Galatasaray Spor Kulübü Başkanı olduktan sonra
holdingteki bütün yönetim kurulu başkanlığı görevlerinden istifa eden
Adnan Polat, sadece Polat Enerji’de aktif
olarak çalışıyor. Polat Enerji’nin Yönetim Kurulu Başkanı olan Polat, Türkiye’de
insanların rüzgâr enerjisini daha telaffuz bile etmediği dönemde bu işe
girmiş. İki yıl önce dünyanın en büyük enerji şirketi Fransız EDF
Energies Nouvelles ile ortaklık yapan Adnan Polat, rüzgârda 5.5 euro
cent olan alım garantisinin caydırıcılığı yüzünden pek çok yabancı yatırımın
başka ülkelere kaydığını söylüyor. Polat, “Bizim kaçacak yerimiz yok, şu anda
planladığımız yatırımları yapıyoruz ama yenileri için beklemedeyiz. Öte yandan
ortağımızla birlikte Ortadoğu ve Türk Cumhuriyetleri’ne de bakıyoruz” diyor..
- Rüzgâr enerjisi konusunda lisans alan ilk şirketlerden
birisiniz. Enerjideki iddianız nedir?
Dünyanın en büyük enerji şirketi olan Fransız EDF Energies Nouvelles
ile 1.5 yıl önce sessiz sakin bir şekilde ortak olduk. Cirosu 170 milyar Euro
olan bir şirket bu. EDF’de nükleer santraldan tutun, kömüre, gaza ve
yenilenebilir enerji kaynağına kadar pek çok işte faaliyetleri var ve çok ciddi
bir bilgi birikimine sahipler. Çok büyük bir finans gücü var ayrıca. Bizim
onlarla Türkiye’yle ilgili rüzgâr enerjisi konusunda çok büyük planlarımız
vardı. Ama şu anda rüzgâr enerjisindeki yasa ve gerekli devlet desteğinin
olmamasından dolayı yatırımlarını maalesef başka ülkelere doğru kaydırmaya
başladılar. Çünkü Türkiye’de rüzgârda 5.5 euro cent olan alım garantisi
Avrupa’nın en düşük ülkesinde 8 euro cent. Bu kanunun düzeltilmesiyle ilgili bir
beklenti var fakat bir türlü o beklentiye karşılık alamıyor yatırımcılar. Onlar
da beklemekten bıktılar, şimdi daha çok Kanada’ya, ABD’ye, Meksika’ya ağırlık
vermeye başladılar. Hatta petrol üreten ülkelere ağırlık verdiler. Türkiye’ye
çok büyük heyecanla gelmişlerdi.
- Rüzgâr enerjisinde çok lisans yığılması olduğunu düşünüyor
musunuz?
Lisans yığılması değil de orada başka bir problem var. Türkiye’de şu anda
rüzgârda 3 bin 400 MW lisans verilmiş. Şu ana kadar bitirilmiş 1000 MW var,
500’ü de herhalde gelecek sene biter. Gelen yabancılar bu yatırımlara çok
hazırlıklı geldiler ama iş gecikince tabii onlar da kaynaklarını başka yerlere
kaydırmaya başladılar. Gerçi biz Edf-EN ile planladığımız yatırımları yapıyoruz.
Fakat daha hızlı gitme planlarımız vardı, şimdi Türkiye’de bu kanun çıkmayınca
onlar başka tarafa kaydı. Lisanslı yatırımları yapıyoruz ama düşündüklerimizi
beklemeye aldık.
- Bu sorun olmasaydı ne kadarlık bir yatırım
hedefliyordunuz?
Biz önümüzdeki 5 yıl içinde 1000 MW hedefliyorduk, bittiği zaman Polat
Enerji’nin kendisine ait bir 300 MW’ı oluyor gelecek yılın sonunda. Ondan sonra
da hızlı bir şekilde devam etmek istiyorduk. Şimdi hem lisanslarda tıkanmalar
oldu, 1 Kasım müracaatları diye bir olay oldu. Bir anda 78 bin MW’lık müracaat
oldu. Şu anda 50 binlerde ama bunun bir karara bağlanması lazım.
Ortadoğu ve Türk Cumhuriyetleri aday
- Bu karar çıkmazsa siz ne yapacaksınız?
Biz elimizdeki 300 MW’ı önümüzdeki yıl bitirmiş olacağız. Bu kanun çıkmazsa
herhalde başka ülkelere EDF ile gideceğiz. Onlar bütün ülkelerde varlar
ama Ortadoğu ve Türk Cumhuriyetleri’ni konuşuyoruz. Ama insan üzülüyor tabii,
Türkiye’de 20 bin MW’lık kapasite var. Şu anda 5-6 milyar Euro’luk beklenen bir
yatırım var. Ama gerekli destek çıkmıyor.
- Sizin vadeniz nedir kaçmak için?
Bizim kaçacağımız bir yer yok. Bizim gideceğimiz tek bir ülke var. O da
Türkiye. Önce biz önümüzdeki senenin sonuna kadar bu yatırımlarımızı bitirmek
istiyoruz. Ama lisansı aldığınız günün ertesi günü yatırıma başlayamıyorsunuz
ki. Her şey iyi giderse 1 seneden önce olmuyor. Zaten bu rüzgâr enerjisine biz
12 sene önce girdik. 2-3 kişiydik giren. Biz ‘Rüzgârdan enerji üreteceğiz’
dediğimiz zaman herkes bize gülüyordu. Ondan sonra herkes altın bulmuş
gibi rüzgâra saldırdı. Ama yani lisansları alanların çoğunun bu
yatırımları yapacak kapasitede olduklarına inanmıyorum. Zaten realize edenlere
baktığınız zaman da çok ciddi firmalar bunlar. Fakat Türkiye’nin yenilenebilir
enerji kaynaklarına ihtiyacı var. Dışarıya gidecek olan döviz kaynaklarını ciddi
şekilde etkileyecek. Elektrik, su kömür ve rüzgârın hep bir arada olması lazım.
Ayrıca çevrecilikle ilgili olarak bu konu çok önemli. AB uyum yasalarında
tüm Avrupa ülkeleri 2020’ye kadar toplam enerjilerinin yüzde 20’sini
yenilenebilir enerjiyle üretmek zorundalar. Türkiye’nin de kendini buna
uydurması lazım. Şu anda çok yavaş yol alıyoruz. Biz 12 sene önce başladığımız
zaman sıfırdık. Almanya da sıfırdı. Biz bugün 1000 MW’a geldik Almanya 30 bin
MW. İspanya 19 bin MW. İtalya rüzgâr çok kötü olmasına rağmen 5 bin MW. Bizde
yatırım yapacak çok kişi var ama…
Kriz biter elektrikler kesilir
“Krizden önce arz talep dengesi bozuk olduğu için elektrik kesintisi vardı.
Şehirleri planlamışlardı, insanlara hissettirmeden çok güzel şekilde
kesiyorlardı. Krizde kapasite kullanım oranları düşünce elektrik fazlası çıktı.
Herkes yeterli elektrik var zannediyor. Ama Türkiye’nin 2023’e kadar büyüme hızı
da yüzde 5-6 olarak konduğu vakit 115 milyar dolarlık yatırım yapması lazım ki
kafa kafaya gitsin.”
Bakanlık önemini biliyor
”Enerji Bakanımız bu konuda çok bilgili ve çalışan bir insan. Kriz bence
biraz dengeleri etkiledi. Bu şekilde bir alım garantisi onlara bir yükümlülük
getirdiği için biraz geciktirmeye çalışıyorlar gibi geliyor bana. Ama taraflar
kaçıyor tabi. Sayın Başbakan da pozitif yaklaşım içinde.Gündemi yoğun ama
bu konuda bir çözüm üretir diye düşünüyorum.”