Köyleriyle yaklaşık 50 bin kişinin yaşadığı Yatağan’da kanser ve solunum yollarına bağlı ölümlerin artması endişe yaratırken, sivil toplum örgütleri hukuk mücadelesini Avrupa’ya taşımaya karar verdi.
Santral yöneticileri hakkında savcılığa 60’dan fazla suç duyurusunda bulunduklarını belirten YAÇEV Sözcüsü Avukat Nuray Şahbudak, "İnsanların yaşam haklarının ellerinden alınmasını engelleyemezsek konuyu AİHM’e götüreceğiz. Diğer iki ünitenin arıtma tesisi tamamlanıncaya kadar santralin çalışmamasını isteyeceğiz" dedi.
Afet bölgesi olmalı
Yatağan Kent Konseyi Üyesi Ziya Alpözen de baca gazı arıtma tesislerinin, söz verilmesine karşın yıllardır tamamlanamadığını belirtti. Alpözen, "Kapubağ, Bozüyük bölgesi ile Turgut, Hacıbayramlar, Hacıveliler, Hisarardı bölgelerine de ölçüm cihazı yerleştirilmesini istiyoruz. Sonuçların halkın görebileceği bir noktada dijital bir panodan sürekli duyurulmasını istiyoruz. Yatağan bir an önce afet bölgesi ilan edilmeli, herkes ciddi sağlık kontrolünden geçirilmeli" dedi.
Ölçüm cihazı alacağız
CHP’li Belediye Başkanı Hasan Haşmet Işık da her gün, kirlilik değerlerini görmek istediklerini anlattı, bir ölçüm cihazı alarak görülebilecek bir yere yerleştireceklerini açıkladı. Yatağan’a acil bir göğüs hastanesi kurulmasının şart olduğunu vurgulayan Işık, "Yatağanlı vatandaşlar zamanlarının büyük bölümünü tedavi için İzmir yollarında geçiriyor" diye konuştu.
Hem sağlık hem santral
Maden-İş Sendikası Yatağan Şube Başkanı Süleyman Girgin, Yatağan ve Milas ilçelerinde yaklaşık 12 bin kişinin geçimini santrallerden sağladığını belirterek "Bu kadar insanı geçindiren santrallerin kapatılmasını istemiyoruz. Ancak insan sağlığına gereken önemin verilerek, tüm tedbirlerin alınmasını istiyoruz" dedi.
25 yıl daha hizmet
İşletme Müdürü Aziz Tığ da baca gazı arıtma tesislerinin üçü de devreye girdikten sonra hava kirliliği konuşulmayacağını bildirdi, "İnsan sağlığı ve çevre bizim içinde çok önemli. Unutulmamalı ki bizler ve çocuklarımız da aynı havayı soluyoruz" diye konuştu.