Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, "Yanan ormanlık alanın başka maksatlı kullanılması söz konu değildir. Çamburnu'nda orman köşkleri var. Orman köşkü ormana ait değil, doğal koruma milli parkların vatandaşın, turistlerin istifade etmesi, yemek yemeleri için yapılıyor. 2003' ten bu yana 1 metre alan dahi işgal ettirilmemiştir. İşgal ettirildiğini söyleyen varsa hodri meydan diyorum. Buyursunlar ispat etsinler" dedi.
Hürriyet'ten Aysel Alp'in haberine göre, Eroğlu'nun bu sözlerine karşın CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen, "Çamburnu Tabiat Parkı’nda Bakanlığın açıklamasına göre; taban alanı 40 metrekare olan 3 katlı 15 adet orman köşkü, tam teşekküllü restoran, mescit, yağmur barınağı, 3 adet yöresel ürün satış birimi, giriş kontrol noktası, 29 adet kamelya ve 45 araç kapasiteli otopark yapılacağı duyurulmuştur.
Kamu yararı olmalıydı
Oysa 2873 Sayılı Milli Parklar Kanunu’nun 8. Maddesinde bu tür yapılar için, 'Turizm bölge, alan ve merkezleri dışında kalan milli parklar ve tabiat parklarında kamu yararı olmak şartıyla ve plan dahilinde, turistik amaçlı bina ve tesisler yapmak üzere gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri lehine Maliye Bakanlığının görüşü alınarak Orman ve Su İşleri Bakanlığınca izin verilebilir' ibaresi yer almaktadır.
Oysa turistik tatil köyü
Kanuna aykırı olarak, bu alana izin verilen proje ile inşa edilen tesis arasında da büyük fark vardır. Konu burada yapılan ve yasal kılıfa uydurulmaya çalışılan turizm tesisi değildir.
Konu, orman yangını sonrasında Orman Bakanı’nın yanan alana ilişkin taahhütlerinin de yerine getirilmemesidir. Ancak yangının üzerine gidildiğinde bambaşka gerçeklerle karşılaşılmaktadır. Böylece gerçekte bu bir turistik tatil köyü olan yapılaşma gerçeği ile karşılaşılmıştır.
2873 sayılı yasanın ön gördüğü şartlar kenara bırakılarak, Çamburnu Tabiat Parkı yağmalanmaktadır. Proje yasanın koşullarını göz ardı etmiştir ve yapılan inşaatlar proje ile uyumlu değildir. Hala inşaatı devam eden tesisler tam kapasiteli bir turistik tatil köyü ve konaklama özelliği taşımaktadır.
İmar suçu işleniyor
Kiralamaya konu olan alan 5.1 hektardır. Bu alanın 1.5 hektarı uçurum alanı olması nedeniyle inşaat yapımına uygun değildir. Kalan 3.6 hektarlık alanda ise yapılaşma yoğunluğu tam bir imar suçu niteliği taşımaktadır.
250 metrekare nasıl artırıldı?
Şimdi kamuoyu adına şu soruları soruyoruz;
1) Yasanın öngördüğü maksimum 250 metrekare inşaat izni, binlerce metrekareye nasıl çıkarıldı?
2) İhale şartnamesinde belirtilen hususlarda fiili olarak yapılan imalatlar arasında ortaya çıkan farklılık denetlenmiş midir?
3) İhale konusu proje ile imalatlar neden farklıdır?"