Yangınlarından Önce Tapulara Şerh Konulmuş



Muğla'nın Bodrum ve Milas ilçelerinde 29 temmuz tarihinde başlayan ve 13 gün süren orman yangınında 9 köyün orman ve zeytinlikleri kül olmuştu. Yangından sonra yaralarını sarmaya çalışan köylüler Yenilenebilir Enerji nedeniyle zeytinlik arazilerinin tapularına şerh konulmaya başlandığını anlayınca şok oldu.

Sözcü’den Yaşar Anter’in haberine göre; geçtiğimiz hafta sonu Yukarı Mazı Köyü'nde toplanan köylüler, çevreciler ve gönüllü avukatlar hukuki mücadele başlattı.

100'den fazla köylünün tapularına haberleri olmadan şerh konulduğunu ve kamulaştırma işlemlerinin başlatıldığını belirten Bodrum Kent Konseyi Başkanı Arif Yılmaz, “Ormanları, zeytinlikleri ve gelecekleri kül olan köylülerimiz bir yaranın acısını sararken ikinci kez bir şok ile karşılaştılar. Şimdi çocuklarının torunlarının geleceklerine sahip çıkmanın derdine düştüler. Bodrum ve Milas Kent Konseyleri olarak köylülerin hukuk mücadelesinin yanında olacağız. Yangında ormanları, zeytinleri, ağılları kül olan; evleri zarar gören Çiftlik, Çökertme, Mazı, Fesleğen, Bozalan, Yeniköy, Aşağı Mazı köylülerinin zeytin tarlalarına Enerji Bakanlığı tarafından kamulaştırma amacıyla şerh konulması vatandaşın kafasını karıştırdı. Herkes şaşkın. Özellikle yangından önce şerh konulması kötü bir tesadüf mü yoksa bu işin altında başka işler de var mı?” diye konuştu.

Reklam Goruntulenme Bolumu

Türkiye'nin önde gelen çevre ve doğa avukatlarından Remzi Kazmaz köylülerin avukatlığını üstlendi.

Kazmaz yaptığı açıklamada “Bakanlık kamu yararı adına hareket ettiğini sanarak vatandaşa sormadan, fikrini almadan, tenezzül edip bir toplantı dahi yapmadan vatandaşın arazisine, zeytinliğine kamulaştırma amacıyla tapularına şerh koydurarak Resmi Gazete'de yayınlamıştır. Hiçbir hukuk devletinde Yürütme; idare, iş ve eylemlerini böyle yürütmüyor, yürütemiyor. Ama işler başkanlık sisteminde böyle yürüyor. İşte Bakanlığın yayınladığı bu genelge ile 9 köyde 19 alan, 21.03.2021 tarihinde 31430 Sayılı Resmi Gazete'de Rüzgar Enerji adına (YEKA) olarak ilan edilmiştir.” ifadelerini kullandı.

Korunan çevre ve köylü değil
RES’lere karşı olmadıklarını belirten Kazmaz açıklamasının devamında ise “Bakanlık vatandaşın tarlasını, zeytinliklerini bir ana şefkatiyle koruyor. Bu korumayı kimin için yapıyor diye sorduğumuzda da cevap hazır; tabii ki de Devlet için, köylümüz için. Ama durum hiç de öyle değil. Bakanlığın bu genelgesi ile korunan çevre ve köylü değil, korunan sermaye. Biz defalarca söyledik: RES'lere karşı değiliz, konuldukları yerlere karşıyız.” dedi.

Haberin tamamına linkten ulaşılabilir.