Yılmaz, Temel Atarken 'Üç Havalimanı Kuracağız' Dedi, Finansör Hemen Kaçtı
Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, ekonomide
beklenmeyen kararlardan şikayetçi. Akın, Akfen Gayrimenkul Yatırım
Ortaklığı (GYO) ait Fransız Accor Grubu’nun işlettiği
21 milyon avro yatırım maliyetli Novotel ve
İbis otellerinin açılışı için gittiğimiz
Gaziantep’te hükümetlerin ‘Maç oynanırken kural
değiştirme’ çabalarının girişimciyi sıkıntıya soktuğunu anlattı. Bazı
gazetecilerle yaptığı sohbet sırasında, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’ın özellikle Avrupa Birliği’ne kimi kez iç siyasi gelişmelerle
ilgili kullandığı, ‘Maç oynanırken kural değiştirilmez’ sözünü tekrarlayan Akın,
ancak hem geçmişteki hem de şimdiki hükümet döneminde kuralların maç oynanırken
değiştirildiğinin örneklerini verdi.
1998’de
yaşandı
Akın, 1998 yılında TAV’ın
Atatürk Havalimanı Dış Hatler Terminali işletmesini aldıktan
sonra yaptığı ilk temel atma töreninde dönemin Başbakanı Mesut
Yılmaz’ın yaptığı konuşmayı hatırlattı. Yılmaz, konuşmasında hem
yapılan işten, hem de tesisin İstansbul’a yapacağı katkıdan coşup başlamış
konuşmaya: “Bu havaalanını yenileri takip edecek. Daha iyileri, daha
modernlerini de yapacağız. İstanbul’da Sabiha Gökçen ve
Silivri Havalimanını da yapacağız. Bir havalimanı da
Çorlu’da devreye girecek...”
Suratlar bir anda
asılmış
TAV’ın tören alanındaki finansörlerinin yüzü bir anda
asılmış. Akın tören sonrasında finansörlerin yüz ifadelerini ve kendi
tedirginliğini Başbakan Yılmaz’a aktararak, “Keşke tören atmada bu projelerden
bahsetmeseydiniz. Finansörlerimiz bizim daha az para kazanacağımız ve ödemede
zorlanacağımız endişesiyle yeni havalimanı projelerinden tedirgin olur” demiş.
Başbakan Yılmaz ise Akın’ı, “Sen canını sıkma. O projeler yapılıncaya kadar
senin İstanbul Atatürk Havalimanı’nı işletme süren bile biter” diyerek
rahatlamaya çalışmış ama olan da olmuş. Kredi vereceği projeyi görmek için
İstanbul’a gelen finansörler tören sonrası ilk uçağa atlayıp ülkelerinin yolunu
tutmuş.
Gümrüksüze kısıtlama
Akın o sıkıntıyı
şöyle anlattı: “Biz Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Teminali’ne o zaman teklif
verirken, çok kısa vadede İstanbul’da yeni bir havalimanının devreye
girebileceği öngörülmüyordu. Biz de hesaplarımızı ona göre yapmıştık.
Teklifimizi ona göre vermiştik. Kreditörler de parayı bunu gözönünde
bulundurarak vereceklerdi. Maç ortasında kuralların değişebileceği” izlenimi
bile yabancı finansörleri kaçırmaya yetiyorsa, dikkatli olmak
gerekiyor.” Akın’ın ‘Maç ortasında kuralların değişmesi’yle ilgili verdiği
diğer örnek de havalimanlarındaki gümrüksüz satış mağazalarına getirilen
kısıtlamayla ilgili. Maliye Bakanlığı, yıllar sonra ‘havaalanlarındaki gümrüksüz
satış mağazalarında büyük vergi kaybı olduğunu’ keşfetmesiyle birlikte düğmeye
de basılmış.
Gümrük mevzuatında yapılan değişiklikle geçen yılın ekim
ayında yolcuların alabileceği ürünlerin miktarına kısıtlama getirilmiş. Eskiden
3 karton sigara alabilen bir yolcu bugün 2 karton, 4 litre şarap yerine 2 litre
şarap ile ‘yetinir hale getirilmiş’. Viski gibi yüksek alkollü içkileri 1 litre
sınırı gelmiş. Çikolata ise 2 kilodan 1 kiloya indirilmiş. Akın, gümrüksüz satış
mağazası gelirlerinin toplam gelirlerdeki payının yüksek olduğuna dikkat
çekerek, “Biz ihalede bu gelirleri de hesaba katıp teklif veriyoruz. Siz hiç
hesapta olmayan bir şekilde benim geliri düşerecek bir düzenlemeyi oyun devam
ederken yaparsanız ihalenin şartlarını değiştirmiş olursunuz’
dedi.
‘Enerjide 20 şantiye var’
TAV
İnşaat, TAV Havalimanları Holding gibi şirketlerin de
ortağı olan Akfen, 2009’u 2 milyar ciroyle kapatmış. Akın, bu
yıl işlerin daha iyi olacağını belirterek, “Bu yıl hem işler daha iyi olacağı,
hem de TAV İnşaat’ın cirosundan payımıza düşecek miktarla da 2.5 milyar lirayı
buluruz’ dedi.
Akfen bu arada önemli bir enerji yatırımcısı haline de
gelmiş. Akın bu durumu ‘Enerjide 20 ayrı şantiyede çalışıyoruz’ sözleriyle
özetliyor.
Grubun Singapurlu ortağıyla oluşturduğu konsorsiyumun üç
sene önce önce özelleştirmeden aldığı Mersin Limanı’nda ise işler iyi. Mersin,
yapılan yatırımlar ve artan iş hacmiyle İstanbul Ambarlı’daki Marport’un
ardından Türkiye’nin ikinci büyük konteynır limanı olmuş. Üç yıl önce günlük
işlenen konteynır sayısı 500 bin iken bugün 1 milyona ulaşmış.
Singapurlular memnun
Akın, Singapurlu
ortaklarının da limanın performansından çok memnun olduğunu belirterek, “Dünyada
işlettikleri 30 limandan krize rağmen yüzde 2 ile en az yük kaybı Mersin’de
oldu. Bu nedenle keyifleri çok iyi” dedi.
Malatya’da Altın Kayısı’yı beğenmedi, otel işine
girdi
İnşaatçılığı, havaalanı ve liman işletmeciliğiyle tarınan
Akfen’in otel işine girişinin öyküsü de hayli ilginç. 2001 yılında Hamdi Akın’ın
Fenerbahçe’de yönetici olduğu dönemde Malatya deplasmanına gidilir. Kalacakları
otel Malatya’nın o dönemdeki beş yıldızlı tek oteli Altın Kayısı’dır. Akın otele
adım attığı andan itibaren beş yıldızlı bir otelde bulunmaması gereken her şeyin
Altın Kayısı’da mevcut olduğunu görür. Beş yıldızlık bir harcamayla yatırım
yapılmıştır ama ortada hiçbir standart yoktur. Resepsiyonda derdini anlatmak,
bir telefon görüşmesi yapmak bile kolay değildir. O zaman karar
verir:
‘İstanbul ve özellikle Anadolu’ya temiz, uygun fiyatlı
şehir otelleri yapmak gerekli. Bunu da ben yapacağım.’
Ardından da dünyada 4 bin 300 otel işleten Fransız Accor Grubu ile anlaşılır
ve yatırımlar başlar. İşte bu karar Akın’ı ve şirketi Akfen GYO’nı yıl sonu
itibarıyla yaptığı yatırımların tutarı 200 milyon avroya ulaşacak bir otel
yatırımcısı haline getirir.
Akın’ın hedefi Anadolu’da nüfusu 1 milyonun
üzerindeki her şehirde 3 yıldızlı İbis ve 4 yıldızlı Novotel’i açmak, ya da hiç
olmazsa İbis. Yıl sonunda otel sayısının 13’e ulaşacağını belirten Akın , Accor
‘Ben burada otel işletirim’ diyeceği her yerde yatırım yapabileceğini söylüyor.
Ancak o da hipermarketçiler gibi arsa fiyatlarının yüksekliğinden yakınarak
‘Arsa pahalı, Bunu da hesaba katarsak yatırımın geri dönüşü çok uzun süre
alıyor. 20-25 yıl sürüyor. Bu nedenle tahsisli veya ucuz arsa bulduğumuz yerlere
gidebiliriz” diyor.
Hamdi Akın, 3-4 yıldızlı şehir otelleri konseptine
konumu itibarıyla uymayan tek yatırımı İstanbul Zeytinburnu’ndaki İbis ve
Novotel. ‘Zeytinburnu’ndaki araziyi feda ettim esasında’ diyerek söze başlayan
Hamdi Akın şunları kaydetti:
“Açılışta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve
çok açıkça da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, ‘Bu arsa
İstanbul’un yüzüktaşıdır, ziyan etmişsin’ dediler. Ancak ben İstanbul’da da 3-4
yıldızlı otel boşluğu olduğunu ve bu yolda bir adım attığımı düşünüyorum.
Müşteriler arasında Anadolu’dan gelen çok tüccar, işadamı, havayolu
şirketlerinin personeli var. Geliyorlar şehrin merkezinde, havaalanına yakın bir
yerde kalıyorlar. Tarihi yarımadaya da yakınlar. İsterlerse gidip
dolaşıyorlar.”
Rusya’da iki otel
Hamdi Akın
çalışan sayısının 1000’e ulaştığını ve Türkiye’nin en hızlı büyüyen otel grubu
olduklarını söymlüyor. Grubun Rusya’nın, UNESCO tarafından
‘Kültürel Miras’ ilan edilen Yaroslav
şehriyle, Lada fabrikalarının bulunduğu Samara’daki 50 milyon
avroluk otel yatırımı da yıl sonunda tamamlanıp devreye girecek.
Eskişehir’de İbis’e yol göründü
Eskişehir’de
Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) silosu, 2002’de belediyeye devredilmiş.
Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen de, Akfen’e uzun vadeli kiralayıp, eski
silonun İbis Otel’e dönüşmesini sağlamış. Otelin bulunduğu Odunpazarı’nın AKP’li
belediye başkanı ise arazinin ‘yeşil alan’ yapılacağı gerekçesiyle
devredildiğini ileri sürerek plan değişikliğine karşı mahkemeye gitmiş. Bir
yandan da otelin açılışını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yapmasını
engellemeye çalışmışlar. Erdoğan da açılışı yapmamış ama Eskişehir turu
sırasında İbis Oteli’nin önüne kadar gitmiş. Oradaki topluluğa, otelden
kendisini izleyenlere el sallamış. Akşam Ankara’ya dönerken de Hamdi Akın’ı
uçağına almış. Ama dava yürümüş ve bugün itibarıyla Odunpazarı Belediyesi davayı
kazanmış ve ‘Burası yeşil alan olacak’ diyor. TMO otelin bulunduğu siloyu geri
istiyor. İbis Otel’in yatırımcısı Hamdi Akın ise, “Önceki ev sahibimizle uzun
vadeli anlaşmamız var. O kadar yatırım yaptık. Şimdi ne olacak?” diye
konuştu.