Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, 2006 yılı için yaptığı 26 milyon turist tahmininin tutturulamayacağının anlaşıldığını söyledi. Bakan Atilla Koç, 'O uçuk bir rakamdı' dediği tahmini '2006'da 26 milyon' sloganındaki 'kafiyenin cazibesine kapılarak' yaptığını açıkladı. Çanakkale Şehitler Anıtı ve Topkapı Sarayı'nda ortaya çıkan ciddi temel sorunlarının giderilmesine çalıştıklarını söyleyen Koç, müzelerde yeni yolsuzlukların her an ortaya çıkabileceğinden endişe ettiğini söyledi. Bakan Koç'un açıklamaları şöyle:
Uçuk bir rakam
- Turizmde hedefi tutturamayacağız. Ben kafiyenin de cazibesine kapılarak, '2006'da 26 milyon turist' demiştim. Onun uçuk bir rakam olduğu anlaşıldı. Yine de geçen seneki 21 milyon sayısını geçeceğiz ama, 26 olamayacak.
- Turizm rakamları ilk üç ayda bozuktu, sonra toparlanmaya başladı. Antalya kendisini kurtardı. Çünkü yeni yatak kapasitesi ortaya çıkardı. Ege sıkıntıda. Ege'nin kendisini yenilemesi lazım. Bodrum'da 40 bin yatak var. Ama çoğu 10-15 yaşında. Bunları yenilemek ve sayıyı 100 bine çıkarmak lazım. Diyorlar ki, daha 40 bine gelmiyorlar. Yataklarınız eski olduğu için gelmiyorlar. Bu bisiklete binmeye benziyor; ilerlemek için pedal çevireceksin.
- Bodrum'da iki yere turizm tahsis talebi vardı, incelemeye çıktım. Kıyıya sıfır diye izin vermedim. Ama o arazilerin hemen bitişiğindekilere 10 yıl önce izin verilmiş, oralar çoktan bitmiş.
- Yazarlara dava açılmasına karşıyım. Benim hakkımda bu kadar şey yazılmasına karşın bir tek dava açmadım. Ayrıca bu tür davalar turizmi de olumsuz etkiliyor. Turizm, siyasi gelişmelerden etkileniyor. Örneğin karikatür krizi Batı ülkelerinde Doğu'ya gidersek başımıza bir iş mi gelir endişesini doğurdu ve olumsuz etkiledi.
Çanakkale ve Topkapı
- Çanakkale'deki Şehitler Anıtı'nın temelleri, zamanında uygun teknolojiyle yapılmadığı için rutubetten çürümüş. Görünce tüylerim diken diken oldu. Hafif bir depremde bile yıkılacağından endişe ediyorum. Gerekli araştırmalar ve statik hesaplamaları yapıldı, yapıyı güçlendirecek bir kurtarma projesi hazırlandı. Güçlendirmek için altını kazmak da mümkün değil. Onun için ön tarafından kazarak yeni bir teknik kullanılacak. Bu işe 2.5 milyon ayırıyoruz. Çanakkale Valisi önümüzdeki günlerde işleme başlayacak.
- Topkapı Ssarayı'nın temelleri de tehlikede. Tehlike şu ki; İstanbul'da tarihi yarımadada yeraltı su seviyesi yükseliyor. 1.5 yıldır deprem araştırması dahil her türlü araştırma yaptırıyoruz.
Ziyaretçi fazla
- Topkapı Sarayı'na fazla ziyaretçi geldiği doğru. Ama şu anda herhangi bir kısıtlama getirmeyeceğiz, ileride olabilir. Türkiye'de zaten yüz ağartan iki müzemiz var. Biri Topkapı, biri Ayasofya. Önce bunların alt yapısını düzelteceğiz, işleyişi düzene sokacağız, sonra kısıtlama konusu gelir.
- Bütün dünyada imparatorluk sarayları, bahçeleriyle de ünlüdür. Biz, Topkapı Sarayı'nın bahçesine Mercedes 302'leri, Neoplanları, turist otobüslerini park ediyoruz. İlgililere hemen bildirdik, kendilerini ayarlasınlar diye; 15 gün sonra Topkapı'nın bahçesine artık otobüsler giremeyecek. Aküyle çalışan golf araçları işleyecek.
- Topkapı'ya 70-75 milyon yatıracağız. İstanbul Arkeoloji Müzesi'nin bir bölümü, ki bu bölümde eski Mısır eserleri, lahitler bulunuyor, imkansızlık nedeniyle 15 yıldır kapalı tutuluyor. 1.5 milyon gerekiyordu. Bunu temin ettik. Bu bölüm de yakında açılacak.
- Kültür ve turizm bakanlıklarını birleştirmemiz sayesinde kültüre daha çok bütçe ayrılmaya başladı. Daha önceki bakanları suçlayamıyorum, çünkü bütçe imkânları yoktu. Biz ayırabiliyoruz.
Bodrum'daki yazı kalacak
- 5-6 ay önce 4-5 mail ihbarı gelmiş. İhbarı yazanlar arasında Hıristiyanlar da var. Genel müdürümüz hemen inceleme talimatı vermiş. İki arkeolog inceleyip, Latince 'Burada Tanrı yoktur' yazısı için 'sonradan yazılma' demiş. Çünkü bu pembe taş, kazınınca griye dönüşüyor. Dönüşmemesi
için kök boya sürülmüş. Ama orada başka hiçbir kazınmış yazıda kök boya yok, bunda var.
- 1999 yılında da böyle bir soruşturma söz konusu olmuş. O zaman da raporlar yazılmış, ama üstü kapatılmış. İşin doğrusu, eski müze müdürü Oğuz Alpözen bey olmasa, orada o müze kurulmazdı. Onun şevkle çalışması sayesinde olmuş. Ama bu yazı orijinal değil, sıkıntı var. Hatta, o bölmenin işkence odası olduğu dahi kuşkulu. Müzeciler, bu tür atraksiyonlara dünyanın başka yerlerinde de başvurulduğunu, bunun normal olduğunu, ama bunun söylenmesi gerektiği görüşünde.
- Tahrifat kanıtlanırsa, belki o zaman bir kenara 'Bu yazı şu tarihte yazılmıştır' diye, tahrifatı düzeltici bir tabela koyarız. Ne sansür, ne başka bir şey var. Çünkü tahrifatsa bile, benim orayı düzeltmem de başka bir tahrifat olur.
Araştırmalar sürüyor
- Uşak olayından sonra bütün müzelerde araştırma başlattık. Hâlâ sürüyor. Yeni hadiseler de her an çıkabilir, ondan endişe ediyorum. Yıllarca süren bir ihmal söz konusu. Uşak bizim dönemimizde oldu. Ona af yok. Ama Kahramanmaraş hadiesi 1998'de olmuş, affa giriyor. Türkiye'de ne yazık ki bir af realitesi var. Sorunlarla başa çıkamayaınca affa başvuruyorsunuz. Ben karşıyım. Pek çok müze suçu da affa girmiş.