Hızlı kentleşme, nüfus artışı ve sanayileşmenin Türkiye'yi 20-25 yıl içinde ciddi bir su krizine götürebileceği varsayılıyor. Suyun tutulması ve etkin kullanılması için bilinçlendirme çalışmaları yapan ACO Türkiye'nin Genel Müdürü Kerem Altınöz; suyun etkin toplanamamasının sadece su kayıplarına yol açmadığını, aynı zamanda su baskınları, gölleşme gibi nedenlerle günlük konforu oldukça olumsuz etkileyerek ekonomiyi vurduğunu söyledi. İklim değişikliklerinin getirdiği ani ve yoğun yağışların, can kaybına kadar varabilen ölçüde toplumu etkilediğini belirten Altınöz, “ACO, global bir su yönetim firması olarak, yarının dünyası için bugünden ürünler tasarlayarak, hidrolojik çevrimin tamamında kullanılabilecek bir ürün gamı sunuyor. Ülkemizde bu suların yüzde 40'ı verimsiz sistemler nedeniyle su dönüşümünün dışında kalıyor ve kaybediliyor” dedi.
ABD’de 250 bin dolayında evin yağmur suyu toplama sistemi var
Suyun tutulması ve etkin yönetilmesinin önemine değinen Kerem Altınöz, “ABD’de 250 bin dolayında ev yağmur suyu toplama sistemine sahiptir. Suyun tutulması, özellikle bugün çokça gündemde olan ‘yağmur suyu hasadı’ gibi sistemleri de içerecek şekilde suyun tekrar kullanımı için depolanmasıdır. Fazla yağmur suyunun toplanarak tutulabilmesi, hem yüzeyde biriken fazla suyun yarattığı konforsuzlukları engeller hem de ciddi bir ekonomi sağlar. Özellikle çatılardan ve teraslardan toplanan yağmur suları basit bir işlemden sonra evlerimizde rezervuarlarımızda, bahçe sulamada, araç yıkamada, endüstride ise çok daha ciddi maliyet avantajı sağlayacak şekilde tesis temizliğine varan alanlarda kullanılabilmektedir. Evsel kullanım için yapılan bir araştırma, kullanılan suyun yüzde 30 gibi büyük bir kısmının sadece rezervuarlarda kullanıldığını göstermektedir. Bu da global ölçekte yağmur suyu hasadı ile sağlanabilecek faydaları açık olarak ortaya koyar” diye konuştu.
Yüzde 30 su tasarrufu yapmak mümkün
Kerem Altınöz sözlerini şöyle sürdürdü:
“Örnek olarak, ortalama 400 mm yağış alan bir coğrafi bölgede (Türkiye ortalaması 650 mm dolaylarındadır) 100 m2’lik bir çatıdan 30 m3 kapasitesinde bir su hasadı yapılabilmektedir. Bu da kişi başına günlük su kullanımı 100 litre olarak kabul edildiğinde ortalama bir ailenin rezervuarlarında kullandığı neredeyse suyun tamamının bu kaynaktan kullanılabileceği sonucunu doğurur ki; bu hem çevresel anlamda çok ciddi bir katkı oluşturuyor hem de su faturalarımızın %30’unun ortadan kalkması anlamına geliyor”.
Türkiye’de suya bakış açısının değişmesi şart
Suyun tutulması ile sağlanabilecek ikinci bir faydanın ise infiltrasyon sistemleri ile beton altında kalan toprağın su ile buluşmasının sağlanması olduğuna değinen Kerem Altınöz, “Suyun artık doğaya geri verilmesi, su çevriminin son aşamasını temsil ediyor. Bu döngü içerisindeki her adımın bir bütün halinde ele alınarak en iyi ekipmanlar ile sağlanması ACO’nun global hedefini oluşturuyor. Türkiye’ de artık su yönetimi kavramını, elimizi, yüzümüzü yıkarken veya dişimizi fırçalarken tasarruf edilebilecek bir miktar suyun çok ötesine taşıyabilmek için zamanla yarışıldığını söyleyebiliriz. Kullanılan düşük kaliteli, test edilmemiş ve yarattığı sonuç belirsiz ekipmanlardan bir an önce kurtulmak ve global olarak kabul görmüş uygulama ve tasarımlara yönelmek önceliğimiz olmalıdır. Yeni ve eski yapıların hepsinde bu sistemleri kullanmak hem ciddi bir su tasarrufu hem de ekonomiye katkı sağlayacaktır” ifadesini kullandı.