Dünyanın önde gelen Growth Consultancy & Research (Büyüme Danışmanlığı ve Araştırma) kuruluşlarından Frost & Sullivan'ın 'İnşaat Malzemeleri Endüstrisinin Stratejik Gelişimi' başlıklı analizi, enerji tasarrufu, enerji verimli kullanma, karbon azaltımına yönelik küresel faaliyetler ve çevre ile uyumlu sanayileşme politikalarına paralel olarak inşaat malzemeleri sektöründe yaşanan ve giderek daha da önem kazanmaya başlayacak olan gelişmeleri masaya yatırıyor.
Atıklar inşaat malzemesi olacak
Çevreye etkisi düşük hammaddeler için yükselen küresel talep, atıkların azaltılmasına yönelik bir çalışmayı beraberinde getiriyor. Buna paralel olarak endüstriyel atıklar artık inşaat malzemeleri için hammaddelere dönüşüyor ve geleneksel hammaddelere alternatif olarak yüksek performanslı malzemelerin birleşimi kullanılmaya başlanıyor. Çevreye yönelik bilincin ve politikaların yaygınlık kazanmasına bağlı olarak inşaat uygulamalarında da yeni malzemelerin geliştirilmesinde önemli bir artış gözleniyor.
Yaşanabilir çevre standartları ve enerji verimlilik ölçümleri modern tasarım ve ürün seçiminde etkili olurken, gerek bakım maliyetlerinde gerekse karbon salınımı ve elektriğin optimal kullanımda ciddi bir azalma sağlanıyor. Özellikle uluslararası yeşil bina sertifikasyon sistemi Enerji ve Çevresel Tasarımda Liderlik (Leadership in Energy & Environmental Design - LEED) kriterleri ve diğer ilgili yeşil yapı puantaj sistemleri sayesinde dikkat çekici bir gelişmenin başladığı gözleniyor.
Çok işlevli yeni yapı malzemeleri
Yapılar için daha yüksek enerji verimliliği ihtiyacının inşaat malzemeleri endüstrisinde öncü rol oynadığını belirten Frost & Sullivan teknik inceleme endüstri analisti Rajaram Vijayan, tüketicilerin bölmeli binalara talebinde enerji tasarrufu ve çevresel faydanın yanı sıra hükümetler tarafından sağlanan çeşitli sübvansiyonlara bağlı olarak da artış sağlandığını vurguluyor.
Çevreci yapı teknolojisinde görülen olumlu gelişmeler, gelecek döneme ilişkin bazı güçlükleri de içeriyor. Üretim süreçleri yüksek enerji gerektirirken, cam, çimento, çelik ve kompozitler gibi ürünlerde üretim maliyetleri bir sorun olarak duruyor. Halihazırda inşaat malzemeleri alanı yüksek maliyetli bir alan olduğu için üreticiler atık azaltım teknolojisi ve verimli atık dönüşümü yoluyla çok işlevli malzemelerin geliştirilmesine odaklanmış durumda bulunuyor.
Analiz, yeni inşaat malzemelerinin tasarımının bakım ve onarım maliyetlerinin düşüklüğü ile anlamlı olacağını ortaya koyuyor. Bunun için üreticilerin maliyetleri düşürebilmesi ve yüksek performanslı ürünleri geliştirmeleri gerekiyor. Bu noktada yapılarda 'yaşam döngüsü' olgusu önem kazanıyor. Yapıların yaşam döngüsü çalışmalarına göre ısıtma, soğutma, su, elektrik ve mekanik tesisat, tamir bakım vb. işler verimlilik düşüşünde en önemli faktörler olarak öne çıkıyor. Dolayısıyla en düşük enerji düzeyinde sabitlenebilmek için optimum kaynak yönetimi sağlanması gerekiyor.
Yeşil yapı yeni ve büyük iş fırsatları sunuyor
Öte yandan Frost & Sullivan teknik analisti Vijayan'a göre çimento teknolojisi yüksek hacimli bir endüstri olarak her yıl milyonlarca ton farklı yakıt ve hammadde kullanıyor, böylece yüksek oranda karbondioksit emisyonu oluşturuyor. Sonuç olarak üretim aşamasında küçük değişikliklerin bile olumsuz çevresel etkileri azaltmak için büyük farklar yaratacağı öngörülüyor. Örneğin çevresel yarar bakımından çimento cürufları beton kullanımı açısından karbondioksit, uçucu kül ve benzerleri endüstiyel atıklarla değiştirilebilir. Araştırmalar bu miktarlarda yedek ürünlerin ticari yönünü optimize etmenin ve maliyet açısından rekabetçi bir endüstri yaratmanın mümkün olduğunu ortaya koyuyor. Analiz ayrıca, geleneksel üretim faaliyetlerinde işe insan gücüyle bağımlı olmayı azaltmak için otomasyon üretim süreçlerinin uygulanması noktasında da devasa bir potansiyelin mevcut olduğunu belirliyor.