132 milyar dolarlık GSYİH büyüklüğe sahip İzmir’de, önümüzdeki 10 yılda insan veya doğa kaynaklı felaketlerin meydana gelmesi halinde 30 milyar dolarlık hasar oluşacak. İzmir’de ekonominin kırılganlıkta aslan payını ise deprem riski alıyor. Hürriyet'in haberine göre, kentsel dönüşüm tartışmalarının uzun yıllardır devam ettiği İzmir’de, inşaat sektörünün önde gelen isimleri, mevcut depreme dayanıksız yapı stokunun bir an önce değişmesi gerektiğini belirterek, dönüşümün kent ekonomisi için aslında büyük avantaj olduğuna dikkat çekti.
Kentsel dönüşüm kaçınılmaz
Necip Nasır (Müteahhitler Federasyonu Başkanı): İzmir; fiziki konumu, yeraltı ve yerüstü kaynakları, turizm potansiyeli ve insan kaynağıyla yatırımcıları kendine çok rahat çekebilecek bir kent. Ancak yapı stokunun depreme dayanıklı olmaması ve yüksek deprem riski bunu engellediği gibi ekonomimizin kırılganlaşmasına da neden oluyor. İzmir olarak bir an önce mevcut kentsel dönüşüm projelerini hayata geçirmemiz gerekiyor. Yapı stokumuzu yenilemeli ve yatırımcılara güvenli yatırım yapacakları bir kent sunabilmeliyiz. Ancak ne yazık ki, bazı olumsuz gelişmeler sektöre engel oluşturuyor. Özellikle bu ay başında yapılan beton zammı sektörü yavaşlattı. Bu da zaten kırılgan olan ekonomimizin daha da hassaslaşmasına yol açtı.
315 bin konut acil yıkılmalı
Mesut Sancak (Folkart Yapı Yönetim Kurulu Başkanı): İzmir’deki deprem riski uzun zamandır bilinen bir gerçek. Kentteki 1 milyon 50 bin konutun 315 bini dönüştürülmek zorunda. Bir an önce tescilli, depreme dayanıklı binaların bunların yerini alması gerekiyor. Elbette bu kısa vadede başarması kolay bir iş değil. 5-10, hatta 20 yılda bu binaları dönüştürmek bile büyük başarı. Yıkılan 315 bin binanın yerine yapılması gereken ise 700-800 bin konut. Bu hiç de kolay değil. İzmir olarak çok çalışmamız gerekiyor.
Talebe yetişmek zorundayız
Metehan Kavuk (Kavuklar Gayrimenkul Yatırım Grup Başkanı): Şu an İzmir’de riskin oluşumunu teşkil eden yaklaşık 300 bin konut mevcut. Hızlı bir şekilde bunların değiştirilmesi lazım. Ancak kısa vadede bu mümkün görünmüyor. Riski minimilize etmenin yolu, talebe karşılık gelen arzı üretmekten geçiyor. Bizim üretilirken satılan, yani ekonomik dönüşü hızlı konutlar üretmemiz gerekiyor. Doğru lokasyonda, doğru fiyat politikalarını sektör ve kent olarak müşteriye sunabilmeliyiz.Arsa üretilebilmesi ve sahiplerinin buraları makul fiyata inşaat sektörüne satması da diğer bir konu. Bunları başarabilirsek ekonomik dinamizm yaratırız.
İyi bir terzi neler yapmaz
Kenan Kalı (Gözde Grubu Yönetim Kurulu Başkanı): İzmir üstüne gecekondulardan yırtık pırtık bir yorgan örtülmüş kent durumunda. O yırtık pırtık yorganın altında ise müthiş kumaşlar var. Bu kumaşlar profesyonel terzilerin ellerinde yeniden şekillenirse ortaya mükemmel bir elbise çıkar. Gecekondular bizim kentteki hammaddemiz. Bunların yıkılıp kentin modern, depreme dayanıklı, estetik kalitesi yüksek binalarla yeniden donatılması İzmir’i ekonomik anlamda uçurur. Önümüzde bir Dubai örneği var. İzmir’i de bu şekilde düşünmek gerekiyor. Yeter ki, elimizdeki hammaddeyi iyi kullanalım ve akılcı yönetelim.
Her yönüyle planlamalıyız
Münir Tanyer (Tanyer İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı): İzmir yapı denetimini Türkiye’de birçok kentten daha önce uygulamaya başladı. Kentte 1970’lerden itibaren ciddi bir yapı denetimi mevcut. Kanunlar ve yönetmeliklerde yazılanlar harfi harfiyen uygulandı. Bu denetimler kontrollü yapı stokunun güvenilir olmasını sağladı. Ancak büyük bir gecekondu stoku da mevcut. Bu alanlar maalesef riskli. Bu bölgelerin de altyapı, çevresel faktörler, yol, park, eğitim - öğretim alanlarıyla birlikte planlanması gerekiyor.