Yunus Aran Konferansları'nın 37. Konuğu Doğan Hasol Oldu
Yunus Aran
Birlikteliği ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
(MSGSÜ) işbirliğiyle Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Bölümü 1999
mezunu mimar Yunus Aran'ın anısını yaşatmak ve mimarlık
fakültesi öğrencilerinin birikimlerine katkıda bulunmak amacıyla mesleki
kariyerlerini mimarlık alanıyla kesiştiren farklı disiplinlerden konuşmacıların
katılımıyla her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen Yunus Aran
Konferansları'nın 37. konuğu Yapı-Endüstri Merkezi (YEM) Yönetim Kurulu
Başkanı Doğan Hasol oldu.
Buluşmanın açılış konuşmasını
yapan MSGSÜ Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Güzin Konuk,
Yunus Aran Birlikteliği ile yaptıkları işbirliğinin 10 yılı olduğuna değindi ve
bir yandan bunun sevincini yaşarken bir yandan da Yunus Aran'ın yokluğunun
hüznünü taşıdıklarını söyledi.
Daha sonra
sahneye çıkan Doğan Hasol, Yunus Aran ile aralarındaki
akrabalığa değinerek, "Aslında biraz da aile kontenjanından buradayım" dedi.
Konuşmasına, Türkiye'nin 2000'li yıllara kadar yaşadığı önemli olayların bir
derlemesiyle başlayan Hasol, İstanbul'a geldiği ilkokul ikinci sınıftan itibaren
kendinde iz bırakan anları ve insanları anlattı. Okul hayatının ve dönemin özgül
koşullarının kendini nasıl şekillendirdiğini aktaran Hasol, YEM'in kurulmasına
doğru giden süreçten ve mimarlık ortamına yaptığı katkılardan bahsetti. Hasol,
babası, ilkokul öğretmeni Perihan Ongan, Bülent Özer, Orhan Safa, Celal Esat
Arseven, Abdülkadir Yücekan, Hayzuran ve Ayşe Hasol başta olmak üzere kendi için
önemli isimleri andıktan sonra sözlerini, Yıldız Teknik Üniversitesi'nde
'onursal doktor' ünvanını aldığı tören için hazırladığı
konuşmanın gençlere yönelik bölümüyle sona erdirdi.
"Başarıya ulaşmak için
onu hedeflemek gerekir. Yaşam, yararlı bir şeyler yapmak için hiç de kısa
değildir. Yaşamı verimli kılabilmek, yaşamın süresinden çok daha önemlidir.
Schubert'in 31, Mozart'ın 35, Orhan Veli'nin 36, Rimbaud'nun 37, Shopen'in 39
yaşında büyük yapıtlar verdikten sonra bu dünyadan ayrıldıklarını
anımsatabilirim. 'Yaş 35, yolun yarısı eder' diyen Cahit Sıtkı Tarancı'nın 46
yaşında bu dünyaya veda ettiğini de ekleyebilirim. Hepsinin yetenekleriyle
ortaya koyduğu yapıtlar, kendilerinden çok daha uzun ömürlü olarak etkilerini
sürdürecekler. Kısacası eser veren insanlar, doğal ömürlerinden çok daha uzun
yaşarlar. Hedeflenen her şeyi yapmak için zaman yeterlidir. Önemli olan zamanı
iyi kullanmaktır. İşlerinin çokluğundan yakınıp hiçbir işe yetişemediklerini
söyleyenler, gerçekte zamanı planlayamayanlardır.
Yeteneklerinizi
keşfedin, geliştirin. Yeteneklere uygun işler daha kolay ve daha kısa sürede
yapılır. Size kolay gelen ciddi işlere öncelik tanıyın. Biten her iş bir başarı
göstergesidir; hiçbir mazeret başarının yerini tutmaz. İşten heyecan duyun,
programlayın; başladığınız işleri zamanında bitirin, ama kesinlikle bitirin.
İşinizi iyi yapın; iyi yapılan işi maddi karşılığı kendiliğinden gelecektir.
Para, amaç değildir; ama bize öğretilenlerin aksine önemsiz de değildir. İşlerin
daha iyi olanaklarla daha iyi yapılması, kurumlarda daha iyi eleman
çalıştırılması, onlara daha iyi ücret ödenmesi, ekipmanın ve çalışma
mekanlarının geliştirilmesi, tanıtımdan yararlanılması için para iyi bir
araçtır.
Araştırın,
sorgulayın, okuyun... Anlayarak okuyun, notlar alın...Her şeye bakın, ama
görerek bakın. Öğrendiğinizi tam öğrenin, fırsat yaratıp anlatın, okuyucuya
dönük olarak yazın, öğretin. Öğrenmenin en iyi yolları anlatmak ve yazmaktır.
Bütün bunları yaparken bilginizi pekiştirdiğinizi göreceksiniz. Her
girişiminizi, her işinizi kurallara uygun olarak yapın. Kural dışı yapılan her
eylem, bir duvara çarpmaya mahkumdur. Taklit etmeyin, edilirseniz de kızmayın.
Taklit edilmek, beğenilmenin bir göstergesidir; ama beğenilmekle de yetinmeyin.
Sağlığınıza dikkat edin, insanların en isteksiz, en verimsiz ve en az üretici
oldukları dönemleri, sağlıklarının bozuk olduğu dönemlerdir. Ben pek
beceremedim, ama siz güler yüzlü olun. Gülmekle ciddiyetsizliğin, somurtmakla
ciddiyetin hiçbir örtüşmesi yoktur. Aynı anda hem ciddi hem de güler yüzlü
olunabilir. Güler yüz mutluluk getirir; mutluluk başarıyı destekler.
Mutluluktan kaçmayın, aksine mutlu olmak için kendinizi eğitin.
Gerekirse özel çaba harcayın. Sevecenlik mutluluğu artırır; insanları sevin.
Unutmayın ki sevilmek, sevmeyi bilenlerin hakkıdır. Ayrıca vermekle azalıp
tükenmeyen tek şey sevgidir. Alçakgönüllü olun; alçak gönüllülük başarılı
insanların olgunluğuna daha çok yakışır. Son bir söz; her sıkıştığınızda akıl
şablonuna başvurun, çözümü akılla arayın, kendinizi aldatmayın. unutmayın ki
insanlar en kolay kendilerini aldatırlar. Akla aykırı gelen her şey gerçeğe
aykırıdır. Buna karşılık hayal etmekten, düş kurmaktan hiç çekinmeyin. Büyük
başarıların temelinde büyük düşlerin, büyük düşüncelerin yattığını göz ardı
etmeyin. Bazen büyük düşler, küçüklerinden daha kolay
gerçekleştirilir".
Doğan Hasol
Doğan Hasol 1937'de doğdu. 1956'da Galatasaray Lisesi'nden ve 1961'de İTÜ
Mimarlık Fakültesi'nden mezun oldu. 1961'de Mimarlık ve Sanat Dergisi'ni çıkaran
gruba katıldı. İTÜ'deki asistanlığının yanısıra Mimarlar Odası'nın dergisi
MİMARLIK'ın Yazı İşleri Müdürlüğünü yaptı. Mimarlar Odası Yönetim Kurullarında
çeşitli görevler üstlendi. 1968'de bir grup arkadaşıyla birlikte yapı alanında
bir bilgi merkezi olan Yapı-Endüstri Merkezi'nin kuruluşunu gerçekleştirdi.
Uluslararası Yapı Merkezleri Birliği'nin (UICB) iki kez başkanlığına, daha sonra
da Onur Üyeliğine seçildi.
Yaklaşık 40 yıldan beri Yapı-Endüstri
Merkezi'nin başında olan Doğan Hasol, bu kurumun bilgi merkezi işlevi
doğrultusunda, YAPI Dergisi'nin yanısıra başta Yapı Kataloğu olmak üzere,
mesleki kataloglar ve mimarlık kitaplarının yayımlanmasına, kurslar,
konferanslar, seminerler düzenlenmesine ve sanal mimarlık müzesinin
hazırlanmasına öncülük etti. Yayın etkinlikleriyle kendisine Türk Serbest
Mimarlar Derneği'nin 1994/95 dönemi Basın-Yayın Ödülü verildi.
Kimi
mimari proje yarışmalarında ödül ve mansiyonlar kazandı, kimilerinde de jüri
üyeliği yaptı. Eşi Hayzuran Hasol ile birlikte, Mimarlar Odası'nın 1990 Ulusal
Mimarlık Ödülü'nü yapı dalında kazandı. Serbest mimarlık çalışmalarını eşi ve
kızıyla birlikte kurdukları Has Mimarlık grubu içinde sürdürüyor.
Hasol,
1990-96 yılları arasında Galatasaray Spor Kulübü yönetiminde üç dönem 2. Başkan
olarak görev aldı. 1997'den bu yana Cumhuriyet gazetesinde haftalık spor
yazıları yayımlanıyor.
Hasol, mimariyle ilgilenen herkesin başvuru
kitabı olan Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü'nün yazarı. Bu sözlüğün yanında
İngilizce - Fransızca - Türkçe Mimarlık ve Yapı Terimleri sözlüğünü hazırladı;
İngilizce-Fransızca bir mimarlık sözlüğü de Paris'te yayımlandı. Hasol'un,
'Yağma Var!', 'Her Şeyin Mimarı Var', 'Mimari İzlenimler', 'Galatasaray'da
Düşler-Gerçekler'; ve 'Anılar Kuşlar Gibidir' adlı kitapları bulunuyor.
Kendisine İstanbul Teknik Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi'nce
"Onursal Doktor" unvanı, Mimarlar Odası'nca Mesleğe Katkı Başarı Ödülü
verildi.