Verona'daki Fuarda Sürdürülebilirlik Konuşuldu



Fuarda, enerji verimliliği danışmanı ve ESCo kuruluşlarının standlarında, "ölçülebileni ölç, ölçülemeyeni ölçülebilir hale getir" düsturunu enerji konusunda gerçeğe dönüştüren pek çok teknolojiyi bir arada görmek olanağı vardı. Özellikle enerji kullanımını algılayan, ölçen ve raporlayan donanım ve yazılım çeşitliliği görülmeye değerdi.

Son yıllarda teknolojinin bu konuda çok büyük gelişim gösterdiğini ve evsel boyutlara da inerek daha da erişilebilir hale geldiğini söyleyebiliriz.

Artık enerji kaynakları ve enerji üretim teknikleri konusunda da çözüm olanaklarımızın çeşitliğinden söz edebiliriz. Sadece bildiğimiz toprak veya su kaynaklı ısı pompaları, güneş panelleri (PV) değil normal güneş kollektörlerinde bile araştırma geliştirmeye açık pek çok yön olduğu görülüyor. Güneş kollektörünü vakum altında çalıştırarak 180 derecede sıcak su elde edip enerji üretmek, soğutma sistemi çalıştırmak veya küçük bir üreteçle hidrojen elde ederek dizel jeneratörde %15 enerji tasarrufu yapmak veya hidrojeni doğrudan kullanarak enerji elde etmek veya rüzgardan ev ölçeğinde yararlanabilecek helisel kanatlı dikey türbinler kullanmak bu konudaki yenilikçi çözümler arasında yer alıyor. Ayrıca bütün bu teknolojileri bir arada kullanabilecek şekilde birleştirebilecek donanım ve yazılım ürünleri de geliştirilmiş durumda.

Tarım alanında yapılabilecekler de sınırsız. Özellikle artık ve atık olan tüm biyokütle çeşitlerini toplayıp kullanarak bir yandan enerji üretmek bir yandan da ısıtma sağlamak için çeşitli basit düzeneklerden daha karmaşık büyük çaplı kojenerasyon sistemlerine kadar pek çok teknoloji uygulama örnekleriyle gösterimdeydi.

Bir süredir enerji üretiminin geleceğinin dağıtık ağlarda olması gerektiği yönünde pek çok çalışma okuyorum. Yukarıda sözünü ettiğim teknolojileri kullanarak yerel ağlarını kooperatifler aracılığıyla kuran pilot şehirler bir AB projesi (CIVIS) ilgi çekici sonuçlara ulaşmış. Bu da binaların ve yerleşkelerin ilerde daha sofistike teknolojilerle donatılacağı ve yenilenebilir kaynakları en verimli şekilde değerlendirebileceğimiz anlamına geliyor.

Sürürülebilirlik temelli

Fuar tümüyle sürdürülebilirlik temelli olduğundan yapı malzemeleri konusunda sadece yenilikler sergilendi. En çok ilgi çekenler arasında, su geçirgen beton veya sıkıştırılmış toprak yol çözümlerine ait olanlar vardı. Yeni harç karışımlarıyla hem daha düşük katman kalınlıklarıyla aynı yükü taşıyan hem de daha uzun ömürlü yolları geçirimsiz olmaktan kurtaran birden fazla üretici görmek ilginçti. Belki bu konuda üreticilerin söz verdiği dökümanlar elimize geçince bu konuyu daha ayrıntılı iredeleyebiliriz. Bir de geri dönüşümle elde edilen atık malzemeleri yeni yapı bloklarında kullanan veya yapı bloklarının yalıtım özelliklerini iyileştirmek için kompozit malzemeler üreten bir kaç uygulamadan da söz etmek gerekir.

 
Reklam Goruntulenme Bolumu


Fuarla birlikte yürüyen konferans "İnşa Etmemiz Gereken Yeşil Gelecek" ana başlığı altında 38 oturumda, sürdürülebilir yapılaşma konusunda hemen her konuyu ele alan ve dünyanın çeşitli yörelerinden gelen uzmanların konuşmaları ve yuvarlak masa toplantılarıyla gerçekleşti. Konular özellikle sağlıklı yapılı ortamlarının değerlendirilmesi ve belgelendirilmesiyle bu isteklere yanıt gelebilecek yapı malzemeleri üzerine yoğunlaşmıştı.

Kapanış oturumunda Avrupa Yeşil Bina Konsey Başkan'larının kısa durum değerlendirmeleri yaptıkları ve sürdürülebilir gelecek için plan ve umutlarını paylaştıkları bir oturum yapıldı. Konuşmalarda en çok dikkat çeken sivil toplum girişimleri olan konseylerin, AB komisyonları ve ulusal bürokrasileriyle olan sıkı ilişkilerinin etkin sonuçlar üretmekte olduğuydu.

Avrupalı konseylerle çalışıyoruz

ÇEDBİK adına yaptığım konuşmada ben de Türkiye penceresinden durumu değerlendirdim. Büyük ticari projelerde yakaladığımız sürdürülebilirlik farkındalığını asıl büyük stok olan konutlara indirebilmek için çalıştığımızı, bu konuda acele etmemiz gerektiğini, diğer konseylerin de üzerine durduğu gibi tekerleği yeniden keşfetmemek gerektiğini ancak yerel koşulları da göz önüne almanın zorunluluğunu, bu nedenle Çedbik-Konut sertifikasyon programını geliştirdiğimizi ve Avrupalı konseylerle birlikte çalışmalar yürütmekte olduğumuzu anlattım.

Sürdürülebilirlik bilincinin son kullanıcıya kadar indirilebilmesi için eğitimin gerekliliğini ve bu konuda konseylere büyük görevler düştüğünü vurguladım. Çedbik olarak bizim de bu konuda çok çalıştığımızı ve özellikle de geleceğin profesyonelleri olan öğrencilere bilgiyi ulaştırabilmek için uzak görüşlü destekçilerimiz sayesinde eğitimlerimizi ücretsiz yapmakta olduğumuzu anlattım. Sözlerimi İstanbul'da atıklardan moda aksesuarları ve ayakkabı üreten yaratıcı gençlerin ürünlerini sergiledikleri dükkanın camında yazan "Azalt-Yeniden Kullan-Geri Dönüştür" sloganı ile bitirdim.