Yeşil Vadi Emlak ve Yeşil Yol



Evrensel Gazetesi'nden Özer Akdemir, son yıllarda akın akın Karadeniz’e tatile gelen Arap turistlere bölgede emlak satışının cazibesini anlatan Trabzon Havalimanı'ndaki bu reklamların, yine son aylarda yöre halkının kabusu olan ‘yeşil yol’ çalışmalarıyla ilgisi olup olmadığını Yrd. Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu'na sordu. Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu, bugünkü Arapça ilanların benzerinin geçmişte İsrailli turistlerin yoğunlaştığı dönemde İbranice olduğunu aktarıp ekliyor; “Ama bugün Arap turistlerin yoğun olması ve paralarının da çok olması kampanyanın onlara yönelik yapılmasına yol açtı. Ancak şu var ki, Yeşil Yol adıyla anılan projede yapılmak istenen turizm tesislerine benim ve sizin gidemeyeceğiniz kesin”.

Kod adı yeşil

‘Yeşil Yol, Cennet Yolu’ gibi adlandırmalarla yapılmak istenen yolların sadece adının yeşil olduğunu belirten Kurdoğlu, “Yolun yeşili olmaz, yol karadır. Yazgı olarak da karadır. Kod adını yeşil koydular sadece” dedi. Karadeniz’deki yaylaların kadimden beri köyün, köylünün kullanımında olduğunu, özel mülkiyete asla konu edilmeyeceğini kaydeden Kurdoğlu, geçtiğimiz yıllarda yaşadığı bir olayı anlattı:

“Bizi bir toplantıya çağırdılar, akademik olarak bir mevzuatla ilgili görüşümüzü ve metnin düzenlenmesini istediler. Bu metinde baktık ki yaylalar imara açılacak, bunun altyapısı hazırlanıyor. İtiraz edip ve yaylalarda bir mülkiyet değişimi istendiğini söyledik”.

Yaylaları imara açacaklar

İsrailli turistten gerekli sermaye akımını elde edilemeyince Arap turistlere yönelindiğini dile getiren Kurdoğlu, “Valinin açıklamasıyla Ordu’da 50 milyon dolar paraya evler aldılar. Çambaşı ve Perşembe Yaylası’na da tatil köyü yapmaya talip oldukları açıklandı. Trabzon’da ne kadar olduğu belirsiz, ancak yüzlerce ev aldıkları biliniyor. Yaylalarda da turisttik tesisler yapılmak isteniyor. Dolayısıyla yaylalar imara açılacak. Zaten imara açılmasa oteller restoranlar nasıl yapılabilir ki” dedi. Yörede turizmin ekoturizm şeklinde gelişmesinin doğru olacağını dile getiren Kurdoğlu, turizmi yerel halkın yapması gerektiğini, böylece yörenin korunabileceğini ileri sürdü.

Turizmcinin haberi de yok talebi de

Karadeniz’de toplam 2 bin 600 kilometrelik yeşil yol yapılmak istendiğini bunun bir kısmının yapıldığını aktaran Kurdoğlu, “Ülkemizde özellikle kırsal alanda yatırım denince akla hemen yol gelir. Son 20 yıldır da yayla turizmi ve bunun için yolun gerekliliği öne çıkarılıyor. Oysa yolun ve turizmin çevresel yıkımları hiç akla getirilmez nedense. Yolla birlikte 38 noktada turizm merkezleri oluşturulacak. Turizm için yapılacağı söylenen yoldan turizmcilerin haberi olmalı ya da talebi. Öyle bir şey de yok üstelik” dedi.

Felaketin yolu olur

Yeşil yolun yörenin jeolojik yapısı ve eğimi nedeniyle tam bir felakete yol açabileceği uyarısında bulunan Kurdoğlu, çıkacak milyonlarca ton malzemenin yörede büyük bir tahribat yaratacağı görüşünde; “Ortalama yüzde 74 eğimi olan ve dağ alanlarında çok daha dikleşen bu topografyada yol yapmak başlı başına doğa tahribi demektir. 100 kilometrelik bir yol için 30 milyon 420 bin ton kayanın parçalanacağını, 760 bin kamyonla bu pasanın taşınacağını göz önüne getirin. Çıkan toz, sarsıntı, gürültü... Bu kayaları nereye dökeceksiniz? Ormanlar ne olacak? Antalya’da yapılan bir çalışmada 1500 metre yol için açılan orman alanı 2.5 hektar. Artvin’de bu  3.8 hektara çıkacak” dedi.

Heyelan ve çığ bölgesi olur

Kurdoğlu yol çalışmaları sonrası bölgenin bir heyelan ve çığ gerçeği ile baş başa kalacağına da dikkat çekerek, “ABD Oregon’da yapılan tespitlere göre, yollar bir orman alanının sadece yüzde 1.8 ini kaplamasına rağmen burada meydana gelen heyelan sayısı, aynı koşullara sahip fakat yol inşaatı bulunmayan orman alanlarındaki heyelan sayısından 315 kez daha fazla bulunmuştur” dedi. Kenya’da 1980’li yıllarda  yol projeleri yapılırken önce o alanda sosyal antropologlar yolun insanlara yararı ve zararını incelemekte ve sosyal etki değerlendirme raporları hazırlandığını aktaran Kurdoğlu, ülkemizde ise ÇED’e bile gerek duymadan oldubitti ile yapılmaya çalışıldığına işaret etti.

Doğa tamirciliğine soyunmak

Yeşil Yol’un turizme etkisinin de çevresel etkisi hesaba katılarak değerlendirilmesi gerektiğini kaydeden Kurdoğlu, “Alman turistlerin yüzde 65’i (39 milyon) çevre kalitesi ararken, yüzde  42’si (25 milyon) çevre dostu konaklamayı özellikle önemli bulmaktadır. İsviçreli, Japon, Amerikalı turistler de öyle. Kesin gerçek şudur ki: Bir ekosistemin nasıl işlediğini anlamadan “doğa tamirciliğine” soyunmak, anatomi bilmeden tıp doktorluğu yapmaya benzer.”