Mesut Güzel, 22 yaşında. 17 yıldır Batman’a bağlı Hasankeyf’te yaşıyor. İnönü Üniversitesi’nde Büro Yönetimi ve Yönetici Asistanlığı Bölümü’nde okumuş. Şimdilerde, Hasankeyf’in tek caddesine girdiğinizde sol tarafınızda kalan ve sahibinin amcası olduğu bakkalın günlük işlerine yardım ediyor. Okuduğu bölümün işini yapıyor kendi memleketinde.
Hasankeyf: Korunmaya müsait
Birgün Gazetesi'nden Seçil Türkkan'ın haberine göre, Hasankeyf. Kaymakamlığının sitesine göre; “Türk-İslam tarihi ve medeniyeti açısından önemli bir yeri var. ‘Hısnıkeyfa’ olarak anılan bu şehir, ‘Kaya Kale’ şeklinde tercüme edilebilir. Çeşitli kaynaklarda her kavmin kendi dilinde farklı telaffuz edildiği bu kelime, ‘korunmaya müsait’ anlamına gelmektedir. Ne zaman kurulduğu konusu, eldeki bilgi ve belgelerin yeterli olmaması nedeniyle şimdiye kadar karanlıkta kalmıştır. Kuruluşu hakkındaki görüşler bir ihtimal olmaktan öteye gitmemiştir. Şehrin jeolojik yapısı ile mesken olarak kullanılan çok sayıdaki kayalara oyulmuş konutları (mağaralar) Hasankeyf’in Urartu dönemine kadar uzanan bir yerleşim merkezi olduğunu göstermektedir.” deniyor.
11 bin 500 yıllık ilk köy
Çok eskiye gitmeden Ağustos 2013’e dönüyoruz. Orada Hasankeyf’te devam eden kurtarma kazılarının detayları var. Tarihinin nereye kadar uzandığını bilime güvenerek anlayabiliyoruz. Bu yaz yapılan kazılarda Batman Üniversitesi Rektörü ve Hasankeyf Kazı Başkanı Prof. Dr. Abdusselam Uluçam, çalışmalar esnasında 11 bin 500 yıl öncesine ait bir köyün ortaya çıktığını ve kazı çalışmasında insanların gömülü halde bulunan iskeletlerine rastladıklarını açıkladı. Uluçam’ın söylediklerine göre; “Bu ilk köylerin oluşumu ilk defa, yerleşim yerleri dediğimiz köylerin yani insanların bir arada yaşadıkları bölgelerdir. Onun dışında aile mağaralarda değişik yerlerde yaşarken, ilk defa bir köy oluşturuluyor. Hasankeyf’te onların en eski örneğini görüyoruz” açıklamasını yaptı.
Ilısu Barajı: Yılların kavgası
Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santrali Projesi, 1954 yılında Dicle Nehri’nin toprak ve su kaynaklarının geliştirilmesine ilişkin çalışmalar doğrultusunda, DSİ tarafından başlatıldı. Tamamlandığında 1,200 MW kurulu güç ile yılda ortalama 4,120 GWh enerji üretecek. Kredi ajanslarının oluşturduğu bilirkişilerden oluşan uluslararası heyetin hazırladığı raporda şu eksikliklerin altı çizildi.
»Projede yeterli sayıda uzman yok
»Proje kapsamında Batman’da yapılması düşünülen tesis faaliyete geçtiğinde Dicle’yi kirletecek
»Karasal ve su ekosistemlerinde biyoçeşitlilik araştırmaları yapılmamış
»Kamulaştırma konusunda sorunlar var
»Ev tazminatları düşük ve uluslararası standartlara aykırı
»Tarihi eserlerle ilgili çalışmalar yetersiz
»Projeye kredi vermeyi planlayan Almanya, İsviçre ve Avusturyalı dış kredi kuruluşları Türkiye’nin taahütlerini yerine getirememesi sonucu 7 Temmuz 2009 tarihi itibariyle desteklerini çekti.
1999–2001 yılları arasında yaptırılan ÇED Raporu; 2872 sayılı Çevre Kanunu, Dünya Bankası ve IFC kriterleri doğrultusunda güncellenmiş ve hem DSİ hem de yatırımcı kredi kuruluşları tarafından onaylanmıştır. Buna karşılık, yatırımcı kuruluşların görevlendirdikleri bilirkişiler proje ile ilgili ciddi sorunlar tespit etmiş, bu sorunlar, verilen sürenin sonunda giderilmediği için de projeden çekilmişlerdi. Danıştay, Çevre Kanunu ve ÇED yönetmeliğine uygunluk görülmediği gerekçesiyle Ilısu baraj ve HES projesine yürütmeyi durdurma kararı verdi. Fakat Yeni Hasankeyf’in inşası şu an devam ediyor.
Yeniden mesut
Bütün tarihi veriler, yapılan çalışmalar, verilmeyen Çevre Değerlendirme Etki Raporları, ‘Bırakın Hasan Keyfine Baksın’ sloganları duyulmuyor gibi. Oraya baraj yapılması planlanıyor. Yeni Hasankeyf Projesinin internet sitesinde bütün tarihi eserlerin sular altında kalacağı ama bunun yanında bölge halkının sosyal faaliyetleri için uygun alanların yapıldığı anlatılıyor. Sanki Barok mimari süslü evler halkın çok umrundaymış gibi. Sanki insanlar sular altında kalmasına razı olmuş gibi. Mesut Güzel barajla ilgili olarak ne düşündüğünü sorduğumda: “Hasankeyf çocuklarının 50 yıldır konuşulan Ilısu barajı yapımına halen Hasankeyf halkının bir vatandaşı olarak inanmakta güçlük çekip bu barajın sadece memleketime değil bütün dünyaya büyük kayıplar yaşatacağına kesin gözüyle bakıyorum. Hasankeyf halkının bir kısmı yeterli bilince sahip olmamasından dolayı baraja duyarsız kalmakta fakat büyük kısmının baraja şiddetle karşı olduklarını belirtmek isterim’ diyor.
“Yeni Hasankeyf çöl gibi"
Sözlere söz eklenmez mi, o da ekliyor: “Benim için yeni Hasankeyf olamaz. Hasankeyf bir yılda değil 10 bin yılda kuruldu. yeni yapılan yerleşim yeri ise basit bir çöl yerleşimi gibi. Burayı anlatılanlardan asla anlayamazsın, sadece yaşanarak anlaşılır. İnsanın burada sıkılmaya ömrü yetmez.”
***
HAYAL2023: Su altında kalacağına inanmıyorum
2023’te kendimi, sulara gömülmeye mahkûm edilen Hasankeyf’in sular altında kalmayıp tüm güzellikleriyle karşımda durduğunu ve benim o güzelliklerden 2023 yılında da faydalandığımı, öz güzellikleri yaşadığımı görüyorum ve Hasankeyf’in sular altında kalacağına inanmıyorum. Biz insanların düşüncesiz olduğunu düşünüyorum. Hasankeyf’i bilir misin? Bilemezsin, bilsen anlatamazsın...