Bilkent Şehir Hastanesi’nin yapılması üzerine yıkım tehdidi altında olan kent merkezindeki tarihi hastane yapılarının tescil edilmesi için başvuran Mimarlar Odası Ankara Şubesi, bu kapsamda Numune Hastanesi’nin tescil edilmesi için de Kültür Bakanlığı Koruma Kurulu’na başvurmuştu.
Ankara 2 Nolu Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü, “Numune Eğitim Araştırma Hastanesi’nin 21.05.2019 tarih ve 3754 sayılı kararı ile 2863 sayılı Kanun kapsamında tescil edilmesine gerek olmadığına” ilişkin karar vermişti. Kararı yargıya taşıyan Mimarlar Odası Ankara Şubesi, söz konusu kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle dava açmıştı. Ankara 15. İdare Mahkemesi, Ankara 2 Nolu Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’nün ‘Numune Eğitim Araştırma Hastanesi’nin 21.05.2019 tarih ve 3754 sayılı kararı ile 2863 sayılı Kanun kapsamında tescil edilmesine gerek olmadığına’ ilişkin kararına dair dava konusu işlemi iptal etti.
Haklılığımız bir kez daha yargı nezdinde gözler önüne serilmiştir
Kararı değerlendiren Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Karar kamu yararı adına sevindiricidir. İşlevsel değerini koruyan Numune Hastanesi sadece Ankara’da yaşayanlar için değil, demiryolunun hemen yanında yer alan konumuyla Anadolu’nun çeşitli illerinden gelen hastalar içinde bir hafıza mekânıdır. Taşıdığı anı değeri, mimari değeri ve tarihsel değeri nedeniyle de korunması, gelecek kuşaklara aktarılması gerekmektedir. Mahkeme de iptal gerekçesinde, ‘Ankara ili, Altındağ ilçesi 4741 ada 1 parselde bulunan Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinin yapılış dönemi olan Cumhuriyet dönemi sağlık politikalarını yansıtan bir yapı olması, dönemin mimari özelliklerini taşıması, korunması gerekli kültür varlıklarının yoğun olduğu bir dokuya cephe vermesi, çevresinde Resim ve Heykel Müzesi, Etnografya Müzesi ve Ankara Lisesi gibi tescilli yapılar bulunması sebebiyle her türlü uygulama öncesi Koruma Kurulundan izin alınması gerektiği ve Ankara için toplumsal hafızada anı değeri taşıdığı hususları birlikte düşünüldüğünde taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilerek korunması ve yaşatılması gerektiği kanaatine varılmış olup aksi yönde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir’ diyerek bunu açıkça ortaya koymuştur. Haklılığımız bir kez daha yargı nezdinde gözler önüne serilmiştir.” diye konuştu.
Candan, mahkeme gerekçesinde bilirkişi raporuna da yer verildiğini hatırlatarak, şunları söyledi: “Bilirkişi raporunda ‘Türkiye'nin de 2004 yılında kabul ettiği Dünya Kültürel ve Doğal Mirasın Korunmasına Dair Sözleşmede; Korunması Gerekli Kültür Varlığı olarak kabul edilen yapı toplulukları ‘mimarileri, uyumlulukları veya arazi üzerindeki yerleri nedeniyle tarih, sanat veya bilim açısından istisnai evrensel değere sahip ayrı veya birleşik yapı toplulukları’ şeklinde tanımlanmaktadır. Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinin tescilinde Korunması Gerekli Kültür Varlığına ‘yapı topluluğu’ olarak değil, ilgili yönetmelik ileri sürülerek bina bazlı bakıldığı anlaşılmaktadır. Dava konusu parseldeki ana kütleye zarar veren her türlü ilavelerin kaldırılarak, B Bloğun acilen tescillenmesi ve söz konusu parsele kültürel varlıklarımızın korunması ve gelecek nesillere iletilmesine fırsat verecek bir kültür adası gözü ile bakılması, bu amaçla tüm adanın kültür varlığı olarak tescil etmek ve bu yöndeki kültürel yapılanmaya yönelmek Ankara'nın ve ülkemizin kültürel mirasına katkı sağlayacaktır. Yapıldığı döneme örnek teşkil etme ve rehber olma fonksiyonunu yerine getirmesi, Cumhuriyet dönemi mimarisine öncülük eden yabancı mimarlara ait örneklerden ve L plan olarak tanımlanan bir plan tipinin temsilcisi olması ve geçmişle günümüz arasında hem somut hem soyut kültürel bir köprü görevi üstlenen Numune Hastanesi olarak sağlık tarihimizde önemli bir akımın temsilcisi olması bakımından oldukça önemlidir. Sadece Ankaralıların değil tüm Türkiye halkının geçmişinde bir yeri olan Cumhuriyet dönemi sağlık politikalarında bir dönüm noktası olan ve halen kendi alanıyla ilişkili hizmet veren Numune Hastanesi kompleksinin ada olarak tamamının gerekli kültür alanı olarak korunması gerekmektedir’ ifadelerine yer verilmiştir. Mahkeme de bilim insanlarının raporunu esas alarak dava konusu işlemi iptal etmiştir. Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak, nitelikli sağlık hizmeti verilmesi ve Cumhuriyet değerlerinin gelecek kuşaklara aktarılması için mücadeleye devam edeceğiz.”