''Yetkimiz Olsa Eğitimsizlerin Müteahhitlik Yapmasına İzin Vermezdik''



TRT Haber’de Ekonomi Kulübü programında, Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu, 24 Mart 2011 tarihinde yaptığı konuşmasında İstanbul'daki binaların yüzde 70'inin teknik ömrünü tamamladığını ve birçok binanın kendisini dahi zor taşıdığını belirterek, "Yetkim olsa Mimarlar Odası’nı ve STK (Sivil Toplum Kuruluşları)'larını kapatırım. Çünkü en kötü plan bile plansızlıktan iyidir. Maalesef bizde STK'lar her yapılan şeye itiraz ediyor” dedi. Söz konusu açıklama TMMOB’a bağlı Mimarlar Odası ve İnşaat Mühendisleri Odası tarafından tepkiyle karşılandı. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası, iş adamı Ali Ağaoğlu'nun basında yer alan beyanlarıyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, ''Yetkimiz olsa eğitimsizlerin müteahhitlik yapmasına izin vermezdik'' dedi. TMMOB Mimarlar Odası ise "Meslek odalarını ve sivil toplum kuruluşlarını kapatmayı öneren ilkel ve çağdışı anlayışı kınıyoruz" dedi.

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası ve Mimarlar Odası, iş adamı Ali Ağaoğlu'nun katıldığı bir televizyon programındaki ifadeleriyle ilgili yazılı açıklama yaptı.

İnşaat Mühendisleri Odası'ndan yapılan açıklamada, mühendislik, mimarlık eğitimi almayan birinin meslek odalarıyla ilgili açıklamasına yanıt vermenin kendileri açısından ''zul'' olduğu ifade edildi ve ''Cehaletle mücadele meslek odalarının değil, eğitim kurumlarının asli görevleri arasındadır'' denildi.

Mühendis ve mimarların, yasa ve yönetmeliklerdeki müteahhit tanımından son derece rahatsız oldukları belirtilerek, ''Her şey bir tarafa mühendislik ve mimarlık eğitimi almamış kişilerin sırf parası olduğu için müteahhitlik yapmasını bilime ve insana saygısızlık olarak görmekteyiz. Yetkimiz olsa eğitimsizlerin müteahhitlik yapmasına izin vermezdik'' denildi.

"Meslek odalarını ve sivil toplum kuruluşlarını kapatmayı öneren ilkel ve çağdışı anlayışı kınıyoruz"

Mimarlar Odası ise yaptığı yazılı açıklamada ise; Mimarlar Odası’nın çağdaş ve bilimsel bir planlamaya dayalı ve toplum katılımını esas alan bir şekilde kentlerimizin sağlıklı gelişimi için özverili çabalar gösterdiğini, Ağaoğlu’nun Mimarlar Odası’nı ve Sivil Toplum Kuruluşlarını suçlamak suretiyle bildik bir ‘karalama’ kampanyasının parçası olduğunu ve bu çerçevede  “Yetkim olsa Mimarlar Odası’nı ve STK’ları kapatırım” gibi tehdit ve kapatmaya davetiye çıkaran nitelikteki açıklamanın ise demokratik değerlere ve hukuka tahammül edemeyen yasakçı bir anlayışın ulaştığı boyut bakımından endişe verici olduğunu ifade etti.

Mimarlar Odası tarafından yapılan açıklamanın devamı ise şöyle:

“Son yıllarda kamuoyumuzun da bildiği gibi kentlerimizi ‘rantiyenin şantiyesi’ olarak gören, yaşam alanlarımızın betonlaşmasını, tarihi ve doğal değerlerimizin yağmalanmasını ‘gelişme’ olarak pazarlayan bir anlayış hukuku, yargıyı ve bu değerleri savunan kesimleri ‘engel’ olarak gördüğünü giderek artan bir ölçüde açıkça dile getirmektedir. Rantiyenin önündeki bu ‘engelleri’ kaldırmak için her yol denemektedir.  Bu şekliyle açıklama bu antidemokratik sürecin devamı izlenimini vermektedir.

Mimarlar Odası kurulduğu 1954 tarihinden bu yana kentlerin planlı ve sağlıklı gelişmesini savunmuş ve bu yolda yoğun emek harcanmıştır. Bugün şehircilik ilkelerine, bilime aykırı ve toplum katılımını dışlayan imar kararları ‘plan’ yerine ikame edilmektedir. Telafisi mümkün olmayan zararlara neden olmaları dolayısı ile bu ‘sözde planlar’ın iptali için yapılan girişimler, içerikten yoksun ve gerçekler saptırılarak haksız yere eleştirilmektedir.

Değerlendirme ve eleştirileri ölçülerini aşan, ‘kapatma’ya kadar davetiye çıkaran çağdışı ve ilkel yaklaşımları kabul etmemiz mümkün değildir. 



Uygarlığın ulaştığı bir düzey olarak tüm kesimlerin; insanca yaşanılan, doğa ve kültür değerleri ile barışık, afetlere karşı güvenli demokratik bir kent mekanından ve yaklaşımından yana olmaları beklenir.

Ülkemizde ‘yazdığı ya da yazmadığı’ yazıdan dolayı gazetecilerin özgürlüklerinin dahi elinden alınması ile baskıların had safhaya ulaştığı bir dönemde bu açıklamanın yapılması çok manidardır. Baskı ve yasaklarla oluşturulan siyasal iklim bu türden yasakçı, otoriter yaklaşımları beslemektedir. Bu ortamı dayanak olarak görenlerin bir gün hukuksuzluğun kendilerine de zarar verebileceğini bilmeleri gerekir.

Varlıkları, kamu ve toplum yararına çabaları ile Meslek Odaları ve STK’lar, sağlıklı kentleşmenin, kentli haklarının, hukukun ve demokrasinin gerçekleşmesinin güvencesi olmuşlardır ve olmaya devam edeceklerdir. 

Bu bağlamda Meslek Odalarına ve Sivil Toplum Kuruluşlarına yönelik bu çirkin tavrı gösterenleri kınıyor, söz konusu şirket yetkilisini kamuoyu önünde meslek örgütlerinden ve STK’lardan özür dilemeye davet ediyoruz”.

“Ağaoğlu’ndan Çağdışı Bir Açıklama”

Konu ile ilgili olarak Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nden yapılan açıklamada ise; “İlgili vatandaşların dahi bilgisinin olmadığı ve yılda en az 4 bin civarında plan tadilatının yapıldığı kentimizde, sağlıklı planlamayı savunan Meslek Odamıza ve STK’lara yönelik bu açıklamayı kınıyoruz” denildi.

“21. yüzyılda meslek odalarını ve sivil toplum kuruluşlarını kapatmayı düşünebilen söz konusu çağdışı bu zihniyet”in kabul edilemez olduğunu vurgulayan Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, “Bilimsel doğrular ışığında biçimlenen uygar ve demokratik kentin; temel insan hak ve özgürlüklerini benimseyen toplumlarda olduğu gibi, ancak kamu yararını özümseyen bir planlama anlayışıyla sağlanabileceğini bu fırsatla Meslek Odamız adına yinelemekten onur duyarız” dedi.