Yapı Sektörü Ankara’da Çok Gerilerde Kaldı



Yapı sektörünün Ankara’da diğer sektörlere oranla çok gerilerde kaldığını söyleyen Restore firmasının sahibi Adnan Keklikoğlu, "Ancak, yakın gelecekte yapılan yatırımlarla Ankara’nın bu sektörde bir cazibe merkezi haline geleceğine inanıyorum" dedi.

Patron patrona bu hafta Ankara’nın tanınmış yapı ve dekorasyon firmalarından Restore - Keklikoğlu firmasının sahibi Adnan Keklikoğlu’nu ağırladı.

Veli Sarıtoprak: 1960 yıllarından bu yana Ankara’da sayılı yapı ve dekorasyon firmalarından RestoreÖ Keklikoğlusektörün lider kuruluşlarından birisi. Keklikoğlu bugünlere nasıl geldi?

Adnan Keklikoğlu: Keklikoğlu Firması 1960 yılında Ankara’nın inşaat malzemeleri merkezi olarak bilinen Rüzgarlı Sokak’ta Yahya Keklikoğlu tarafından kuruldu. Yahya Keklikoğlu Türkiye’de eksik olan ve sektöre yeni girmiş marka ve ürünleri, Ankara’ya ilk getiren ve satan kişi olma özelliğine sahiptir. Babamın inşaat malzemeleri sektöründeki başarısını yıllar içerisindeki gelişimini sürekli takip ederek yenilik yapma becerisinin bana geçtiğine inanıyorum ve aldığım bayrağı ismimizin güvenirliliğine zarar getirmeden en iyi şekilde taşımak istiyorum.

V.S: Yapı ve dekorasyon malzemelerine Ankara’da talep nasıl?

A.K: Yapı dekorasyon sektörü Ankara’da diğer sektörlere göre çok daha geri kaldı. Eskiden, babalarımızın zamanında Ankara Anadolu’nun yapıda merkezi durumundaydı, esnaf Ankara’ya gelir kamyonla mallarını buradan temin eder kendi şehrinde satardı. Biz bunları çok yaşadık, her esnaf kendi dalında bir mala hakimdi ve Rüzgarlı’da belli sayıda esnaf vardı. Şimdi Ankara’nın dezavantajı şu; Rüzgarlı son yıllara kadar egemenliğini korudu üst üste en az 2000 esnaf 50-100 m2 dükkanlarda hep aynı malları satmaya çalıştı, böylelikle kársız bir ortamda kimse büyüyemedi ve kendini geliştiremeyerek Rüzgarlı ortamından kurtulamadı.

V.S: Keklikoğlu Firması yapı ve dekorasyon sektöründeki hızlı değişimleri ve yenilikleri nasıl takip eder?

A.K:Ben 20 senedir tüm dünyada ve Türkiye’deki işim olsun olmasın sektör fuarlarını yakın takip eder giderim, her zaman yeni ürün ve mallar ilgimi çekmiştir. Bu doğrultuda mağazalarımda alan genişletmesi ve kendi içinde tadilatı hiç bitmez, Zaten Ankara’da sektörde tanındığımız için her yeni mal bize gelir ürün gamımız devamlı genişler, bunları satacak personele çok önem verir ve çalışma şartlarını çok rahat düzenleriz, eğitimleri hiç ihmal etmeyiz her sene yurt içi ve dışı fuarlara ekibimizi de götürürüz. Şu anda bünyemizde 7-8 tane mimarla birlikte 70 kişilik bir ekip olduk.

V.S: Ankara’da başka yatırımlarınız olacak mı? Ankara’nın geleceğini nasıl görüyorsunuz?

A.K: Ankara’da İstanbul Caddesinde bulunan mağazamız bin 500 m2. Orayı da RESTORE konseptinde yenilemeyi seneye planlıyorum. Çankaya’da 400 m2’lik bir mağazamız daha var, onu da Türkiye distribütörü bulunduğumuz üst grup İtalyan COMPREX mutfak dolaplarıyla ilgili bir showroom olarak planlıyorum. Ankara’nın geleceğini çok iyi görüyorum. Artık her organizasyonun İstanbul’da yapılması yanlış. Ankara’nın yine eski yıllardaki gibi Anadolu’nun cazibe merkezi olacağına inanıyorum; bunda mutlaka belediyenin ve odalarımızın katkıları büyük olacak.

Öncelikle yurtiçi ve dışı fuar organizasyonlarını yapabileceğimiz fuar alanlarımıza kavuşacağız. Ankara’da yeni havaalanı yapılması ve hava ulaşımının ucuzlayıp sıklaşması, otoyollarımızın çok rahat erişim sağlaması, metronun yaygınlaşması ve hızlı trenle Eskişehir, Konya ve Kayseri’ye bağlanma projeleri, hem Ankara’yı kendi içinde geliştirdi hem de Anadolu’dan buraya ulaşmak çok kolay oldu. Bunlara paralel açılan büyük mağaza ve markaların da Ankara’yı yakın gelecekte cazibe merkezi haline getireceğine inanıyorum.

45 yılda iyi bir isim yaptı

V.S: 45 yıldır iş hayatında olmak ve iyi bir isim yapmak sorumluluklarınızı artırıyor mu.?

A.K: Keklikoğlu Ankara’da ve Türkiye’de sektörümüzde 45 yıldır iyi bir isim yaptı. Bunu kazanmak kolay olmadı. Babamızdan aldığımız bayrağı devam ettirmek zorundayız yoksa bir çırpıda 45 yılı harcamak çok kolay, bunun nice örnekleri var, bizden sonraki kuşaklara isim bırakmak çok önemli. Bizim yapamadığımız atılımları belki bizden sonraki kuşak daha iyi ortamlar yakalayarak yapacaklar. İşte o zaman bu 45 yılın üzerine inşa edilecek her şey. Aksi takdirde onlar da birden başlamak zorunda kalacak, hatta kendilerine kötü bir isim bırakılması halinde önce yıllarını onu temizlemeye sonra da yeniden "bir" diyerek başlamaya harcayacaklar. Biz bunun bilincinde olarak hareket ediyoruz.