Y Kuşağını Çekmek İçin En Önemli Etken Esnek Ofis Alanları
Y Kuşağı'nın iş dünyasındaki sayısı
arttıkça, şirketlerin de, dijital dünyaya ve teknoloji kullanımına hakim
bu yeni nesil için çalışma ortamlarını nasıl daha çekici kılacaklarını
düşünmesi gerekiyor. Colliers
International, Y Kuşağı'nın çalışma biçimlerini ve tercihlerini
anlamak ve bunların gayrimenkul piyasasına olası etkilerini ortaya çıkarmak için
bu neslin davranışlarını ve onları motive eden durumları analiz etti.
Bulgulara göre, iş-yaşam dengesi ve bu dengedeki esneklik Y Kuşağı için
motivasyonu en çok etkileyen faktör olarak öne çıkmakıyor. Aile ve sosyal yaşam
konularındaki esneklik ihtiyacı, çalışanların seçimlerini önemli boyutta
etkilerken, şirketleri de esnek Alternatif Çalışma Stratejileri
(AÇS) sunmaya itiyor. Bu durum, çalışma ve ofis ortamlarının bundan
sonra gereksiz olacağı anlamına gelmeyip; aksine bunların önemini arttıracak.
Şirketler üzerindeki Y Kuşağı'ndan eleman edinme baskısı, bu kuşağın kendilerini
özdeşleştirebileceği doğru sosyalleşme ve eğlence dengesine sahip çalışma
ortamları yaratmaya itecek. Bu da, özellikle Londra gibi
konutların seçenek ve fiyat açısından kısıtlayıcı olduğu yerlerde, çalışanlara
ofis ortamlarında da 'özel alan' sunma mecburiyeti
yaratmakta.
Colliers International Araştırma ve Danışmanlık Direktörü Damian
Harrington, “bu nesil, modern bilişim teknolojileri ve hızlı teknolojik
değişimin olduğu bir dünyada büyüdü” dedi ve “bu yüzden uzaktan çalışma
esnekliğini talep ediyorlar” diye ekledi.
Y Kuşağı, çalışma ortamlarındaki teknoloji kullanımımızı ve AÇS gibi kurumsal
çalışma düzenlerini gitgide daha çok etkiliyor ve dolayısıyla fiziksel çalışma
alanlarını kullanış biçimlerimizi tekrar gözden geçirmemize neden oluyor. Bu
durumun ofis ihtiyaçlarını başlıca beş şekilde etkileyeceği
öngörülüyor:
1. AÇS
kullanımı nedeniyle, genel anlamda ofis alanının küçülmesi ve mevcut alanın daha
verimli kullanılması.
2. Ofis
alanının, çalışma bölmeleri, esnek kullanımlı toplantı odaları ve geniş
sosyalleşme/eğlence alanı yaratacak şekilde tekrar düzenlenmesi. Kişi başına 12
metrekarelik alandan 8 metrekarelik alana geçiş alışılagelmiş bir durum olsa da,
sosyalleşme/eğlence alanının artırılması üçte birlik bir alan kaybı
yaratmayacaktır.
3. Mevcut
bina altyapısı, yönetmelikleri ve teknik altyapıyı göz önünde bulundurarak, alan
kullanımında esneklik ihtiyacının karşılanması.
4. LEED®,
BREEAM® ya da benzeri bir sistem kullanan, sürdürülebilirlik
standartlarına uyumlu alanlar yaratılması. Enerji kullanımında verimlilik,
beklentileri karşılamak için özellikle önemli konulardan biri olacaktır.
5. Yeni ve
niş bir piyasanın gelişimini destekleyecek, özel tasarlanmış veri merkezleri
ihtiyacının karşılanması.
Colliers International için EMEA Kurumsal Çözümler Müdürü Guy
Douetil, “Y Kuşağı bireyleri sürekli olarak yeni arayış içinde
olmalarından dolayı bir şirkette 1 ila 2 yıl süre ile çalışıyorlar. Böyle olunca
da şirketler en iyi çalışanlarını elde tutabilmek için daha çok çaba harcamak
zorunda kalıyor” diyor. “Akıllı şirketler, çalışan için fiziksel ofis ve çalışma
ortamının ne kadar etkileyici olabildiğini ve en iyileri çekmek için önemli bir
faktör olduğunu fark ediyor” şeklinde konuştu.