Vatandaşlar Yeşil Yol Projesinin Çevreyi Bozmasından Endişeli



Evrensel Gazetesi'nden Tolga Alp Turgut'un haberine göre, Samistal’de yaşam toprağa ve hayvancılığa bağlı. Hazırcılık ve market tüketim kültüründen uzak, ekolojik bir hayat var. Topraktan mısır, mısırdan un, undan ekmek yapılıyor. Samistal’de doğup büyüyen Süreyya Yücel, yaylanın tarihini şu sözlerle anlatıyor: “Yazın köyde ineklerle yaşamak zor olduğu için yaylacılık kültürü geliştirilmiş. Zamanla gelenek haline dönüşen yaylacılık faaliyetleri yaylacıların yanında ailelerin toplu eğlencesi haline gelmiş. Benim çocukluğumda atların, katırların çıngırakları eşliğinde tulum çalarak, türküler söyleyerek Samistal’e çıkardık. Pınar başlarında birlikte yenilen yemek ve edilen sohbetin tadı bir başkaydı. Yaylaya çıktıktan sonraki ilk 3 gün horon tepilirdi. Benim evim 120 yıllık. 200 yıllık evler de var. Burada bir tarih var.”

"Yolları biz yaptık"

Samistalliler kendi yollarını kendileri yapmışlar. Keçi yolu denilen patika yollardan ulaşımı sağlıyorlar. Yeşil Yol söylentisi uzun süredir Samistallilerin kulağını geliyormuş, ancak Yeşil Yol olarak değil de “kayak merkezi ve otellerin yapılacağı” şeklinde duyum alıyorlarmış. Samistal’e gelen ilk dozerin karşısına tek başına dikilen Ayşe Altaş, karşısında yüzlerce jandarma konvoyu görmüş. Dozerin önüne oturan Altaş, kendisini ikna etmeye çalışan komutanlardan yol çalışması için izin belgesi istemiş, ancak izin belgesi olmadığı için bu talebi yerine getirilememiş. “Yeşil Yol’u Samistal’e daha iyi bir ulaşım için yapacaklarını iddia ediyorlar. Oysa ki biz bu yaylanın yolunu bile kendimiz yaptık” diyen Altaş, “Vali, Belediye hiçbir şey yapmadı. Buraya yıllardır turistler geliyor. Evlerimizde kalıyor. Hiçbir kimse de yollardan şikayet etmedi. Bizim öncelikli talebimiz mevcut yolları iyileştirsinler” dedi.

Reklam Goruntulenme Bolumu


Süreyya Yücel, “Doğanın bozulacağını biliyoruz. Bu yüzden Yeşil Yol’a karşıyız. Geçmişten gelmiş bir kültür mirasımız var. Biz de bizden sonraki nesillere aktarmak istiyoruz. Ayder’e bakıyoruz suyu bozuldu, çevresi bozuldu, doğası bozuldu, havası bozuldu, her şeyi bozuldu. Neden? Çünkü oteller yapıldı. Rant uğruna bilinçsizce turizm yapılmaya çalışıldı. Ben turizme karşı değilim. Çevre korunursa turizme karşı değiliz. Turizm yapılacaksa ev turizmi, yayla turizmi yapılabilir. Ama bu konuda hiçbir özendirme, çalışma yok” dedi.

Yol yapım dozerinin hâlâ yaylanın girişinde durmasının kendileri için bir baskı unsuru olduğunu söyleyen Ayşe Altaş, Valiliğin “Burada apart evler yapar, turizmden para kazanırsınız” vaadiyle insanları kandırmaya çalıştığını söyledi.