Demir-çelik sektörü gibi ağır sanayi üretiminde de kullanılan iş makinelerinin yüksek ısı dayanımlarıyla müdahaleyi çok rahatlatabileceğini bildiren Dündar Şahin, Amerika, kıta Avrupası, Rusya ve Japonya’da dozer, ekskavatör gibi kaldırma görevi yapabilecek iş makinelerinin yangının kontrol altına alınmasında yardımcı eleman olarak kullanıldığını anımsattı. Türkiye’de yeni bina ve cadde tasarımlarının, eski tarihi dokuyu koruyucu nitelikte olmadığını, özellikle İstanbul'un, çok yüksek teknolojilerin kullanıldığı yeni binalarla eski, tarihi yapıların bir arada yaşadığı bir kent olduğunu vurgulayan Şahin, dolayısıyla her bir bina için farklı stratejiler gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
"Tarihi yapılarda en büyük zorlayıcı etken, kozmopolit bir binayla karşı karşıya olmamız. Ahşap bir donatı var; zaman içinde renovasyon yapılmış ve ona cam, metal aksamlar eklenmiş; metalin üzerinde kimyasallar var. Betonarme bir binaya yüksek basınçlı yoğun bir su kütlesiyle müdahale edebilirsiniz; ama ahşaba aynı şekilde yaklaşamazsınız, orada spreyleme metodunu tercih etmelisiniz belki de. Tarihi ve yeni bina bitişik nizamda olsa bile, ki Karaköy’de böyle birçok yapı bulabilirsiniz, tek bir metotla yaklaşamazsınız. İtfaiyeyi yöneten ya da müdahale eden arkadaşların, iş makineleriyle ayrıştırma, belki delme uygulayarak, buradaki gerçek ve avantajları, opsiyonları görebilecek durumda olmaları gerek".
Dündar, "Bakış açımızı biraz değiştirmeliyiz" diyerek, itfaiye aracıyla birlikte bir çekicinin de yola çıkmasının bile bir strateji anlamına geleceğini, çünkü zaten dar olan kent sokaklarının park edilen araçlar nedeniyle müdahaleyi daha da zorlaştırdığına işaret etti.