Milas’ta geçen 17 Haziran’da atık su ve kanalizasyon istasyonunda yedi işçinin öldüğü faciadan, kuralsızlık zinciri çıktı. Radikal Gazetesi'nden İsmail Saymaz'ın haberine göre bilirkişi raporunda, makineli sistem dört yıldır tamir edilmediği için işçilerin her tıkanıklıkta kuyuya bizzat inerek pislikleri elle temizlediği, olası iş kazalarına karşı hiçbir önlem alınmadığı belirlendi.
Art arda ölüme indiler
Muğla’nın Milas ilçesi Güllük beldesinde 17 Haziran’da ‘AKFEN’ adlı inşaat şirketi tarafından işletilen atık su ve kanalizasyon istasyonunda arıza çıkmıştı. İlkin sorunu gidermek için sonra da arkadaşlarını kurtarmak amacıyla birbiri ardına kuyuya giren yedi işçi zehirlenerek can vermişti. Milas Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında dosya bilirkişiye gönderildi. Altı bilirkişinin 29 Temmuz’da teslim ettiği raporda, işçilerin adeta ölüme itildiği saptandı.
Rapora göre, facianın meydana geldiği ikinci kuyuda biriken kaba pisliklerin üçüncü kuyuya geçmesini önlemek için kullanılan, işçilerin ‘halatlı ızgara’ adını verdiği elevatöre ait iki adet demir ayak bağlantısının kırıldığı ve yerinden çıktığı, kumanda panosu içindeki buton ve bağlantıların paslandığı belirlendi. Tanıklardan Faik Kırçın, bu sistemin dört yıldır çalışmadığını, bir kez onarılıp ertesi gün tekrar bozulduğunu anlattı. Kırçın’a göre sistem çalışmadığı için bir işçi su geçirmez tulum giyerek merdivenlerden kuyuya iniyor, ızgarada birikmis pislikleri eliyle temizleyip yukarıdan sarkıtılan 25 kiloluk kutuya dolduruyordu.
Bilirkişi incelemesinde, belde belediyesi ile AKFEN arasında Eylül 2011’de imzalanan iş güvenliği sözleşmesine göre; kuyu derinliği 1.5 metreyi geçen yerlerde ‘kapalı kaplara giriş ve sınırlı çalışma prosedürü’ uygulanması gerektiği, bu kuyunun da aynı kapsama girdiği ifade edildi. Buna karşın binada ve çevrede ikaz levhası bulunmadığı, kuyuda risk analizi yapılmadığı, kapalı kaplara girecek personele eğitim verilmediği kaydedildi. Ortamın gaz analizinin, gaz-patlayıcı ortam ölçümleri ve havalandırma sistemi ve kontrollerinin yapılmadığı, kapalı ortam çalışma izninin olmadığı, gazlar artınca personeli uyaracak bir alarm sisteminin bulunmadığı belirlendi.
Dahası işçilere 75 TL’lik gaz maskesi, 750 TL’lik gaz ölçüm aleti, oksijen tüpü ve kişisel koruyucu donanımların verilmediği, hiçbir maktulün iş güvenliği eğitimi almadığı ifade edildi. Hayatını kaybeden tesis sorumlusu Mustafa Öztürk’ün bu işin sorumluluğunu üstlenecek eğitime de sahip olmadığı kaydedildi.
Raporda, kuyuda zehirli gaz bulunmasına karşı havalandırma sisteminin olmadığı ifade edilerek, “Gereken risk analizleri yapılmadığı, emniyet tedbirleriyle herhangi bir uyarı levhasına rastlanılmadığı, kişisel koruyucu donanım (Gaz maskesi, gaz ölçüm aleti, oksijen yeterli değilse maske ve oksijen tüpü olmadan tesise giriş engellenmelidir. Ayrıca içeriye temiz hava pompalanmalıdır) olmadığı gibi kuyularda giriş ve çıkış prosedürü uygulanmamıştır” denildi.
Kan parasını reddettiler
Rapora göre, şirketin talebi üzerine 11 Temmuz’da ikinci bir keşif daha yapıldı. Bu keşif işlemi sırasında, binada daha önce bulunmayan seyyar hortumlu bir havalandırma sistemi konulduğu, “gaz kaçağını kontrol etmeden girmeyin” yazılı bir levha ile başka ikaz levhaları asıldığı, elevatör sisteminin tamir edildiği fakat yine de tam randıman sağlanamadığı belirlendi. Raporda Akfen İnşaat asli; İller Bankası, Güllük Belediyesi ve tesis sorumlusu Mustafa Öztürk ise tali sorumlu gösterildi. Avukat Erbay Yucak, şirketin dava açılmaması için her bir aileye 300 bin TL önerdiğini fakat reddedildiğini belirtti.