Başkentteki kaldırımların genel bir standardının bulunmaması ve hatalı yapımı
yayalar için yürümeyi işkenceye dönüştürüyor. Özellikle havaların ısınmasıyla
birlikte yurttaşların dışarıda daha fazla zaman geçirmeye başlamasıyla
kaldırımlardaki eksiklikler ve hatalar kendini belli ediyor.
Bahar ayının gelmesiyle birlikte yurttaşların dışarıda geçirdikleri zamanın
artması kaldırımların daha fazla kullanılmasına neden oluyor. Yurttaşlar sıcak
havalarda trafiğe çıkmak yerine yakın mesafeleri yürümeyi tercih ediyor. Fakat
yurttaşların yürümesi kaldırımlarda herhangi bir standardın bulunmaması, yağışlı
havalarda yüzeyin kaygınlaşması, su birikintilerinin oluşması ve yerinden
oynayan taşların su sıçratması nedeniyle kent içinde yürümek bir işkenceye
dönüşüyor.
Bahar aylarında artan kısa süreli sağanak yağmur yağışları kaldırımlarda pek
çok engelin oluşmasına neden oluyor. Küçük bir yağmurda bile kaldırımlarda su
birikintileri oluşuyor. Dolgu malzemesinin kalitesizliği nedeniyle taşlar
yerinden oynamaya başlıyor. Bu durum hem yurttaşların takılıp düşme tehlikesine
hemde sıçrayan su nedeniyle elbiselerinin kirlenmesine davetiye çıkarıyor. Kent
genelininde kaldırımlarda yükseklik farklılıklarının bulunması dikkatsizce
yapılacak bir yürüşüşte yayaların tökezlemesine neden oluyor.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Fatih Söyler,
başkentteki kaldırımların en başta üzerlerine park eden araçlar nedeniyle
yayalara yürüme fırsatı vermediğini belirterek, “Kentte maalesef yaya hakkı diye
bir şey kalmadı” dedi. Türkiye’nin pek çok kentinde kaldırım standardı konusunda
Ankara’ya göre çok daha fazla adım atıldığını kaydeden Söyler, yayaların park
halindeki araçlardan yürümeye fırsat bulması durumunda, bu kez de bin türlü
engelle karşılaştıklarını belirtti. Söyler, şunları dile getirdi:
“Kaldırımların üzerlerine demir çubuklar takılmış, eğri büğrü taşları
yerinden oynamış durumda bulunuyor. Kaldırımların olmadık yerlerine panolar
konulmuş. Bu nedenle ne sağından, ne de solundan geçebiliyorsunuz. Yayaya bu
kadar saygısızlığın olduğu dünyada başka hangi kent vardır, bilmiyorum.”
‘Kaldırımlar çok yüksek olmamalı’
Kentte en son yapılan kaldırım çalışmalarında kaplama malzemesinin yanlış
seçildiğine işaret eden Söyler, şunları ifade etti:
“Bir kaldırımda yürürken bakıyorsunuz; sağında, solunda ve önünde farklı
yükseltiler var. Bu durumda önüne çok dikkatli bakmadan ve yavaş yavaş yürümeden
kaldırımları kullanmak çok zor. Dış mekânlar için belli mimari ölçüler vardır.
Dış mekânda merdiven ve kaldırım yüksekliklerinin 15 santimetre olması lazım. 17
santimetre olduğu zaman bu kötü olmaya başlar. İnsanlar bir binanın içindeki
merdiveni kullanır gibi kaldırımları kullanamaz, çünkü insanlar hızlı yürürler
dış mekânda. Bu nedenle çok yüksek olmaması gerekir. Kaldırımlar alçak olduğunda
ise takılırlar. Bunun bir standardı var. Bu standart şaştığında insanlar ya
takılıp düşer ya da hızlı yürüdüğü için tökezler.”
‘En başta planlanmalı’
Kaldırım taşlarının bir süre sonra yerinden oynamaya başlaması ve yağışlı
havalarda yayalar için sıkıntı oluşturmasının kaldırım yapılırken kullanılan
dolgu malzemesinin kalitesizliği, işçiliğin özensizliği ve genel bir standardın
olmamasından kaynaklandığını belirten Söyler, kaldırımın yüksekliğinden,
kaldırımın genişliğine, kullanılan malzemeden, işçiliğe kadar hiçbir aşamada
belli bir standarda göre çalışma yapılmadığını ifade etti. Kaldırım yapım
çalışmasında seçilen malzemeye uygun bir işçilik yapılmadığını anlatan Söyler,
şöyle devam etti:
“Kentin altyapısıyla birlikte düşünülmesi gerekiyor kaldırımların. Çoğu zaman
bu altyapı düşünülmeden kaldırımlar yapıldığı için sorunlarla karşılaşılıyor. Bu
nedenle kaldırım kazılıyor, sonra yeniden yapılıyor. Bu da taşların oynamasına
neden oluyor. Kaldırımın dolguları eksik ve yanlış... Kaldırımın üzerindeki
dolgu malzemesine uygun dolgu yapılmıyor. Kaplama malzemesinin seçimi yanlış.
Çoğu zaman gereksiz yere pahalı malzeme kullanılıyor. Bu büyük bir
israftır.”
Kent genelinde kaldırımlardaki sıkıntının aşılabilmesi için bütün bu
çalışmaların en baştan planlanması gerektiğini ifade eden Söyler, kaldırım yapım
çalışmalarında dayanıklı malzemelerin seçilmesi gerektiğini ifade etti.
Ankara’daki kaldırımların kaplamalarının kışa uygun olmadığını belirten Söyler,
bahar aylarında kaplamaların yağışlı havalarda kayganlaştığını, kışın ise kar
nedeniyle buz tuttuğunu ve kazalara neden olduğunu ifade etti. Söyler, kaygan
bir zeminin oluşmaması için olabildiğince tırtıklı bir kaplama malzemesinin
kullanılması gerektiğine dikkat çekti. Söyler, Kaldırımlarda yürüyen iki insanın
karşı karşıya geldiği zaman birinin diğerine yol verecek durumda kaldığını ifade
etti.