Türkiye’nin en fazla cari fazla veren sektörlerinden biri olan ve 222 ülkeye ürün satan yapı malzemeleri sektörü ihracatta yükselişine devam ediyor. Üretim ve istihdam odaklı çalışan sektörün ihracatı bu yıl ocak-ekim döneminde, bir yıl öncesinin aynı dönemine göre yüzde 48,54 oranında artarak 25,94 milyar dolar olarak hesaplandı. Aynı dönemde değerde en yüksek artışa sahip ürün grubu yüzde 68,88 ile demir çelik bazlı ürün grubu oldu. Yılın ilk on ayında en fazla ihracat yapılan ülke 1,69 milyar dolar ile Birleşik Krallık oldu. Birleşik Krallık’ı, sırayla İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri takip etti.
Ekim ayında yükseliş devam ediyor
Türk yapı malzemeleri sektörünün ihracattaki yükselişi ekim rakamlarına da yansıdı. Sektör geçtiğimiz ay 2,8 milyar dolar tutarında ihracat gerçekleştirdi. Bu rakam, bir yıl öncesine göre yüzde 37,36 artış anlamına geliyor. Yapı malzemeleri sektörü ekimde en fazla ihracatı 220 milyon dolar ile İsrail’e gerçekleştirdi. Birleşik Krallık 198 milyon dolar ihracatla ikinci sırada yer alırken, Almanya 179 milyon dolarla üçüncü sırada yer aldı. İhracat odaklı sektör geçtiğimiz ay 202 ülkeye ürün satmış oldu.
Yapı malzemeleri sektörünün ihracat rakamlarını değerlendiren İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Yönetim Kurulu Üyesi ve Türk Yapı Malzemeleri Sektör Komite Başkanı Serdar Urfalılar, “Türk Yapı Malzemeleri Sektörü olarak son 10 yıldaki yıllık ihracat rakamlarımızı şimdiden geride bıraktık. 2020 yılında yaptığımız ihracatla dünyada ilk 10’a girmeyi başarıp 9. sıraya yerleşmiştik. Bu yılki rakamların bizi daha ileriye taşıması için çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Geçen yıl yaptığımız ihracatla Dünya Yapı Malzemeleri ihracatından yüzde 2,35 pay almıştık. Hedefimiz ilk olarak bu payı yüzde 2,60 seviyelerine çıkarmak ve daha sonra da Dünya Yapı Malzemeleri ihracatında ilk 3’e girmek.” dedi.
İhracatçıya stabil kur lazım
Son dönemde yükselen döviz kurlarıyla ilgili görüşlerini dile getiren Urfalılar şunları söyledi: “İhracatçı ve yatırımcı sisli ve belirsiz havayı sevmez, stabil bir ekonomi ve konjonktürde ticaret de yatırım da daha kolay yapılır. Doların artması ilk etapta ihracatçının lehine gibi gözükse de bir sonraki ham madde alımında ihracatçı kur farkının bedelini ağır ödemektedir. O sebeple kurda yüksek ya da düşük stabilizasyon biz ihracatçılar ve yatırımcılar için yüksek öneme sahiptir.”
Enerji maliyetlerindeki artış
Ayrıca dünya genelinde artan enerji maliyetlerine de değinen Urfalılar şunları söyledi: “Son zamanlarda doğalgaz ve diğer enerji fiyatlarına ülkemizde ve dünya çapında önemli miktarda zamlar yapılmakta. Ülkemizde üretilen elektriğin yaklaşık yüzde 34’ünün doğalgazla çalışan santrallerde üretildiği göz önüne alındığında bu artışın elektrik tarifesine de yansıması kaçınılmaz. Sanayicimiz, enerji fiyatlarında oluşan ve oluşacak maliyet artışını hem yurt içi hem de yurt dışı piyasada tüketiciye yansıtmak zorunda kalacak. Çünkü enerji toplam ürün maliyeti içerisinde önemli yer tutan bir girdi. Bu nedenle doğalgaz ve arkasından gelecek elektrik zammının diğer tüm ürünlerin fiyatlarına gelecek zamları kaçınılmaz olarak tetikleyeceğini düşünüyorum. Artan ürün fiyatları arz talep dengesini olumsuz etkileyecek. Fiyatı artan ürünlerimize talep hem yurtiçi hem de yurtdışında düşecektir. Sonuç olarak imalat sektörümüz olumsuz etkilenecektir.”