Vatandaş İhbar Etti, Yıkımına Başlandı



Merkez Akdeniz İlçesi Çamlıbel Balıkçı Barınağı yakınında 5 yıl önce 45 dönüm arazi üzerine yapılan Mersin Deniz Park, iki yıl önce yaz sezonunda tamamlanarak hizmete açıldı. Deniz Park, Mersin Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki İmar Şirket A.Ş. ile Öner Grup tarafından kurulan Akdeniz İnşaat Turizm Limited Şirketi tarafından işletilmeye başlandı.

Kamu yararına aykırı bulundu

Ancak Mersin Temiz Toplum Derneği üyesi Hidayet Dinçer, 2012'de Mersin 1'inci İdare Mahkemesi'ne başvurarak, 35 milyon lira harcamayla yapılan Deniz Park'ın Kıyı Kanunu'na aykırı olduğu, şehir merkezi ve kumsalda en değerli mevkide yer aldığı, proje için harcanan paranın da kamu yararına olmadığını iddia etti. Dinçer'in başvurusu üzerine mahkeme, yaptığı incelemede projenin, kıyı mevzuatı hükümleri ile şehircilik ilkeleri ve kamu yararına aykırı olduğu gerekçesiyle işlemin iptali ve yürütmeyi durdurma kararı verdi. Mersin Büyükşehir Belediyesi, projenin mevcut yasalara ve şehircilik ilkelerine uygun olduğunu belirterek Danıştay'a başvurdu. Danıştay 6'ıncı Dairesi, 10 Eylül 2014'te yerel mahkemenin kararını onayladı.

Belediye, yıkıma başladı

Danıştay'ın bu kararı üzerine Büyükşehir Belediyesi'ne ait iş makineleri Mersin Deniz Park'a gelerek yıkıma başladı. İlk olarak metal figürler ve heykellerin söküldüğü yıkımda polis ve zabıtalar da önlem aldı. Metal figürler işçiler tarafından parçalara ayrılıp kepçe ve vinç ile kamyonlara yüklendi. Büyükşehir Belediye Başkanı MHP'li Burhanettin Kocamaz'ın Danıştay'ın kararının ardından 'Müftü Deresi'nin güneyine taşınacak' dediği Mersin Deniz Park'taki Aquapark başta olmak üzere sökülüp taşınması mümkün olan parçaların bu bölgeye kurulacağı belirtildi.

'Meclis kararı olmalı'

Öte yandan Yıkım işlemlerini için Deniz Park'a gelen Öner Grup Avukatı İbrahim Hakkı Koç, yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunu söyledi. Danıştay'ın onadığı proje iptal kararının ardından Büyükşehir Belediyesi'nin meclis kararı olmaksızın yıkıma başladığını öne süren Avukat Koç, şunları söyledi:

"Danıştay yıkım ya da belediyenin tasarrufunu belirtme yetkisine sahip değil. Danıştay'ın kararı üzerine belediyenin kamu yararını düşünmesi, tesisi Kıyı Kanunu'na uygun hale getirecek şekilde tadilat yapması gerekirdi. Kamu yararını düşünmesi gereken belediye yıkmayı tercih etti. Yıkma ile oluşacak kamu zararı, projenin tadilat ile kanuna uygun hale getirileceği zarar ile karşılaştırıldığında, yıkımdaki zarar daha fazla olacak. Belki on katı belki de 100 katı. Yürütmeyi durdurma talebinde de bulunamıyoruz, çünkü meclisten geçen yıkım ya da tahliye kararı yok. Projenin iptalinden sonra belediyenin hangi işlemi uygulayacağını meclisten geçirmesi lazım. Fakat belediye bir meclis kararı çıkarmadan keyfi bir uygulama ile yıkım kararı gerçekleştiriyor."

Tazminat isteyeceğiz

Gerekli hukuki işlemleri de başlatacaklarını kaydeden Koç, şöyle devam etti:

"Belediye burayı yaptırdıktan sonra, kendi kurucusu ve hissedarı olduğu İmar İnşaat şirketine 10 yıllığına kiralıyor. Bu şirket de Öner Grup ile ortak bir şirket kuruyor. O şirkete de tekrar kira sözleşmesi imzalıyorlar. Aslında belediye kendi şirketinin de ortağı olduğu tesise yıkım işlemi gerçekleştiriyor. Belediye Meclisi tarafından alınmış bir yıkım kararı yok. Tamamen hukuksuz ve keyfi bir uygulamadır. Bu aşamadan sonra işlemi yapanlar hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Gerekli tüm hukuksal işlemleri sonuna kadar sürdüreceğiz. Yaptığımız masraf ve tadilatlar ile ilgili tazminat işlemleri yapacağız."

Reklam Goruntulenme Bolumu