Yapı Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Yasemin Keskin Enginöz'ün moderatörlüğünü üstlendiği oturumda, İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi (İSMEP) kapsamında yürütülen 44 okulun projesi ile Piri Reis Üniversitesi üzerinden okul yapılarının dönüşümü ve bunun arkasındaki motivasyonlar ele alındı. Eğitimin, bugün sosyal, kültürel, mesleki, mimari gibi pek çok alana yayılan sorunların çözümü için bir anahtar olduğuna işaret eden Yasemin Keskin Enginöz; mekânın kalitesinin ve donanımının yalnızca bilgi akışında değil, bir kültürün oluşmasında da oldukça etkili olduğuna dikkat çekti. "Öğrencilerin küçük yaştan 'tasarlanmış' mekânla tanışması, ileriye dönük farklılık yaratabilir" diyen Enginöz, anaokulundan yükseköğrenime kadar nitelikli mekânda yetişen bireyin, çevre bilincine sahip olmasının, bulunduğu fiziki ve doğal çevreyi sahiplenip korumasının da mümkün olacağına işaret etti.
Foto: Bayrampaşa Yahya Kemal Ortaokulu
İstanbul'da 44 okul
Panelin odaklandığı yapılardan 'İstanbul'da 44 Okul' projesi, Uygur Mimarlık imzasını taşıyor ve enerji verimli işletmeye dönük sistemlerinin yanısıra yerine özel tasarım nitelikleri ile motive edici eğitim mekânı olarak öne çıkıyor. Sürekli göç alan İstanbul'da nüfus yoğunluğuna dikkat çeken ve okullarda da derslik başına düşen öğrenci sayısının çok yüksek olduğuna işaret eden İstanbul Valiliği Proje Koordinasyon Birimi (İPKB) Direktörü Kazım Gökhan Elgin; İstanbul'un ve Türkiye'nin geleceğini düşünerek birşeyler yapmaya çalıştıklarını söyledi. Proje yönetiminin düşünsel, planlama, uygulama süreçleriyle çok dinamik bir alan olduğunu belirten Elgin, bu anlamda Uygur Mimarlık ile bir dil bütünlüğü yakalayabildiklerini söyledi. Tasarım aşamasında peyzajdan sosyal mekan planlamasına kadar çok farklı girdilerin göz önünde bulundurulduğunu kaydeden Elgin; çevreci, ileriyi düşünen, öğrencilerin bilincini, davranışını farklılaştıracak okullar tasarlamaya çalıştıklarını aktardı. Başlangıçta Milli Eğitim Bakanlığı camiasına projeleri kabül ettirmekte zorluklar yaşadıklarını, bazı velilerden de olumsuz görüşler aldıklarını belirten Elgin; ancak zamanla bu görüşlerin olumlu anlamda büyük bir değişim yaşadığını ifade etti. Elde edilen tasarımların hiçbirinin tip proje olmadığını vurgulayan Elgin, okulları yenileyerek bulundukları bölgenin dönüşümüne de öncülük ettiklerini sözlerine ekledi.
Foto: Güngören Ali Fuat Cebesoy İlkokulu
'İstanbul'da 44 Okul' projesinin tasarımını üstlenen Uygur Mimarlık kurucu ortaklarından Semra Uygur da, projenin 5 yıllık bir hikayenin ürünü olduğunu söyledi. Okulların bulundukları araziye göre yeniden ve yeniden tasarlandığını, sürdürülebilir özellikler kazandırılırken mekansal yetilerinin de artırıldığını ifade etti. Semra Uygur, okulların kamusal alanlarla yüzleşilen ilk mekanlar olduğunu ve bu anlamda çıkış noktalarının anaokuldan başlayarak tasarlanmış binalarda eğitim gören öğrencilerin ileride daha iyi tasarlanmış mekanlar isteyeceği düşüncesi olduğunu belirterek; tasarımlarında, özellikle spor salonlarını geniş tuttuklarını, hayatın kendisini okul iç bahçelerinde, dolaşım alanlarında da devam ettirmek istediklerini ifade etti. "Devlet okullarının uzun zamandır tip yapılar olarak elde edilmesi bizim için bir utanç kaynağıydı; ama 'özel sektör yaparsa iyi yapar' düşüncesi de kırılması gereken bir ön kabüldü" diyen Semra Uygur; artık muhtemelen tip okul yapılmayacağını, bunun da mimarlar için bir kazanım olduğunu söyledi.
Foto: Fatih Ali Suavi İlkokulu
'İstanbul'da 44 Okul' projesini 'toplumsal bir proje' olarak tanımlayan Özcan Uygur ise proje kapsamında yıkılan okul yapılarının bulundukları yere yabancılıklarına işaret ederek, bunun da sürdürülebilirlik için bir sıkıntı olduğunu belirtti. Eğitimin sadece dersliklerle kısıtlanamayacağını vurgulayan Özcan Uygur, öğrenci gelişimi açısından 'derslik dışı'nın öneminin altını çizdi.
Piri Reis ÜniversitesiPiri Reis Üniversitesi
Panelin odağına aldığı diğer proje ise tasarımı Kreatif Mimarlık imzasını taşıyan ve 'denizcilik' üzerine yüksek eğitim ve uygulamalı eğitim verilen bir yapılar grubu olan Piri Reis Üniversitesi oldu. BREEAM Very Good sertifikası alan yerleşke, yapı Kreatif Mimarlık tasarımı ve 'denizcilik' üzerine yüksek eğitim ve uygulamalı eğitim verilen yapılar grubundan oluşuyor. Üniversitenin, dünya genelindeki 23'üncü denizcilik üniversitesi olduğunu söyleyen ve ilk iki yıl boyunca hiçbir şey tasarlamadıklarını, farklı ülkelerdeki örnekleri incelediklerini belirten Kreatif Mimarlık kurucu ortağı Aydan Volkan, işverenin kendilerinden en başında deniz yaşamının temel varoluş ilkelerinden 'sürdürülebilirlik ve enerji tasarrufu' istediğini kaydetti. Bu aşamada sürece TURKECO İnşaat ve Enerji Ltd kurucu yöneticisi Duygu Erten'in dahil olduğunu belirten Volkan, bütün veriler ışığında farklı sertifikasyon sisteminin değerlendirildiğini ve BREEAM Very Good'da karar kılındığını sözlerine ekledi. Tersane ve gemilerin doğasını tasarımlarına yansıtmaya çalıştıklarını ifade eden Volkan, sürdürülebilirlik konusunu da sadece yerleşke özelinde değil, okulun bulunduğu bölge bağlamında ele aldıklarını vurguladı. Mimarlığın 'yeşil mimarlık' söylemiyle parlatılmaya çalışılmasına katılmadığını söyleyen Volkan; doğru mimarlığın her zaman doğru mimarlık olduğunu ve bugün 'yeşil' olarak değerlendirilen herşeyin zaten mimarlık pratiği içinde bulunduğunu, bunların sadece işverenin daha kolay ikna olmasına yardımcı olduğunu söyledi.
İŞTE Proje Yönetimi ve Mimarlık Hizmetleri Kurucu Ortağı Alev Akın ise 'proje yönetimi' sürecine değindi. 2010 yılında projeye dahil olduklarında işverenin zaten 'yeşil' bir yerleşke için ikna olduğunu söyleyen Akın, "Biz, daha önce hiç yeşil bir proje yönetmemiştik; BREEAM dokümanlarını okumamız epey zamanımızı aldı" dedi. Ancak derslerine iyi çalıştıklarını ve uygulama aşamasında da tasarımda vaadedilen değerlerin yakalandığını aktaran Akın; planlanan bütçeyi sadece yüzde 2 gibi bir sapmayla gerçekleştirdiklerini ve kendi kriterlerine göre Piri Reis Üniversitesi'nin başarılı bir proje olduğunu kaydetti.
Oturumun son konuşmacısı TURKECO İnşaat ve Enerji Ltd kurucu yöneticisi Duygu Erten de proje için, "Sürdürülebilirlik danışmanı olarak sözlerimize çok değer verilen bir proje oldu" yorumunu yaptı. Standartların dışında yapılardan oluşan proje için BREEAM'ın mevcut bazı kriterlerini değerlendirmeye almadığını, olmayan yenilerini eklediğini anlatan Erten; yerleşkenin sürdürülebilirlik yaklaşımını sadece sertifika almak olarak sınırlamadıklarını söyledi. Yeşil yerleşkelerin, üniversite eğitiminde dünya genelinde gittikçe popülerleşen bir yönelim olduğuna vurgu yapan Erten, Türkiye'de bunun örneklerinin yaygınlaşmasını beklediklerini aktardı. Erten, yeşil binanın sadece bir tasarım konusu olarak değerlendirilmemesi gerektiğini, artık 'yeşil bina yönetimi'nin de gündeme gelmesi gerektiğine dikkat çekti.