Yeni dış politika, çevre ülkeler ve gayrimenkul yatırımları

Türkiye ve dünya çapındaki gayrimenkul sektörüne dair makro konuların ele alındığı Gayrimenkul Zirvesi 10, yeni dış politikanın yarattığı fırsatları uzman görüşleri eşliğinde tartışmaya açtı. Gayrimenkul Zirvesi’nin öğleden sonra gerçekleştirilen iki ana oturumunda “Sıfır Sorun” olarak adlandırılan yeni dış politika ve geleceğin kentlerine yön verecek ekolojik ve mimari akımlar ele alındı.

Moderatörüğünü Bloomberg-HT Ekonomi Direktörü Prof. Dr. Kerem Alkin’in üstlendiği “Yeni Dış Politika, Çevre Ülkeler ve Gayrimenkul Yatırımları” oturumu, Tekfen Holding Başkan Yardımcısı Mehmet Erktin, Aabar Real Estate CEO’su İbrahim Eskiocak, Rönesans İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Erman Ilıcak, Doğan Holding Genel Koordinatörü Dr. R. Nebil İlseven ve Emekli Büyükelçi Özdem Sanberk’i bir araya getirdi.

Özdem Sanberk: 'İzle gör' politikası yerini 'sorunların üzerine gitme çözüm arama' yaklaşımına bıraktı

Prof. Dr. Kerem Alkin’in Zirve’nin açılış töreninde GYODER Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Tanes’in dile getirdiği mütekabiliyet ilkesine dair görüşlerini açıklayarak ve yabancılara Türkiye’de yatırım yapma olanağı tanımak konusunda daha açık fikirli davranılması gerektiği vurgulayarak başlattığı oturumda ilk olarak Özdem Sanberk söz aldı. “Son yıllarda Türk dış politikasının iki önemli özelliğini görüyoruz. Bunlardan ilki izlenen dış politikanın geniş ölçüde bölgeselleşmesi, yani Türkiye bölgedeki etkinliğini artırıyor. İkincisi de sorumluluk alanı genişliyor, diğer bir ifadeyle Türkiye dünya diplomasi sahnesinde kendini hissettiriyor. Bu iki özelliğin temelinde ise Türkiye’nin dinamik bir topluma ve genç bir nüfusa sahip olması yatıyor. Çünkü Türkiye, içinde bulunduğu değişimi yönetmek ve genç nüfusun beklentilerine cevap vermek için sürekli kalkınmayı sağlamak zorunda,” diyen Özdem Sanberk, geçmiş dönemlerdeki “izle gör” politikasının yerini “sorunların üzerine gitme çözüm arama” yaklaşımına bıraktığına da dikkat çekti.

Mehmet Erktin: Güven ve istikrar önemli

Dış politikanın temel ve rehber ilkeleri hakkında da katılımcılara bilgi veren Özdem Sanberk’in ardından söz alan Mehmet Erktin ise, Tekfen Grubu’nun bölgedeki tecrübelerini aktardı. “Emlak yatırımları daha uzun vadeli ve risklidir, müteahhitlik ise daha kısa sürelidir,” diyen Erktin, Irak örneğini vererek bölgede yaşanan karışıklığın, yatırım kararlarının ve gayrimenkul faaliyetlerinin yönünü değiştirdiğine dikkat çekti. Bir ülkeye yatırım yapmak için gerekli koşulların başında nüfus ve gelir artışı gibi akademik kriterlerin geldiğini, yatırım yapılan ülkede lokal düşünebilmek için de güçlü bir yerel ortak edinmek gerektiğini sözlerine ekleyen Erktin, yatırımın geri dönüşü gerçekleşene dek güven ve istikrar ortamına ihtiyaç duyulacağını vurguladı.
 
Erman Ilıcak: Yeni dış politika yatırımcıların önünde yeşil bir hat açıyor

Daha sonra söz alan Erman Ilıcak da, Türkiye’nin başta Rusya olmak üzere tüm komşu ülkeleriyle sürdürdüğü ilişkide son 500 yılın en iyi dönemini yaşadığını, bunların da mutlaka yatırıma dönüşeceğini belirtti ve ekledi: “Bugüne dek Moskova’da, Romanya’da yapılan yatırımlar orada kazanılan paranın yine orada yatırıma dönüşmesi açısından iyi birer örnekti. Son dönemlerde izlenen yeni dış politika ise gayrimenkul sektörünün önünde yeşil bir hat açıyor. Örneğin 30 milyon nüfusa sahip bulunan ve büyüklüğü Türkiye’nin 80’li yıllardaki gayrimenkul stoku kadar olan iki AVM’ye sahip bu ülke girişimciler için fırsat dolu bir pazar niteliği taşıyor. Aynı şekilde İran da Türk yatırımcıların rahat hareket edebilecekleri bir pazar. Bu fırsatları yatırıma dönüştürmek de bizim görevimiz.”

Dr. R. Nebil İlseven: Dış politika yatırımcıları dikkate almalı

Bölge ülkeleriyle hukuk ve bankacılık alanında yapılabilecek işbirliklerini ise Doğan Holding Genel Koordinatörü Dr. R. Nebil İlseven aktardı. “Bundan sonra finansal ağırlıklı ve sürece dayalı olmak üzere iki tür yatırım olacak,” diyen İlseven, gayrimenkul alanında Türkiye’den çevre ülkelere yapılacak yatırımların teşvik edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Hukuk ve bankacılığın süreç anlamında yönetilen yatırımlar için büyük önem taşıdığına dikkat çeken İlseven, sosyal altyapı olarak nitelendirilen bu alanlarda yatırım bakımından alınacak çok yol olduğunu, dolayısıyla dış politikanın yatırımcılarla el ele çalışması gerektiğini söyledi.

İbrahim Eskiocak: Abu Dabi potansiyeliyle dikkat çekiyor

Konuşmasında Abu Dabi’deki yatırım fırsatlarını aktaran Aabar Real Estate CEO’su İbrahim Eskiocak ise şunları söyledi: “Dubai nasıl bir ticaret merkezi olarak konumlandıysa Abu Dabi de bir kültür ve eğlence merkezi olarak ön plana çıkmayı hedefliyor. Bu doğrultuda Guggenheim ve Louvre gibi dünyaca ünlü müzeleri ülkeye getirmek üzere anlaşmalar yapan Abu Dabi Hükümeti, otel yatırımları için de 2030’a kadar 230 milyar dolarlık bir bütçe ayırıyor. Dolayısıyla Abu Dabi, Türk yatırımcılar ve gayrimenkul şirketleri için büyük potansiyele sahip bir pazar olarak dikkat çekiyor.”