Trabzon’un Çaykara ilçesindeki dünyaca ünlü turizm merkezi Uzungöl’de özellikle Körfez ülkelerinden gelen turist akını sonrası yaşanan yoğunluk üzerine, yeni turizm merkezleri arayışı başlarken kentte 3 yeni Uzungöl benzeri tabiat turizm merkezi oluşturulması için harekete geçildi.
Önceki gün bölgede bir dizi programlara katılarak bazı yatırımların temelini atan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Trabzon’da yaptığı açıklamada mesire alanlarında yer bulmanın mümkün olmadığını belirterek yaşanan yoğunluğa dikkat çekmişti. Yeni tabiat turizm merkezlerinin kurulmasının gündeme geldiğini dile getiren Bakan Eroğlu, “Trabzon'da özellikle muhteşem bir ikinci, üçüncü Uzungöl için hazırlık yaptık. Birlikte karar vereceğiz. Bununla ilgili hatta bir master plan, tabiat turizm master plan ve uygulama eylem planı da hazırlandı ama bunu icraata geçirmek için değerlendirmeler yapacağız” ifadelerini kullanmıştı.
Alternatif Kadıralak Yaylası
Uzungöl’e alternatif turizm merkezi olarak düşünülen yerlerin başında gelen Tonya İlçesi’nde bin 300 metre yüksekliğindeki Kadıralak Yaylası geliyor. Bakan Eroğlu bu konuda da Kadıralak Tabiat Parkı'nın protokolünün imzalandığını duyurarak şöyle konuşmuştu:
“Kadıralak çok önemli bir alan. Kadıralak Tabiat Parkı hayırlı olsun. Bu çok önemli bir adım. 3 bin 570 dekar alanda tabii kaynak değerleri, rekreasyon potansiyeli ve tabiat turizmi potansiyeli açısından çok önemli bir alan. Hayırlı olmasını diliyorum.”
‘Eroğlu, yine kendi kendine coştu’
DHA'nın haberine göre, Derelerin Kardeşliği Platformu (DEKAP) Yürütme Kurulu adına yazılı bir açıklama yapan Ömer Şan, Bakan Eroğlu’na tepkisini dile getirdi. Bakan Eroğlu’nun yaylaları ve mera sularını hedef aldığını öne süren Şan, “Ülkemizin hemen her vadisinde adeta kanserli bir tümör gibi sarmalayan HES'ler, taş ocakları, dere ıslahları gibi doğal yaşamı katleden, geri dönüşümsüz zararlar veren projelerin hamisi konumundaki Bakan Veysel Eroğlu, yine kendi kendine coştu. Hakkındaki suçlamalara ve iddialara yanıt veremeyen, bugüne kadar beklediği enerji potansiyelini değil ama rant potansiyelini oluşturduğu HES'lerin 'telafisi mümkün olmayan' zararlarını görmeyen Eroğlu, bu kez yaylaları ve mera sularını hedef aldı” dedi.
‘Yaylara göz dikti’
Bölgede bazı yaylara doğal göller oluşturulmasını da değerlendiren Şan, “Eroğlu, bu kez yaylalarımızda Araplar için yapay göller yapacakmış. Son açıklamalarında Doğu Karadeniz Bölgesi’nin yaylalarına, Uzungöl benzeri 3 ayrı yapay göl daha yapacaklarını açıklayan Eroğlu, yüzyıllardır yöre halkının üreterek var ettiği, gelenek ve göreneklerini oluşturduğu Kadıralak, Kadırga, Hıdırnebi ve Sis Dağı gibi yaylalarımıza göz dikti. Son bilgilere göre, karar verilecek yeni turizm merkezlerinde 6 ay ila 1 yıl gibi sürelerde yap-işlet-devret modeli ile yeni tesisler kurulacak, DSİ tarafından ise yaylalarda yapay göller oluşturulacakmış. Eroğlu unutmasın ki, doğal yaşamı var eden güç, yaşamın vazgeçilmezi suyu ve toprağı buluşturduğu bu en güzel doğa parçalarını, canlı yaşamın ortasına sunmuştur” ifadelerinde bulundu.
‘Bu hesaplara izin vermeyeceğiz’
Yapay ve suni planlarla doğal yaşamın bozulacağına işaret eden Şan, “Dereleri, şelaleleri yok ederek doğal yaşamın ortasına aquaparklar, botanik bahçeleri oluşturmak, suni göllerle suyu tutmak, suyu olmayan derelere suni balıklar salmak, yaşamı sunileştirmekle sürdürülebilir bir ekosistem oluşturamazsınız. Bizler, yüzyıllardır buraları üreterek var eden, atalarından ve dedelerinden emanet aldığı doğal yaşam alanlarını, ormanı, suyu ve havayı koruyup kollayarak gelecek nesillere aktarabilmenin mücadelesi içindeyiz. Yapay ve suni planlarınızla doğal yaşamı bozup, geri dönüşümü telafisiz, imkânsız zararlar vermeyin, katletmeyin. Siz eğer bu varlıkları yok ederseniz, var olan potansiyeli de yok edeceksiniz. Bu nedenlerledir ki, bu hesaplara izin vermeyeceğiz. Sularımızı, toprağımızı, havamızı, doğal yaşam alanlarımızı korumaktan geri durmayacağız” diyerek açıklamasını noktaladı.
‘Kontrollü olarak yapılaşmaya açıyorlar’
Tonya Doğa, Turizm ve Kültür Derneği Başkanı Bekir Uzunoğlu ise Kadıralak Yaylası’nın SİT alanından çıkarılarak bölgede kontrollü yapılaşmanın önünün açılacağına dikkat çekti. Kadıralak Yaylası’nın yeniden korumalı SİT alanı olması gerektiğini kaydeden Uzunoğlu şöyle konuştu:
“Kadıralak’ta SİT alanı idi. SİT alanını şimdi 3’e ayırdılar. 3 şık halinde bunlar. Bunlardan biri de ‘Sürdürülebilir Koruma’ bunun anlamı da kontrollü olarak yapılaşmaya açma. Bu bölgedeki mavi çiçek AB tarafından koruma alınan bir çiçek. Bunun olduğu yeri de kontrollü olarak yapılaşmaya açıyorlar. Bunun yanında göletler falan yapılacakmış. Doğal olarak bu adımlar oradaki halkın zora sokulması ve orayı terk etmesini sağlayacak gibi gözükmektedir. Biz bunu böyle anlıyoruz. Eski statüsüne getirilmesi için dava açtık. Yeniden buranın korumalı SİT alanı olmalıdır.”
‘Kafamız karışık’
Tabiat turizminde halkın bilgilendirilmesi, eğitilmesi ve teşvik edilmesinin altını çizen Uzunoğlu, “Çok tezat ve karmaşık bir durum var. Turizm mi, hayvancılık mı yoksa sanayileşme, yapılaşma mı? Biz bunu anlamıyoruz. Kafamız karışık. Şu anda Kadıralak Yaylası tam koruma alanı değil. Bu yasada birisi gelir burayı yapılaşmaya açar. Bunlara ve bu zihniyete karşı kesinlikle direniriz. Bu işi oldu-bittiye getirerek yaşam alanlarını hiçbir şekilde hiçbir amaçlan birilerine peş geç çekecek halimiz yok. Halk burada baz alınmalı. Halkın becerebileceği bir turizm anlayışı olmalı. Yöre halkı bu manada teşvik edilerek eğitilmelidir. Kendi topraklarımızda asgari ücretle çalışmaya razı olan bir anlayışla getirilen bir turizme razı olamayız. Gölet sonrası ne olacağı belli değil. Uzungöl ortada. Projeler içersinde halk olmalı, eğitilmeli, bilgilendirilmeli ve teşvik edilmelidir” diye konuştu.