Yunus Aran Konferansları 58. Buluşma: "Mimarlık, Kent, Yaşam: Mumbai'de Çalışmak"



Mimar Sinan Üniversitesi 1999 Mimarlık Bölümü mezunu mimar Yunus Aran'ın anısını yaşatmak, mimarlık fakültesi öğrencilerinin birikimlerine katkıda bulunmak için ve mesleki kariyerlerini mimarlık alanıyla kesiştiren farklı disiplinlerden konuşmacıların katılımıyla 2001 yılından bu yana her yıl düzenli olarak Yunus Aran Birlikteliği ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi işbirliğiyle gerçekleştirilen Yunus Aran Konferansları'nın 58. buluşmasına, Harvard GSD Kentsel Tasarım ve Planlama Yüksek Lisans Programı’nda profesör olarak görev yapmakta olan Rahul Mehrotra konuk olacak.

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ev sahipliğinde, Türk Ytong Sanayi A.Ş., Seranit Grup, The Sofa Hotel ve Ikon Events’in katkılarıyla gerçekleşecek konferans, 11 Aralık 2015 Cuma günü saat 14.30’da MSGSÜ Sedad Hakkı Eldem Oditoryumu’nda izlenebilir. Katılım herkese açıktır ve konferansa giriş ücretsizdir. Konuşma dili İngilizce olup, simültane tercüme yapılacaktır.

Reklam Goruntulenme Bolumu


Konuşma Özeti:

Hindistan’da çalışan mimar ve tasarımcılar, artık yapılı çevrenin olağanüstü bir hızla dönüşümüne etki eden sosyal kültürel ve ekonomik olguların tümüyle baş etmek durumundalar. Bu süreçte, profesyonel mimarın rolü iyice ötekileştirilmektedir. Öyle ki, geleneksel pratiğin içinden bir profesyonel, uğraşını daha kapsamlı bir perspektifle ele almak yerine, proje alanının kendinden menkul özellikleriyle meşgul olup pratiğinin kendi bağlamından kopabiliyor. İşte bu noktada, bizim “Mumbai’de Çalışmak” başlığı ile tartışmaya açtığımız yaklaşımımız, etkinlik gösterdiğimiz şehri ve bölgeyi fiilen pratiğe katmayı amaçlamaktadır. Tam da bu devingen manzara karşısında, farklı disiplinlerin bakış açılarını aynı anda geçerli kılabilecek, daha esnek bir meslek tanımının ortaya konmasıyla beslenen bir yaklaşımı benimsememizi ve mimari kavram dağarcığını geliştirmemizi sağlayan bir yol olmalıydı. Biz mimarlar, bir kentte aynı anda varolan pek çok dünyayla nasıl çalışıyoruz? Hem geçmişe, hem şimdiye, hem de geleceğe cevap veriyor muyuz? Peki ya bu zaman birimlerinin tümü aynı anda bulunuyorsa ne yapıyoruz? Bölünmüş bir zihinle tasarlayabilir miyiz? Zamanların, davranışların iç içe geçmesi; geçmişle geleceğin bir araya gelmesi ve birbirinden ayrılması tarihsel olarak Mumbai şehrinin -tıpkı bir çiçek dürbününden izlenen o değişken manzaradakine benzeyen- kentsel karakterini yaratmıştır. Dolayısıyla, projelerimizde yaklaşımımız bir yandan çağdaş hassasiyetler ve yapı dilini kullanırken, bir yandan da mekansal düzenlemeler ve yapı elemanlarını gelenekselden soyutlamak ve yorumlamak yönündedir. Girişimimiz çağdaş mekan organizasyonunu geleneksel mekansal düzenlemelerle, endüstriyel malzemeleri konvansiyonel zanaat ürünleriyle bir araya getirmektedir. Böylelikle mimarlığın kent içerisindeki kutuplaşmalar karşısında nasıl etkili bir araca dönüşebileceğini görmek istiyoruz. Kısacası hedefimiz, Hint peyzajını çok güçlü bir şekilde betimleyen çoğulculuk ve dualiteyi bir söyleme dönüştürmektir.