‘Yeni Binalar Estetik Yoksunu’



Atılım Üniversitesi Siyaset Bilim ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Savaş Zafer Şahin, 1930’lu yılların mimarisiyle “Türk mucizesi” olarak değerlendirilen Ankara’da devlet binalarının “yer seçimine ve tasarımına özen gösterilmeden” kent merkezinden taşınmasıyla “tehlike çanlarının çalmaya başladığını” söyledi. Ankara’nın gelişiminin trafik, altyapı ve diğer unsurlar gözetilerek çıkarılacak “Başkent Yasası” kapsamında ele alınması gerektiğini anlatan Şahin, “Granit bina Ankara’yı geliştirmez” dedi.

Şahin, Cumhuriyetin ilk yıllarında Ankara’daki yapılaşma ile son dönemdeki yapılaşmaları kamu binaları üzerinden değerlendiren bir rapor hazırladı. Ankara’nın 1930’lu yıllarda yabancı gazeteciler tarafından “Türk mucizesi” olarak değerlendirildiğini aktaran Şahin, “Bu mucizenin yaratılmasında Cumhuriyeti kuran kadroların Ankara’yı öncü ve örnek bir başkent olarak imar etme azimleri, kamu yapılarının bütünsel bir plan ve program dahilinde inşa edilmeleri ve dönemin uluslararası mimarlık birikiminden faydalanılması etkili oldu” dedi.

‘Özensizlik ve vurdumduymazlık’

Kamu binalarının bu imar hareketinin ayrılmaz bir parçası olduğunu dile getiren Şahin, “Genç başkentin kalbini oluşturan, Güven Anıtı ve Güven Park’la başlayarak Bakanlık binalarından geçen ve TBMM ile sonlanan devlet mahallesi, Ulus’ta ve Atatürk Bulvarı boyunca inşa edilen yeni kamu binaları bu mimari deneyimin bugün de yaşayan simgelerini oluşturuyor” dedi. Bu tablonun son yıllarda hızla değiştiğine vurgu yapan Şahin, “İnşa edilen yeni kamu yapılarının, yer seçimleri, inşa edilme biçimleri ve tasarımları ile Ankara’nın gelişimine katkıda bulunmayan, hatta sorun yaratan bir hale geldiğine” dikkat çekti. Şahin, kamu binalarının özellikle Konya ve Eskişehir yoluna kaydığını belirterek, “Ankara’nın geleceği için tehlike çanları çalmaya başladı. Yeni kamu binalarının yer seçiminde, tasarımında ve Ankara üzerinde yaratacakları etkiler konusunda ciddi bir özensizlik hatta vurdumduymazlık söz konusu” diye konuştu.



Başkent Yasası çıkmalı’

Mevcut yapılaşmanın bir strateji ürünü olmadığını belirten Şahin, üst düzey karar vericilerinin, sivil toplum kurumlarının katılımı ile Ankara’nın gelişimini yönlendirecek bir “Başkent Yasası” hazırlanması gerektiğini belirtti. Bu yasa ile Ankara’da kamu yapılarının planlama, yer seçim, tasarım, ihale ve yapımına ilişkin genel bir stratejinin belirlenmesi gerektiğini anlatan Şahin, “Ankara’daki yerel yönetimler Ulus’taki kamu binaları ve Kızılay’daki devlet mahallesinin kullanım ve işlevine ilişkin bütünsel bir dönüşüm ve kullanım projesi çerçevesi geliştirmelidirler” dedi.

‘Granit bina Ankara’yı geliştirmez’

Çağdaş kentlerde, kamu kurum ve kuruluşlarının mimari tasarımları için yarışmalar düzenlendiğini anımsatan Şahin, benzer uygulama için Türkiye’de yasal düzenleme yapılması gerektiğini söyledi. Kamu yapılarının niteliklerine göre yer alabilecekleri bölgeler ve tasarımlarında bulunması gereken unsurlar konusunda standartları belirlenmesi isteyen Şahin, “Bu çalışmalar yapılmadan Ankara’da en yeni teknolojiler ve malzemeler kullanılarak, cam ve granit kaplı yeni kamu binaları yapılıyor. Ancak, harcanan kamu kaynakları Ankara’nın gelişimine katkıda bulunmaktan uzak. Çok geç olmadan bu gidişi tersine çevirmek, kaçan fırsatı yeniden yakalamak görevi tüm kamu kurumlarına, özellikle de yerel yönetimlere düşüyor” dedi.