İstanbul'da Doğu Roma dönemine ait Yoros Kalesi'nde bu yıl da devam eden kazılarda, yaklaşık 80 esere ulaşıldı.Anadolukavağı sırtlarında bulunan ve yapım tarihi kesin olarak bilinmeyen Yoros Kalesi'nde, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul Üniversitesi işbirliğiyle 2010'dan bu yana yürütülen kazı çalışmalarında, bugüne kadar çok sayıda esere ulaşıldı. Arkeolog, sanat tarihçisi, öğretim üyeleri, üniversite öğrencileri ve veterinerlerden oluşan ekip tarafından yürütülen kazı çalışmalarının bu yılki bölümü ise ağustos sonunda tamamlanacak.
Kazılarda bu yıl, bronz havan eli, hamam taşı, çini, taş gülle, ölçü kabı, Venedik camları, parfüm şişesinin bir kısmı, bronz ölçü kabı, sikke ve tophane lülelerinin yer aldığı yaklaşık 80 eser, gün yüzüne çıkarıldı. Eserlerin en eskisi 1. Beyazıt dönemine, en yenisi ise Osmanlıca yazılmış, cumhuriyetin ilk yıllarına ait. Çalışmalar sırasında ilk kez, "zenne" denilen hanım lülesi ve Yunan sikkesi de bulundu.
Kazı ekibi başkanı İstanbul Üniversitesi (İÜ) Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Asnu Bilban Yalçın, yaptığı açıklamada, 2013 yılı kazılarının bu ay sonunda tamamlanacağını söyledi. Bu yıl da oldukça geniş bir alanda, üst kalenin içinde çalışma yaptıklarını dile getiren Yalçın, ulaştıkları eserlerin büyük çoğunluğunun günlük kullanıma ait seramiklerden oluştuğunu belirtti.
Buldukları eserler hakkında bilgi veren Yalçın, yabancı sikkelerin gezginlerin ya da limana uğrayan yabancılar tarafından bırakıldığını tahmin ettiklerini anlatarak, tophane lülelerinin de kale içindeki yoğun askeri hayat hakkında önemli bilgiler verdiğini kaydetti.
Kalenin lazer tarayıcısıyla 3 boyutlu planı çizildi
Yalçın, bu yıl kazıların yanı sıra kalenin yapısı, mimarisi ile ilgili de önemli çalışmalar yaptıklarını vurgulayarak, "Kalenin bazı yerlerinde hasarlar tespit ettik. Bunlarla ilgili mimari ekibimiz çalışmalar yaptı. Ayrıca 3 boyutlu lazer tarayıcısıyla kalenin planı 3 boyutlu olarak ortaya çıkarıldı. Hem hareketli görüntüler, hem de fotoğraflardan oluşan planla kalenin tüm detayları en ince noktasına kadar ortaya çıkarıldı" dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, İl Kültür Turizm Müdürlüğü ve Valiliğin kendilerine büyük destek verdiğini bildiren Yalçın, şunları kaydetti: "Söz konusu kale turizm ve tarih açısından önemli bir değer. Burada, farklı üniversiteden katılan arkadaşlarımızla önemli çalışmalar yürütüyoruz. Çok ciddi bir iş. Buradan çıkan hayvan kemiklerini inceleyen, veterinerlerden oluşan bir ekibimiz bile var. Bize verilen desteğin devam etmesini istiyoruz. Önümüzdeki yıl da buradaki çalışmalara devam edeceğiz."
"Çalışmalar uzun süre devam edecek"
İstanbul Kültür ve Turizm Müdürü Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili de Yoros Kalesi'ndeki kazıların 3 yıldır devam ettiğini ve bu çalışmaları önemsediklerini söyledi. Kazıların uzun vadeli bir iş olduğuna işaret eden Bilgili, şöyle konuştu: "Burası, kültürel potansiyel bakımından çok önemli, tarihi bir yer. Kazı çalışmalarının 2 sorunu var. Bunlardan ilki çalışmaların mevsimsel olması. Sadece yaz aylarında kazı yapılabiliyor. Kazı çalışmalarının doğası bu. Çalışmalar, kazma, kürek ve elle yapılıyor. Büyük oranda kale içinin fotoğrafı ortaya çıktı. Bu önemli bir gelişme. Çalışmalar uzun süre devam edecek. Çünkü kalenin dış bölgeleri de var. Buraları da kazı alanına dahil edeceğiz. Çalışmalar bu nedenle uzun sürecek."
Yoros Kalesi
İstanbul'da Anadolukavağı sırtlarında bulunan Doğu Roma döneminden kalma Yoros Kalesi'nin tarihi, antik çağa kadar uzanıyor. ''Yoros'' isminin, ''kutsal yer'' anlamına gelen ''Hieoron''dan ve burada bulunan Zeus Ourios tapınağından ya da ''Tepe'' anlamına gelen ''Oros''tan geldiği tahmin ediliyor.
Mimari hatları Doğu Roma döneminde oluşturulan, Ceneviz ve Osmanlı hakimiyetine giren kale, Doğu Roma İmparatorluğunun İstanbul'da ayakta kalan tek savunma yapısı olması itibarıyla tarihi yapılar arasında önemli bir yere sahip bulunuyor.