Yalıtımda Öncelik Ekonomi ve Konfor



Eryap AŞ’nin 'Türkiye’de Yalıtım' konulu araştırmasının sonuçları, W Otel'de gerçekleştirilen basın toplantısıyla açıklandı. TNS araştırma şirketi tarafından yürütülen ve saha çalışması 1 Eylül - 9 Ekim tarihleri arasında Türkiye kır / kent genelini temsili nitelikte en yüksek nüfuslu toplam 18 ilde 25 yaş ve üzeri 1249 kişi üzerinde gerçekleştirilen araştırma, yalıtım konusunda yaşanan sıkıntılar ve binaların mevcut durumuyla ilgili oldukça önemli sonuçlar ortaya çıkardı. Sektörün, XPS-Isı Yalıtımı Sanayicileri Derneği, BİTÜDER, İZODER gibi dernekleri üzerinden yalıtım bilincini geliştirmek için çeşitli çalışmalar yürüttüğünü anımsatan Eryap CEO’su ve XPS-Isı Yalıtımı Sanayicileri Derneği Başkanı Emrullah Eruslu, araştırmayla tüketicinin bu çalışmalardan nasıl etkilendiğini, yalıtım algılarını ölçmeyi hedeflediklerini söyledi.

Eruslu, ankete katılanların yarısından fazlasının kendi evine sahip olduğunu, hatta bu oranın kırsalda yaşayanlarda yüzde 80'e çıktığını; ancak yüzde 18’in evinin yaşını bile bilmediğine dikkat çekti. Oturulan evlerin yaşını ortalama 20 yıl olarak açıklayan Eruslu, bunun da Türkiye’de hanelerin neredeyse yüzde 80’inin son deprem yönetmeliğinden önce yapıldığı anlamına geldiğine dikkat çekti.

Yangın ve su yalıtımı önemsenmiyor

Anketin en çarpıcı sonuçlarından birinin, yangın ve su gibi hayati öneme sahip yalıtım başlıklarının öncelik sıralamasında daha çok ekonomik ve konfor boyutuyla öne çıkan ısı ve ses yalıtımının arkasında kalması olduğuna dikkat çeken Eruslu, şunları söyledi:

"Ankete katılanların yüzde 64'ü ısı yalıtımının en önemli yalıtım türü olduğunu düşünüyor. Bunu, yüzde 22 ile ses, yüzde 8 ile su ve yüzde 6 ile yangın yalıtımı izliyor. Bence bir deprem ülkesi olan Türkiye'de su ve yangın gibi hayati önemi yüksek yalıtım türlerinin daha öncelikli olmalıydı. Bütün girişimlerimize rağmen, ne yazık ki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın Eylül ayında kamu yapılarına yönelik yaptığı düzenleme dışında su yalıtımıyla ilgili bir adım atılmış değil. Gelişmiş ülkelerde bu konuda çok ciddi kararlar alınırken, pasif evlerin bir zaruret olması hedeflenirken; biz hala su yalıtımını tartışıyoruz. Aslında su yalıtımının bir standart olarak tanımlanması gerekiyor".

Reklam Goruntulenme Bolumu


Hane halklarının çoğu binaların yalıtım durumunu bilmiyor

Ankete verilen yanıtlara göre, hane halklarının çoğunluğu binaların yalıtım durumunu bilmiyor. Ankete yanıt verenlerin yüzde 43’ü binasına yalıtım yapılmadığını, yüzde 25’i ise bu konuda bilgisi olmadığını söyledi. Binasına yalıtım yapıldığını belirtenlerin oranı ise yalnızca 23. Hedef kitlenin evde yaşadığı en önemli yalıtım sorunlarının başında ise ısı kaybı-soğuk geliyor; bunu rutubet ve su sızıntısı takip ediyor. Rutubet-su sızıntısı yaşayanların yarısından fazlası bu sorunu duvar, çatı, tavan, yer, zemin gibi alanlar üzerinden yaşıyor. Isı kaybının en önemli nedenleri ise duvarlar ve pencere yanları. Katılımcıların yarısı temeli kontrol ettirmemiş

"Türkiye’de binalar temelden duvarlara, ıslak zeminlerden çatıya kadar çeşitli yalıtım sorunları yaşıyor" diyen Eruslu, Türkiye’de diğer önemli bir sorunun da hane halklarının binaların durumu hakkında bilgisinin bulunmaması olduğunu söyledi. Ankete yanıt veren 1249 kişinin yüzde 18,5’unda su sızıntısı, donatıda paslanma, betonda çatlak, rutubet gibi ciddi sorunlar varken; yarısından fazlası binasının temelini hiç kontrol ettirmemiş.

Her dört kişiden biri 'dışardaki ses'ten muzdarip

Ankette verilen yanıtlara göre yaklaşık her dört kişiden birinin (yüzde 23,29) evde yaşadığı en önemli yalıtım sorunu olarak 'dışardaki sesin ev içine girmesi' olarak görülürken hane halklarının üçte birinden fazlasının evinde 'ses kirliliği/gürültü' problemi yaşadığı söyledi. Kentsel yaşamının bir sonucu olarak bu oran kentlerde artış gösterirken kırsalda azalıyor. İnsan vücudunda kas gerilmeleri, stres, dolaşım bozukluları gibi çeşitli fizyolojik sorunlara neden olan ses kirliliği/gürültü problemi yaşayan kesimin ilk sırada belirttiği gürültü kaynağı ise sokaktan gelen araba, uçak, satıcı ve benzeri sesler. Komşu daireden gelen konuşma, su sesi, kapı açma ve kapama benzeri sesler de insanları rahatsız ediyor.. Bu sonuçlardan görüldüğü üzere yaşam alanlarının içinden kaynaklı ses kirliliği/gürültü problemi önemli bir sorun teşkil ediyor.

Reklam Goruntulenme Bolumu


Dönüşümü iyi değerlendirmezsek, 40-50 yıl sonra yeni bir dönüşüm kaçınılmaz olacak

Konuşmasında Türkiye'de 14-15 milyon civarında yalıtım yapılması gereken yapı olduğuna dikat çeken ve başlatılan dönüşüm sürecinin bu anlamda iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirten Eruslu, "Yalıtım bir bütündür. Aslında bazı şeyleri yeniden keşfetmeye gerek yok; iklim koşullarını doğru değerlendirip, başarılı olmuş bir modeli alıp burada da uygulayabiliriz. Dönüşüm sırasında doğru yalıtım yapılmazsa, bundan 40-50 yıl sonra başka bir dönüşüm yapmamız kaçınılmaz olacaktır" dedi.