Yenilenebilir Enerji Yatırımcıların Gözdesi Olacak



TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Hasan Ali Çelik, Türkiye'nin dünyada elektrik tüketim hızı en yüksek ülkelerden birisi olduğunu belirterek, yeni elektrik enerjisi üretim yatırımlarının ülke içinde arttırılmasına ve yapılmasına imkan sağlayacak düzenlemeleri yaptıklarını ve yeni yasama yılında da yapmaya devam edeceklerini söyledi. Çelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1 Ekimde TBMM'nin açılmasıyla birlikte komisyonda enerji yatırımlarına ilişkin konuların daha fazla görüşülmeye başlanacağını ifade etti.
    
Türkiye'nin Avrupa'nın ve dünyanın en hızlı büyüyen ülkelerinden biri olması dolayısıyla, enerji ihtiyacının da her geçen gün arttığına dikkati çeken Çelik, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının özendirilmesi amacıyla çeşitli yasal çalışmalar yaptıklarını hatırlattı. Rüzgar enerjisinin yapılan düzenlemelerle ciddi bir ivme kazandığını ifade eden Çelik, ''Birtakım sorunlar olmasına rağmen rüzgardan elektrik üretme faaliyeti artık Türkiye'de bir veri halinde ifade edilmeye başlandı. Bu, daha önce yoktu. Ülkemizin muhtelif bölgelerine gittiğimizde, Ege'de ve Marmara'nın bir kesiminde, kısmen Güneydoğu Akdeniz doğrultusunda rüzgar enerjisiyle ilgili ciddi yatırımlar mevcut. Gaziantep, Çeşme ve Balıkesir gibi yerlerde rüzgar santralleri bulunuyor. Rüzgardan elektrik enerjisi üretim kapasitesi bin megavatı geçti. Şu anda bin 10 megavat civarında, daha da artacak gibi görünüyor. Yeni lisans talepleri de neticelenecek, rüzgar santralleriyle ilgili ciddi bir atılım var'' diye konuştu.

Rüzgar dışında yenilenebilir enerjiyle ilgili Türkiye'de önemli bir hidrolik enerji potansiyeli bulunduğuna dikkati çeken Çelik, ''Türkiye'de hidrolik enerji potansiyelinin önemli bir bölümü kullanılmıyor. HES'lerle ilgili bir kanun çıkardık, yaklaşık 4 yıl önce. Dedik ki, 'küçük su kaynaklarının akışını ve yatak düzenini bozmadan, elektrik enerjisi üretmek üzere küçük santraller yapanlar, devletin alım garantisi kapmasına alınacaktır. Bu konuda çok ciddi sayıda ve önemli bir santral faaliyeti var'' dedi.
    
''HES'lerin bin 600 megavat kurulu gücü var''
    
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu'nun 2009 yılı Nisan ayından itibaren 50'nin üzerinde HES'in temelini attığına işaret eden Çelik, şöyle konuştu:

''HES'lerin bin 600 megavat kurulu gücü var. Keban Barajı'ndan daha fazla. Dolayısıyla bunların her biri ülke için temiz enerji, çevrenin ekolojik dengesini bozmuyor ve düzenliyor. Çünkü siz bir orman çevresinde küçük rezervuarlı HES yapıyorsunuz, bu HES'ten orman yangınlarına müdahale, bitki örtüsünün sulanması ve canlı hayatının devamı için bir takım imkanlar sağlıyorsunuz. Bir takım hataları ve eksikleri de oluyor ama netice itibariyle baktığınızda, tabiatın kendi ekolojik dengesi içinde, hem ondan yararlanmak, hem de yeni hayat alanları oluşturmak üzere bir düzenlemedir. Bunların temelleri atıldı. Yeniden atılacak. Temelleri atılacak ve açılacak santraller var. Hidrolik santral Karadeniz ağırlıklı. Karadeniz akarsuların yoğun olduğu ve sürekli rejimin var olduğu bir yer olduğu için, oralarda bu yatırımlar sürüyor. Çok sayıda santral ihalesi ve yapımı devam ediyor.''

Türkiye'nin yıl içindeki güneşli gün sayısıyla Avrupa'nın pek çok ülkesinden daha fazla güneş enerjisi potansiyeline sahip olduğunu ifade eden Çelik, ''Güneş enerjisinin önü tam açık değil. Güneş enerjisiyle ilgili özellikle yabancı yatırımcı talepleri çok fazla. Güneş enerjisi için yasal düzenleme henüz oluşturulamadı. Avrupa güneşi Türkiye kadar değil. Avrupa'nın güneşli gün sayısı ve güneşin metre kare başına vereceği enerji kapasitesi, Türkiye'nin belki de yarısı kadar. Bunları değerlendirmek üzere bir kanun çıkardık ve yeni bir kanun teklifi de Meclisin gündeminde duruyor. Bütün bunlar önümüzdeki zaman dilimi içinde, 1 Ekimden sonra, plan dahilinde enerjiyle ilgili önümüze gelecek olan yasal faaliyetlerden bir kısmıdır'' dedi.

Türkiye'nin elektrik enerjisinin büyük bölümünün doğal gaza bağlı olduğunu hatırlatan Çelik, doğal gazın büyük bölümünün yurt dışından alınmasının dış ülkelere bağımlılığı arttırdığını anlattı. Elektrik enerjisinin yarı nispetinde olanının doğalgazdan elde edildiğine işaret eden Çelik, ''Bu, bugün için iyi gibi görünse de gelecek planlaması için çeşitlendirilmesi gereken bir kaynak türüdür. Hem dışa bağımlılığın azaltılması, hem de enerji çeşitliliğinin arttırılması yönünden bir gerekliliktir. Yaptığımız işlemler, attığımız adımlar, çıkardığımız yasalar, hükümetin öngördüğü bir takım uygulamalar hem çeşitliliği arttırmak, hem de yeni milli değerlerimizi daha fazla hayata geçirmekle alakalıdır'' şeklinde konuştu.


    
''Atıklardan enerji üretilecek''
    
Jeotermal enerji kaynaklarından elektrik üretimine yönelik de bir takım düzenlemeler bulunduğunu anımsatan Çelik, jeotermal enerjinin yanında atıklardan elde edilen enerjinin de önem taşıdığını ifade etti. Yeni teknolojiler geliştirilmeden önce atıkların ülkeler için yük olarak görüldüğüne işaret eden Çelik, şunları dile getirdi:

''Şimdi Atık sahibi olmak, imkan sahibi olmak anlamına geldi. Atıklar geri dönüşümle kazandırılarak ülke kaynaklarına ikinci bir artı değer katıyor. Bazı malzemeler bileşenlerine ayrılıyor. Böylelikle tekrar kullanıma kazandırılıyor. Buna da çok önem veriyoruz, bu konuda yeni bir çalışma yakında olacak. Atıklardan enerji üretilecek. Orman, bitkisel, tarla atıkları, biyo kütleler, biyo gaz üretme gibi...Her türlü ürünü zayi etmeden, ülkeye kaynak olarak geri dönecek işlemler gelişmiş ülkelerde yapılıyor. Biz de yasal altyapı oluşturarak, ülke ihtiyaçlarına en iyi şekilde cevap verebilecek duruma getireceğiz. Bu yapıldığı taktirde ülkenin ilerlemesine güç vereceğiz. Dünyada elektrik tüketim hızı en yüksek ülkelerden birisiyiz. Yeni fabrikalar ve iş yerleri arttıkça yeni enerji kaynaklarına veya yeni enerji imkanlarına sahip olmanız gerekiyor. Yeni elektrik enerjisi üretim yatırımlarının ülke içinde arttırılmasına ve yapılmasına imkan sağlayacak düzenlemeleri yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz.''
    
''Yerli kaynaklarımızı artıracağız''
    
Türkiye'nin yakın bir zamanda Kyoto Protokolü'nü imzaladığını hatırlatan Çelik, söz konusu protokolü imzalayarak Türkiye'nin karbon salınımını azaltmayı taahhüt ettiğini belirtti. Karbon salınımını azaltmak için yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek gerektiğini bildiren Çelik, sözlerini şöyle tamamladı:

''Dolayısıyla yerli kaynaklarımızı arttıracağız, hem de çevreyi kirletmeyen yeni enerji kaynaklarıyla üretimi arttıracağız. Ülkemizin yerli kaynaklarını çeşitlendireceğiz. Yeni petrol ve doğal gaz kaynakları arama çalışmaları da sürüyor. Karadeniz'de ciddi anlamda arama faaliyeti var. İki uluslararası firma TPAO ortaklığıyla arama çalışması yürütüyor. Derin deniz sondajcılığı yapılarak, 5 bin metre derinlikte arama faaliyeti yürütüyorlar. 1954 yılında Petrol Yasası çıktı. Petrol sondajını az yapmışız ama biz bunları telafi etmek durumundayız. Daha denizlerin yüzde 1'i aranmış... Üçte biri denizlerle çevrili bir ülkeyiz. Şimdi bu arama faaliyetlerini arttırıyoruz. Türkiye'nin kendi kaynaklarını kendisinin üretmesi ve dışa bağımlılığı azaltma yönünde hükümetimizin ciddi gayretleri var.''