Yeni Başkan İklim Değişikliğinde de Yeni Dönem Başlatabilir

Yeni başkan Barack Obama ABD’nin küresel ısınma ile ataletini sona erdirmeye kararlı. Gaz salınımlarını, salınım ‘üst sınır ve ticareti’ sistemiyle (cap-and-trade system: ilgili şirketlerin gaz salınımlarını aşama aşama azaltması için belli sınırlar koyan ve ekonomik nedenlerle bu sınırlara uyamayacak şirketlere ek mali yükümlülükler getiren uygulama) azaltmayı istiyor. Fakat Hükümet Saydamlık Dairesi’nin (GAO) Avrupa’nın uyguladığı sistemin soranlarına ve geçen hafta Polonya’da ‘salınımların azaltılması yönünde uzun vadeli bir dizi küresel hedef’ belirlemek için düzenlenen iklim görüşmelerinin sonuçsuz kalmasına dair hazırladığı bir rapor, bu görevin ne kadar zorlu olacağını ortaya koyuyor.

Obama sera gazı salınımlarını 2050 itibarıyla 1990 düzeylerinin yüzde 80 altına çekmeyi istiyor. Bu hedefe de bütün salınım izinlerini, söz konusu izinlerin sayısını ‘üst sınır ve ticaret’ sistemi üzerinden yıldan yıla azaltacak şekilde açık artırmaya çıkararak ulaşmak niyetinde. Avrupa 1997 Kyoto Protokolü uyarınca kendi ‘üst sınır ve ticaret’ sistemini oluşturdu. Fakat Avrupa deneyimi bu karmaşık sistemin başarıyı garanti etmediğini gösteriyor. GAO raporu AB’nin kendi salınım hesaplarında yanıldığını ve sonrasında bu hatayı salınım izinlerinin hepsine kapıyı açarak daha da içinden çıkılmaz hale getirdiğini teyit ediyor. Bunun sonuçlarıysa tüketiciler için daha yüksek enerji fiyatları ve ilgili şirketler için tatlı kârlar oldu.

Kyoto’yu imzalamayan ABD, sera gazı salınımlarının azaltılması çabalarına direndiği ve belli hedefleri öngören uzun vadeli bir plan oluşturulması girişimlerini sekteye uğrattığı için sert şekilde (ve haklı olarak) eleştiriliyor. Eleştirenlerin başında da Avrupalılar geliyor, fakat ABD’ye karşı yönelttikleri ve kendi içinde haklı olan şikâyetleri hayata geçirmek konusunda zorlanıyorlar. Kendi hedeflerine ulaşmak konusunda büyük başarılar elde etmiş değiller. Geçen hafta Brüksel’de yapılan toplantılarda 2013’te bütün salınım izinlerini 2013’ten itibaren açık artırmaya çıkarma önerisine, kendi sanayileri üzerindeki olumsuz etkilerinden endişe eden Polonya ve diğer doğu Avrupa ülkelerinden itiraz geldi. Bu yüzden iki vitesli bir sistem oluşturuldu. Doğu Avrupa şirketleri için 2013’teki salınım izinlerinin yüzde 30’u açık artırmaya çıkarılacak, 2020’ye dek bu oran yüzde 100 olacak. Geri kalan AB enerji şirketleriyse 2013’te salınım izinlerinin tamamını satın almak zorunda kalacak. Bu arada Polonya’nın Poznan kentinde daha yeni sona eren BM toplantısı, gelecek aralıkta imzalanması planlanan Kyoto 2 için temel teşkil edecek hedefin miktarını belirlemeyi başaramadı.

Lobiler gaz vergisinin altını oyamaz

Sera gazı salınımlarını ve fosil yakıtlara bağımlılığı azaltmak için karbon kullanımının bir bedeli olmalı. ‘Üst sınır ve ticaret’ sistemi uluslararası bir rejime entegre olmanın en kolay yolu, fakat sinsi tuzakları da saymakla bitmez. Bir gaz vergisi daha basit ve bürokratik manipülasyona daha az tabi olacak, lobilerin çıkarları tarafından altı oyulmayacaktır. Tavır değişikliğinin, salınım hedeflerini karşılamanın ve gezegeni kurtaracak yeni nesil enerji üretimini sağlayacak keşifleri azamiye çıkarmanın en kolay yolu budur. Obama’nın başkanlığı resmi olarak üstlendikten sonra Başkan Bush’un el atmaktan kaçındığı iklim değişikliği meselesinde bu yaklaşımı ciddi şekilde gözden geçireceğini umuyoruz.

The Washington Post / Başyazı, 14 Aralık 2008