Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, kentsel dönüşüm kapsamındaki yapıların, başta tehlikeli maddeler olmak üzere ahşap, demir, bakır, beton ve plastik gibi malzemelerin kaynağında ayrıştırılarak yıkılmasını zorunlu hale getirecek.
Bakanlık, kentsel dönüşümde yıkılan tüm binaların kalıntılarının doğaya zarar vermeyecek şekilde geri dönüştürülmesini amaçlayan "sıfır atık" politikasından sonra inşaatta "yeşil yıkım" dönemini başlatıyor.
Bu çerçevede hazırlanacak mevzuatla, atık yönetiminin temel ilkesi "kaynağında ayırma" işlemi, inşaatların yıkım sürecinde de uygulanacak.
Yapıların, başta tehlikeli maddeler olmak üzere ahşap, demir, bakır, beton, plastik ve cam gibi malzemelerin kaynağında ayrı ayrı toplanmasının ardından yıkılması zorunlu hale getirilecek. Bu şekilde seçici yıkım yapılmadan ana yıkıma geçilemeyecek.
Seçici yıkım sayesinde, inşaat atıklarının geri dönüştürülerek yeniden kullanımı en üst seviyeye çıkarılacak.
Yıkım planı zorunlu hale gelecek
Hazırlanacak mevzuatla, her uygulama için "yıkım planı" hazırlanması da zorunlu hale getirilecek. Böylece yıkımın daha sağlıklı ve güvenli yapılması sağlanacak.
Yıkım kararı alınan yapı, dikkatlice analiz edilerek, tehlikeli malzemelerden başlamak üzere güvenli ve sistematik şekilde parçalanacak.
Çevre dostu yıkım için büyük adım
Bakanlık yetkilileri, atık yönetiminin sağlıklı ve doğru yapılanabilmesi için öncelikle atıkların kaynağında ayrıştırılması, kompozisyonu ve karakterizasyonunun belirlenmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye'de bugüne kadar etkin ve verimli inşaat yıkıntı atığı yönetim sistemi geliştirilemediğini ifade eden yetkililer, bunun en önemli nedenlerinden birinin, sistemin temel dayanağını oluşturan ve dünyada başarılı örnekleri bulunan "seçici yıkım"ın Türkiye'de yeterince gündeme gelmemesi ve uygulanmaması olduğunu bildirdi.
Değişik ülkelerde uygulanan bu çevre dostu sistemin, Türkiye'nin yıkım sektörüne de kazandırılacağını belirten yetkililer, bu çerçevede Türkiye'de zorunlu hale getirilecek "seçici yıkım" ile inşaat yıkıntı atıklarının yeniden kullanım ve geri dönüşümünün en üst seviyeye çıkarılacağını, yıkımın çevresel etkilerinin ise en aza indirileceğini kaydetti.