İki yıl süren restorasyonun ardından, Yenikapı Mevlevihanesi
kapılarını açtı. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlitleri kapsamında
yıl sonuna kadar çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapacak.
Yenikapı Mevlevihanesi’nin restorasyonu, 1996’da
kurulan Uluslararası Mevlana Vakfı’nın desteği ile Vakıflar
Genel Müdürlüğü tarafından yaptırıldı. Çalışmalar iki yıl
sürdü, mevlevihane geçen mayıs ayında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından
açıldı. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri
kapsamında, 5 Haziran’dan beri konser, konferans ve Sema ayinlerine ev sahipliği
yapıyor.
Kuruluş amacına uygun
Vakfın
Başkanvekili, Mevlana’nın 22. kuşaktan torunu Esin Çelebi
Bayru, mevlevihanenin uzun yıllar sonra yeniden kültür ve sanata hizmet
ediyor olmasından ve gördükleri ilgiden memnun: “Mevlevihaneler, tarih boyunca
Hz. Mevlana’nın düşüncelerinin öğretildiği yerler olmakla birlikte sanat eğitimi
de verilen okullar olmuştur. Yenikapı Mevlevihanesi de özellikle müzikle ilgili
önemli bir merkez olmuş, büyük müzisyenler yetiştirmiştir. Şimdi yeniden kuruluş
amacına uygun şekilde hizmet vermesinden memnunuz”.
Yenikapı Mevlevihanesi şu anda, Uluslararası Mevlana Vakfı ile Kültür ve
Turizm Bakanlığı’nın ortaklaşa hazırladığı “Mevlevi Kültürü’nün Anlatımı
ve Sema Töreni” projesinin bir parçası olarak kullanılıyor. İstanbul
2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın desteğiyle, 31 Aralık 2010’a kadar
sürecek etkinliklerde her pazar Sema ayini, her ayın ilk cumartesi günü
konferans, üçüncü cumartesi günü ise konser yapılıyor. Etkinliklere giriş ücreti
tam 10, öğrenci 5 TL. Elde edilen gelir Uluslararası Mevlana Vakfı’na
aktarılıyor. Etkinliklerle ilgili daha fazla bilgi için www.mevlanafoundation.org ziyaret edilebilir.
Yaşayan müzeye dönüştürülsün
Mevlevihanenin 31
Aralık 2010’dan sonra nasıl kullanılacağı henüz belli değil. Başbakan
Tayyip Erdoğan, yeni kurulacak bir vakıf üniversitesi çatısı
altında, Medeniyetler İttifakı Projesi Merkezi olarak kullanılabileceğini
belirtmişti. Ancak Esin Çelebi Bayru, Uluslararası Mevlana Vakfı olarak teklif
ettikleri başka bir projenin hayata geçirilmesini diliyor: “Yaşayan müzeye
dönüştürülmesini istiyoruz. Eskiden mevlevihanelerde okuma-yazma öğretilir,
Osmanlıca dersleri ve Kuran-ı Kerim okuyacak kadar Arapça ile Mesnevi
okuyabilecek kadar Farsça öğretilirdi. Minyatür, hat sanatları öğretilirdi.
Bütün bunlar, bizim kültürümüzün bir parçası. Yenikapı Mevlevihanesi’nin de
kültürümüzün bir parçası olarak yeniden okul olarak açılması en büyük
dileğimiz.”