Depremi şiddetli ve sık yaşayan yerlerdeki binaların daha sağlam yapılmasına karar verildi. Resmi Gazete’de kısa bir süre önce yayınlanan ‘Yapı Güçlendirme Yönetmeliği’ne göre depremi bekleyen İstanbul’da takviye edilen bir bina, üçüncü derece deprem kuşağında yer alan Konya’dakine göre birkaç kat daha sağlam olacak. Düzensiz ve simetrik olmayan bina tasarımından kaçınılacak.
17 Ağustos 1999 Kocaeli ve 12 Kasım 1999 Düzce depremlerinde, 20 bini aşkın kişi hayatını kaybetmişti. Depremlerin yarasını hızla sarmaya girişen Türkiye’de kanun ve yönetmeliklerde çok sayıda değişiklik yapıldı. Uzmanlar, depreme karşı alınacak en köklü tedbirin deprem güvenliği olmayan yapıların güçlendirilmesi ya da taşınması olduğunda hemfikir. 2004’te düzenlenen Deprem Şûrası’nda güçlendirme esaslarının belirlenmesi tavsiye edildi. Bunun üzerine Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nca akademisyen ve bürokratlardan oluşan bir heyet oluşturuldu.
3 yıl boyunca sürdürülen çalışmalar sonucunda ilgili yönetmelik hazırlanarak 6 Mart 2006’da Resmi Gazete’de yayınlandı. Böylece 1999 depreminin ardından alınması gereken ilk tedbir olan Yapı Güçlendirme Yönetmeliği, ancak 7 yıl sonra çıkarılabildi. Yeni mevzuatın, 15 Mayıs 1959 tarihli ‘Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’un 3’üncü maddesine dayanılarak hazırlanması dikkat çekti.
Yönetmelik yayın tarihinden 1 yıl sonra yürürlüğe girdiğinde, 2 Eylül 1997 tarihli ‘Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik'in ilgili hükümleri yürürlükten kalkacak. Yapı İşleri Genel Müdürlüğü Teknik Dairesi Başkanı Atilla Erenler, yeni çalışmada dikkat çeken en önemli unsurun ‘performansa dayalı tasarım’ şartı getirmesi olduğunu şöyle açıklıyor: “Her bölgede depremin yenilenme süresi var. Eski yönetmelik 50 yılda yüzde 10 aşınmayı öngörüyordu. Yeni düzenlemede dikkate alınacak deprem sayısı üçe çıkarıldı. O bölgede 500 yılda bir deprem oluyorsa bina ona göre yapılacak.”
Yönetmeliğin hazırlık çalışmalarına katılan İnşaat Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Gülay Özdemir, yönetmeliğin sorunları çözebilecek araçlardan sadece biri olduğunu ifade ediyor. Yapı Denetim Yasası’nın bir an önce çıkarılmasını isteyen Özdemir’e göre en önemli konu mevzuatın uygulanması ve denetim. İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür ise şöyle konuşuyor: “Yeni yönetmeliğin 1999’dan hemen sonra çıkmasını gönül isterdi. Fakat uluslararası standartların gecikmeyle de ülkemize gelmesi yararlı olmuştur.”
Simetrik olmayan binanın inşaatına izin yok
Yapı Güçlendirme Yönetmeliği, mühendisler ve kamu yöneticilerine; bir binanın nasıl inceleneceğini, güçlendirmede hangi yöntemlerin kullanılacağını gösteriyor. Buna göre düzensiz ve simetrik olmayan bina tasarımına izin verilmeyecek. Alt kattaki dolgu duvarlar üst katta devam etmiyorsa, dayanıklılık hesaplarında bunlar göze alınmayacak. Zayıf katın dayanıklılığı baz alınarak hesap tekrarlanacak. Kirişler kolonların üzerine tam olarak oturtulacak. Çıkmalara kesinlikle bağlantı yapılmayacak. Üst kattaki perde beton, hiçbir zaman alt kattaki kolonların veya kirişlerin üzerine oturmayacak.
Tek katlı binalarda binanın yüzde 25’ini geçmemek üzere asma kat yapılabilecek. Bloklar arasında veya komşu yapılarla yeni bina arasında deprem derz boşluğu bırakılacak. Yangın söndürme, acil elektrik sistemlerinin bulunduğu bölümler, hesaplanan deprem yükünün iki katına dayanıklı yapılacak. C20’den düşük kalitede beton kullanılmayacak. Betonarme taşıyıcı sistem çeliği, depremde esnemesi için S420’den dayanıklı olmayacak. Tuğlaların örüldüğü harçta, en az yüzde 25 oranında çimento bulunacak.
Hiçbir kapı ve pencere büyüklüğü 3 metreden büyük olmayacak. Teraslarda, tuğla ile duvar yüksekliği 60 santimetreyi geçmeyecek. Zemin sıvılaşma potansiyeli laboratuvar raporuyla belgelenecek.