Çok sayıda maden işçisinin yaşamını yitirdiği elim kazanın derin üzüntüsünü yaşadıklarını vurgulayan Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Dündar Yetişener, açıklamalara göre 282 vatandaşın hayatını yitirdiği maden ocağında halen çok sayıda işçiye de ulaşılmaya çalışıldığına dikkat çekti ve şunları söyledi:
"Ülke olarak yasa boğulduğumuz bu büyük faciada yaşamını yitiren tüm maden işçilerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve tüm milletimize başsağlığı dilerim. Yaralı olarak kurtulan vatandaşlarımızın en kısa zamanda sağlıklarına kavuşmasını ve halen devam eden kurtarma çalışmalarından iyi haberler gelmesini büyük bir umutla bekliyor ve temenni ediyorum".
Yetişener açıklamasında, kaza ile dünya madencilik tarihinde bir maden ocağında gerçekleşen en büyük can kaybının yaşandığına işaret ederek; yasal, sosyal ve toplumsal düzenlemelerin bugünden itibaren tekrar gözden geçirilmesi ve işlerlik kazandırılmasının gerekliliğinin altını çizdi.
"Benzer faciaların bir daha yaşanmaması elbette ki en büyük dileğimizdir. Ancak belirtmek gerekir ki, dünyanın geldiği bugünkü noktada, artık sadece iş kazaları değil, deprem, sel gibi doğa felaketlerin sonuçları, toplumun yazgısı olarak görülmemektedir. Önceden alınan tedbirler ve yapılan düzenlemelerle tüm süreçler yönetilmekte, bütüncül sistemler kurulmakta ve disipliner yaklaşımlarla olası kayıpların en aza indirmesi esasına göre çalışmalar yapılmaktadır.
Tüm bu yaşadıklarımız, ülke olarak insan yaşamını tüm değerlerin üstünde tutan yasal, sosyal ve toplumsal düzenlemeleri bugünden itibaren tekrar gözden geçirmemiz ve işlerlik kazandırmamızın gerekliliğini bir kez daha bizlere, ağır bir bedelle ve açık olarak ifade etmektedir. İş güvenliği, sadece madencilik sektöründe değil, inşaat sektörü ve diğer sektörler için de çok önemlidir.
Toplumla açık ve şeffaf bir iletişim içinde; eksik kaldığımız, ihmal ettiğimiz konuları kapsayan yasalar, yönetmelikler ve mevzuatların güncellenmesi, ihtiyaç duyulan noktalarda uluslararası kabul görmüş standartlarda düzenlemelerin ve özellikle denetimlerin yapılması, hukukun üstünlüğü esas alınarak sorumlulukların gözden geçirilmesi şarttır. Bu doğrultuda üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşları, ortak bir sinerji ve işbirliği içinde birleşerek, geleceğimizi bugünden kazanmamız için, toplum olarak bir seferberlik ilan etmemiz, atılması beklenen ileri bir adım olacaktır.
Vurgulamak isterim ki, insan yaşamını ve sağlığını önceliğe alan iş güvenliği konusunda yüksek bir sahiplenme birlikteliği içinde, sürdürülebilir süreçlerin oluşturulması, bu süreçlerin hayata geçirilmesi ve uygulanması ülke olarak öncelikli girişimlerimiz olmak durumundadır”.