Yalıtım Sektörü KDV Teşviği Bekliyor



Hükümetin açıkladığı 2016 Yılı Eylem Planı'nda yer alan enerji verimliliğine yönelik düzenlemelerin büyük memnuniyet ve heyecan yarattığı yalıtım sektörü, bu önlemlerin hızla somutlaştırılmasını ve sektöre KDV muafiyeti başta olmak üzere teşviklerin verilmesini istiyor. Dünya Gazetesi'nin haberine göre, sektördeki tecrübesi yarım asra yaklaşan Mehmet Özcan, Enerji Verimliliği Haftası dolayısıyla yaptığı değerlendirmede, şunları söyledi: “Yalıtım malzemelerine KDV muafiyeti başta olmak üzere teşviklerin verilmesi lazım... Avrupa’da bunların hepsi var. Ayrıca halka bir şeyleri anlatıp onları tasarrufa yönlendirmemiz lazım. Bunları yapabildiğimiz zaman ilerleyebiliriz. Binalarda ısı yalıtımı ile minimum yüzde 50 enerji tasarrufu sağlanır. Su yalıtımı olmadan da yakıttan tasarruf sağlayamazsınız. Suyla muhatap olan beton zamanla çürümeye yüz tutuyor. Su yalıtımı binanın ömrünü uzatıyor. Deprem kuşağındayız, deprem anında içerisindeki demirler korozyonla muhatap olmuşsa tuzla buz oluyor. 1999’da Marmara depreminde yaşananlar da buydu. İstanbul Büyükşehir’in saptadığı sonuçlarda binaların yüzde 67’si tamamen korozyon nedeniyle yıkılmış. Yalıtıma verilecek teşvik ve destekler sektörü büyütecek, ülkemizde enerji verimliliğini de deprem güvenliğini de artıracaktır.”

"Yalıtımda dev adımlar atıldı"

30 yıl önce, firma olarak yalıtım sektöründe çalışmaya başladıklarında ülkede çok fazla yalıtım bilinci bulunmadığını belirten Özcan, genelde teraslı yapılarda suya karşı önlem için iptidai ürünler kullanıldığını, ısı yalıtımının ise pek de bilinen bir konu olmadığını hatırlattı. Özcan, 1980’li yıllardan itibaren dünyaya açılma, araştırma, geliştirme, fuarlar, programlara kalıtımlar sayesinde bu alanda öngörünün arttığını, petrol fiyatlarındaki ani yükselişin de etkisiyle enerji tasarruf konusunun gündeme gelmeye başladığını, sektörün asıl olarak 1990’lı yıllarda hamle yaptığını anlattı.

1993 yılında kurdukları İZODER sayesinde ısı yalıtımında önemli adımlar atıldığını anlatan Özcan, 1998 yılında bu işin bir standarda kavuştuğunu, 2000 yılında da ülke genelinde zorunlu hale geldiğini belirtti. Özcan, “Su yalıtımı yönetmeliğinin de çıkıp zorunlu hale gelmesi için son noktalara gelindi, orada da büyük bir ivme kazanıldı. 1970’li yıllarla bugünü mukayese ettiğimde arada uçurum var diyebilirim. Yalıtım sektörü, ülkemiz için enerji tasarrufu adına, deprem yönetmeliği adına, sağlam binalar inşa etme adına çok büyük bir gelişim gösterdi” dedi. İnşaat ve yalıtım sektörünün birbirinden ayrılmaz birer parça olduğunu belirten Özcan, “Şu anda yalıtım sektöründe dünyadaki son teknoloji olan tüm sistemler Türkiye’de mevcut.  Her şey üretiliyor, mamul olarak ithal etmek zorunda olduğumuz çok fazla ürün yok” diye konuştu.

"Eleman açığı çok fazla"

Yalıtım konusunda kullanıcı bilincinin 30 yıl öncesiyle kıyaslanamayacak ölçüde yüksek, ancak sektörde eleman açığının da bir hayli fazla olduğunu anlatan Özcan, bu alanda eğitimin önemine işaret etti. Mehmet Özcan, “Ara eleman açığı yalıtım ve inşaat sektöründe her sektörden fazla. Maalesef yeterli ara elemanı yetişmiyor. Meslek yüksekokulları var, lise muadili ya da iki yıllık olanlar var ama yeterli değil. Meslek liseleri uygulama ağırlıklı olmalı, çocuklar son iki yıl uygulama dersleri de almalı. Bunlar yapılamıyor” dedi. Canpa’nın yalıtım alanında 30 yıldır bir okul fonksiyonu gördüğünü, yılda kişi başı 100 saate varan eğitimler verdiklerini anlatan Özcan, “Bunun yanı sıra şantiyelerde çalışan uygulayıcı ekiplerimiz için de ayrıca eğitimler veriyoruz. Sektörde de ısı yalıtımı, su yalıtımı, ses yalıtımı, yangın yalıtımı ile ilgili sertifika programları var ve ‘sertifikasız olan çalışamayacak’ gibi zorunluluklar getiriliyor” şeklinde konuştu.