alan ve polimer konusunda büyük tecrübeye sahip Kimyager Erdoğan Yıldırım bulunuyor.
Türkiye’de oldukça büyük bir hızla gelişen inşaat sektörünün ihtiyaçlarını, dışa bağımlılıktan kurtarmak üzere geliştirilen AQUALAM, yüzde yüz sağlıklı sentetik reçinelerden üretiliyor. Banyodan mutfağa evsel kullanımın her alanında ahşabın sıcaklığını hissettiren AQUALAM, evsel kullanımın yanı sıra spor merkezleri, okullar, kreşler, yaşlı bakım evleri, AVM’ler gibi her türlü ortak kullanım alanında da rahatlıkla kullanılabiliyor. Birçok mekanda iç mekan yüzer döşemesi olarak kullanılabilen ürün, ıslak zeminlerin tamamında kullanılabildiği gibi kiler, sığınak, bodrum katları ve soğuk hava depolarında da rahatlıkla uygulanabiliyor.
AQUALAM’ın benzerlerinden temel farkları şöyle sıralanıyor;
- Antibakteriyel özelliği (cam esalı gümüş fosfat sayesinde) sayesinde kullanıldığı ortamlarda ekoli, streptekok, mantar ve küf oluşturan bakterilere karşı tam etkilidir. Bu sayede koku oluşumunu tamamen önleyen AQUALAM, zemini tamamen hijyenik hale getirir.
- Diğer ürünlerde bulunmayan yüzde 100 suya dayanım özelliği sayesinde 20 yıl garanti verir.
- B1 sınıfı yangın direncine sahiptir. Yangın esnasında tutuşmaz ve bu sırada ortaya çıkan zehirli gazların bir kısmını bünyesinde bulunan çinko borat sayesinde absorbe eder.
- Eşdeğer bütün ahşap ve plastik laminantlara göre yüzde 35 daha hafiftir. Depremsellik bağlamında hafif yapı sistemine katkıda bulunur.
- Yüzeyinde oluşturulan kaymaz ahşap doku sayesinde ev kazalarını en aza indirir ve banyolarda ıslak ayakla bile kayma efekti yaratmaz.
- Evsel kullanım amacıyla üretilen bütün kimyasallarla ve bol suyla yıkanarak temizlenebilir.
- Sahip olduğu contalı süpürgelik sistemi sayesinde, silikon gibi toksik bileşen içeren kimyasallar kullanılmadan uygulama yapılabilir. Aynı zamanda kablo kanalı yerine de kullanılabilen süpürgelik sistemi, mekanda görüntü kirliliği oluşturan etmenleri ortadan kaldırılmasını sağlar.
- AQUALAM, kapı altlarında bölüntüler uygulamadan 900 metrekareye kadar dilatasyonsuz yekpare olarak uygulanabilir.
- Sahip olduğu 40’a yakın renk, desen seçenekleri ve der modelleriyle geniş çaplı görsel çeşitlilik sunar.
- İçeriğinde uçucu kimyasallar barındırmadığı için (ahşap içerikli laminantlarda metrekarede yaklaşık 150 mg serbest kanserojen formaldehit bulunmaktadır) tamamen sağlıklıdır.
- Tamamen geri dönüşümlüdür, doğaya atığı yoktur ve ağaçların yok olmasını da önler.
- Uygulaması kolaydır; zaman ve paradan tasarruf sağlar.
- Çizilmeye karşı uluslararası en yüksek diren olan AC4 ve AC5 formuna uygun 33 sınıfı bir üründür.
- Yük direnci olarak IC3’dir, bu anlamda santimetrekarede yaklaşık 300 kg kadar yük taşıyabildiği söylenebilir. AQUALAM, oto galerinde zemin döşemesi olarak kullanılabilir.
- Ses yalıtımında; kauçuk esaslı yalıtım elemanı ile birlikte yüzde 80’e varan ses yatlımı sağlar.
- Alt ekipman olarak kullanılacak ek üniteler sayesinde ısı yalıtımı ve yerden ısıtma sistemi için uygundur.
- Halı kaymaz özelliğe sahiptir.
Dünyada inşaat sektörünün etkinliği devam ettikçe ve arttıkça ahşaba dayalı parke kullanımının daha da hızla artacağını belirten Erdoğan Yıldırım, ahşap Laminant üreticilerin hammadde konusunda sıkıntı çekmeye başladıkları için dünyanın birçok bölgesinde bulunan ormanlardaki kaçak kesilen ağaçlardan faydalandıklarını vurguladı. Dünyada yıllık ahşap parke tüketiminin yaklaşık 2.5 milyar metrekare olduğunu söyleyen Yıldırım, bunun ileride dünyamız için çok vahim bir tablo oluşturacağını ifade etti.
Her metrekarede 30 mg serbest formaldehit kullanımının tonlarca zehirli ve kanserojen kimyasalı solumak anlamına geldiğini paylaşan Yıldırım, “Toplumlumuz genel algı olarak maalesef ahşap içerikli laminantın tamamen ahşaptan üretildiğini ve bu sayede çok doğal ürün olduğunu sanıyor ancak bu durum toplumumuzu yanlış ürün tüketimine yöneltiyor” dedi. Ahşap içerikli ürünlerin su ve nemle temas etmeye başladıkları andan itibaren bakteri yuvasına dönüştüğünü vurgulayan Yıldırım, sadece yüzeyin silinmesi ile bu durumun önüne geçilemeyeceğini aktardı. Kullanım süresi kısa olduğu için ahşap içerikli Laminant parkelerin süreç içerisinde aile bütçesine ekstra yükler getirdiğini anlatan Yıldırım, Türkiye’de yıllık Laminant tüketimini yaklaşık 80 milyon metrekare olduğunu paylaştı. Yıldırım, bu konuda dışa bağımlılığın yüzde 60 civarında olduğunu; bu durumun önüne geçmek için bu yatırımı gerçekleştirdiklerini ve kapasite artımına hız verdiklerini ifade etti. Ürünle ilgili her türlü patentte sahip olduklarını ve bu projenin tamamen devlet destekli olduğunu aktaran Yıldırım, sanayi üniversite işbirliği çerçevesinde Ar-Ge çalışmalarının yürütüldüğünü söyledi.