Yerel yönetimler il özel idareleri, belediyeler ve köylerden oluşmaktadır. Önümüzdeki mart ayında, il genel meclisi üyeleri, belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, köy muhtar ve köy ihtiyar meclisi üyeleri ve mahalle muhtarları seçimleri için oy kullanacağız. İl özel idareleri bütün illerde bulunmaktadır. Bunlardan belediyeler ülkenin gelişmesi yönünde büyük önem ve sorumluluk yüklenmişlerdir. Belediyeler modern yönetim kurallarına ve halkın beklentilerine yanıt verecek doğrultuda yönetildikleri ve kendilerine gerekli olanaklar ve kaynaklar sağlandığı takdirde, ülkenin önemli sorunlarının çözümlenmesinde ve ulusal gelirin artmasında önemli bir katkı sağlayabilirler. Bu nedenle son düzenlemelerle belediyelere önemli ek gelir kaynakları sağlanmaktadır. Belediyeler, verimliliğin, açıklığın, saydamlığın ve ahlak kurallarına göre nitelikli yönetimin en çok geçerli olacağı kuruluşlardır. Özellikle turizm alanındaki gelişmeler, hiç kuşkusuz çok yönlü etkileri olan bir gelişmedir. Turizm ülke ekonomisi için vazgeçilmez ve önemli bir döviz kaynağıdır. Turizm, ekonomik ve ticari yaşamda önemli bir değişime neden olurken, toplumu sosyal yönden de etkilemektedir.
Belediyelerin ülke gelişmesinde büyük önemi olan turizm yönünden önemli sorumlulukları vardır. Geçmiş yıllarda turizm, yabancılara ve dışa dönük bir olay idi. Yurtiçinde, ancak belirli toplum grupları çok kısıtlı olan olanaklar ve koşullar içinde turistik geziler yapabiliyorlardı. Artık günümüz koşulları içinde, turizm bir lüks olmaktan çıkmıştır. Toplumun vazgeçemeyeceği, ülkenin kalkınması, tanıtılması ve insanların kültür düzeylerinin geliştirilmesi ve arttırılması yönünden bir gereksinme haline gelmiştir. Turizm alanındaki bu gelişmeler, kültürel alandaki gelişmeleri de etkilemiştir. Kendi kültürümüzü tanımak ve tanıtmak bir ihtiyaç haline gelmiştir. Sadece konuya yabancı turistler açısından bakmamak gerekir. Ülkemizi kendi vatandaşlarımız için de çekici hale getirmemiz gerekir.
Eski eserler
Ülkemizde, turizm alanında, olumlu gelişmeler olmasına rağmen olumsuz gelişmeler de vardır. Geçmiş yıllarda sahillerimiz gereği gibi korunamamıştır. Kurulan bazı tesisler, çevreye uygun olarak planlanmamıştır. Antik ve eski eserlerin yeteri kadar değeri bilinmemiştir.
Bazıları elden çıkarılmış veya kaçırılmıştır. Modernleşme diye bazı yapılar yıkılmış, yerlerine geleneğimizle bağdaşmayan, çevresi ile hiç uyum sağlamayan binalar inşa edilmiştir. Kasabalarımızın yol, su, kanalizasyon, elektrik gibi temel altyapıları yetersiz kalmıştır. Bu temel sorunların çözümlenmesinde büyük sorumluluk, yerel yönetimlerimizin, özellikle belediyelerimizin üzerindedir. Turistleri çeken unsurlar arasında doğal, coğrafi, tarihi ve beşeri güzellikler yanında beldenin temel altyapı sorunlarının bulunmaması büyük önem taşımaktadır. Altyapı ve sosyal tesislerden yoksun binalar yığını, güzel bir dağ, tepe, koy ve bir sahil siluetini bozan yapılaşma gerçek turizm politikası ile bağdaşmaz. “Turist harabeye gelir, fakat tahribattan hoşlanmaz.” Bunun için şehir planlarının çok uzak gelecekler düşünülerek hazırlanması büyük önem taşımaktadır. Uzun bir gelecekte beklenmeyen sorunlarla karşılaşmamak için, şehir planları, özellikle yol ve bina yükseklikleri, araba park yerlerinin geleceğin gereksinmelerine yanıt verecek düzeyde olması geliştirilmelidir. Ankara’da yıkılan milletvekili lojmanlarının yerine gelecek iyi planlanmadan birbiri yanında çok yüksek binalar yapılmaktadır. Trafik şimdiden altüst olmuştur. Bütün ülkemizde su sorunu gelecek yönünden büyük tehlike göstermektedir.
Bunların çareleri düşünülmeli, önlemler alınmalıdır. Bu konularda en önemli sorumluluk yerel yönetimlere, özellikle belediyelere düşmektedir.
Vatandaşlarımızın ülkemize gelen turistlere nasıl davranacakları yönünden eğitilmeleri de, büyük önem taşımaktadır. Davranışlar yalnız gelenler yönünden değil, onların ülkelerine döndükleri zaman, anlatacakları kişiler yönünden de önemlidir. Turist aldatılan, ucuz eşya ve hizmetin kendisine pahalı satıldığı kişi değildir. Turist dinlenmeye, görmeye, boş zamanlarını değerlendirmeye gelen kişidir. Bu alanda belediyelere büyük görev düşmekte, onların hemşerileri ile karşılıklı güven itimat ve dayanışma sağlamaları gerekmektedir.
Küresel ısınma
1850 yıllarında 1 milyar dolaylarında dünya nüfusu, içinde bulunduğumuz yıllarda, her 20-30 yılda bir, bir milyar artmaktadır. Demek ki, bugün yeryüzünde 150 yıl önce oturan tüm insanların altı katı insan yaşamaktadır. Aynı olanakları, hava, su ve benzeri doğal kaynakları altı kat insan kullanmaktadır. İnsanlar bu kaynakları kullanırlarken yarının kuşaklarını hiç düşünmeden, kendi günlük çıkarlarına göre tüketmektedirler. Küresel ısınma nedeniyle, buzullar erimekte, su kaynakları yetmemektedir. Geleceği düşünmeden, her ailenin en az üç çocuk yapmasını öneren, sorumlu devlet adamlarımız vardır. Dünya nüfusu bu şekilde artmaya devam ederse, çocuklarımıza, torunlarımıza çok kötü, olumsuz bir gelecek bırakacağız Türkiye zirai mahsulleri ihraç eden bir ülke iken, bugün, ithal etme durumu ile karşı karşıyadır. Bütün ülkelerin ve uluslararası örgütlerin nüfus planlamasına gidilmesi için karar almaları ve uygulamaları gerekir. Birçok ülke, tabiatın gelecek kuşakların da yararlanmasına yarayacak biçimde korunması için ulusal ve uluslararası düzeyde çalışmalar yapılarak önlemler alınmasını istemektedirler.
Doğa güzellikleri ve manzaralar, insan çevresini kuşatan koşulları iyileştiren hayati önemde varlıklardır. Ağaç, güzel manzara ve yeşil alanlara saygı gösterilmelidir. Yeşil kuşaklarla çevrilmiş ağaçlı karakter korunmalı ve gerekli olan yerler de yeniden ağaçlandırılmalı ve halka açık olmalıdır.
Tarihi değeri olan abidelerin, şehirlerin, müze, saray, bahçe vb. yerlerin yaşayan insan gereksinmelerine uyacak biçimde korunmaları gerekir. Çünkü bunlar kültür varlığımızın zenginlikleridir ve gelecek kuşakların yaşantıları ve dinlenmeleri için zorunludur. Şehirlerin yeni gelişme planlarının doğal zenginliklerin korunmasını sağlayacak, yerel zevkleri ve yerel mimari tipleri devam ettirecek ve güzelleşmeyi destekleyecek nitelikte hazırlanmaları gerekir.
Çevre sorununun, her ülkenin almış olduğu bireysel önlemler ile, çözümlenemeyeceği kanıtlanmıştır. Uluslararası düzeyde işbirliği şarttır. Böyle bir uluslararası örgüt, çeşitli ülkelerin tanıyacağı yetki sayesinde kurulabilir (bu nedenle NATO, Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, OECD, Ortak Pazar vb. gibi uluslararası örgütlerin konu ile ilgilenmeleri zorunlu olmuştur). Yerel yönetimler, özellikle belediyelerimiz, tüm bu gelişmeleri izlemeli ve gelişmelere göre önlemler almalıdırlar.
Prof. Dr. Nuri Tortop / Emekli TODAİE Gen. Müd.