“Yenilenebilir Enerji Yoksa Gelecek de Yok”



Paris İklim Zirvesi’nde en çok tartışılan konu olan yenilenebilir enerji dönüşümü konusunda uzmanlar konuyu İzmir’de masaya yatırdı. “Gelecek Yenilenebilir Enerjide” Platformu tarafından düzenlenen etkinlikte, “Yenilenebilir Enerji Devriminde Türkiye lider mi olacak? Takipçi mi?” sorusuna cevap arandı. Yenilenebilir enerji ve özellikle de RES’ler konusunda, Ege Bölgesi’ndeki yanlış algılamaya dikkat çekildi. Türkiye’nin önde gelen çevre uzmanı akademisyenler ile Greenpeace’in katılımıyla gerçekleşen toplantı yoğun ilgi gördü.

Toplantıda söz alan Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Cemali Dinçer de Türkiye'nin potansiyeli değerlendirme açısından yeterli olmadığını vurgulayarak, Türkiye’nin üç tarafı denizlerle çevrili; güney ve batı bölümü yılda ortalama 300 gün güneşli gün yaşıyor. ‘Su akar Türk bakar’ çok doğru bir söz. Potansiyelleri değerlendirmede çok eksik kalan bir ülkeyiz. Potansiyel enerjiyi sürdürülebilirlik açısından kullanabilmeliyiz. Balçova’da enerji potansiyeli var. Ondan da tam olarak yararlanamıyoruz. İzmir’de ciddi bir hava kirliliği var. Akşamları havayı solumak çok zor. Yenilenebilir enerji hava kirliliğine de çözüm getirebilir. Rüzgar enerjisi oldukça temiz bir enerji kaynağı olarak yer alıyor. Üniversitelere önemli görevler düşüyor. Yaşar Üniversite’sinde 3 yıl önce kurduğumuz Enerji Sistemleri Mühendisliği bölümümüz var. Salt üniversite eğitimleriyle olmaz toplumda genel farkındalık yaratmalıyız” dedi.

“Rüzgar enerjisinde doğru bilinen yanlışlar var”

Dünya Rüzgar Enerji Birliği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, şunları söyledi: "Rüzgar enerjisi özellikle Paris’teki İklim Zirvesi sonrasında bir kez daha geleceğe dair önemini bizlere ispat etti. Paris’te tüm devletlere bir hedef kondu ama bu sadece bir karardan ibaret. Ne yapacaksa ülkeler kendi gelecekleri için kendileri yapacaklar. O nedenle rüzgar enerjisinde şu unsurlar büyük önem taşıyor. Birincisi sesin 45 desibeli geçmemesi gerekiyor. Nitekim türbinlerde artık bu sorun ile karşılaşmıyoruz. İkincisi de gölge yarattığı iddiası. Artık tüm tribünlerin alan içerisine yerleştirilmesi bu kurallara uygun yapılıyor. Bu oranın üzerine çıkan türbinler zaten yasal olarak kurulmuyor. Türkiye’de rüzgar enerjisine ilişkin oluşan bu muhalif duruş da yanlış bir seyir olarak gözlemleniyor. Kamuoyunu da yanlış bir yöne sevk ediyor. Öyle ki tüm dünya rüzgar enerjisini de kapsayan yenilenebilir enerjiyi en temiz ve en ucuz enerji olarak benimsedi."

“Geleceğin teknolojilerine yatırım yapmalıyız”

Greenpeace Rüzgar Enerjisi Bölge Koordinatörü İbrahim Çiftçi ise şöyle konuştu: "Büyük bir bilgi kirliliği var. Geçmişe baktığımızda elektrik üretiminde kullandığımız bu teknolojiler diğer teknolojilerle kıyaslandığında yeni teknolojiler. Güneş enerjisi fiyatları mesela son 10 yılda yüzde 45 düşüş gösterdi. Son 10 yılda yenilenebilir enerjinin pazar payları arttı. Yenilenebilir enerji günden güne dünyadaki birçok pazarda şebeke kalitesini yakaladı. Dünya enerji piyasaları bir yöne doğru evriliyor. 2023 hedeflerimizde üretim kapasitemizi ikiye katlamak ve bununla ilgili ciddi miktarda yatırım yapmak hedefimiz var ve bu alt yapı yatırımlarını da beraberinde getirecek. Böyle bir yol ayrımındayken geçmişin teknolojilerini değil geleceğin teknolojilerine yatırım yapmanın daha mantıklı olacağını düşünebiliriz."

Reklam Goruntulenme Bolumu