Eminönü - Kadıköy hattında hizmete giren yeni gemiler büyük tartışma çıkardı. O alıştığımız klasik vapurların dışında, bambaşka bir dizayna sahip olan yeni gemiler çok eleştirildi, hatta ‘Eski vapurumuzu isteriz’ kampanyaları bile başlatıldı.
Habertürk gazetesinden Esra Tokatlıyan'a konuşan Genel Müdür Süleyman Genç'in röportajından öne çıkan detaylar:
Boğaz’la, İstanbul’la özdeşleşen klasik vapurların yerine bambaşka bir dizayn yaptınız. Ve bu yeni gemiler çok eleştirildi, hâlâ da konuşuluyor. Niye o alışık olduğumuz tasarımın dışına çıkıldı? Ne gerek vardı buna?
Biz eleştiriyi velinimet olarak algılıyoruz ve kızmıyoruz. Bize ‘Ne kadar güzel, çok cici gemi’ diyecek çok olabilir. Eleştirilerin içinden yapılabilir ve yapıcı olanlar çıkarsa şahane. Bana bir dostum sitem etti, ‘Martılara nasıl simit atacağız’ diye. Ona da dedim gidip görmedin ki gemiyi, bir değil iki açık güvertesi var. Üstelik bu gemi değil, tipik motorlardan bile bir metre kısa bir proje.
Ama yan balkon yok ve gemi camla kaplı. Bu da çoğu kişiye sevimsiz geldi...
Bu yeni gemilerimizin manevra kabiliyeti çok yüksek. Mevlana gibi kendi etrafında dönüyor. Biz beyaz bayrak sahibi olan bir ülkeyiz. Denizci bir ülkeyiz. Bu doğrultuda kuralları sıkı şekilde uygulamak istiyoruz. Bu kuralların dışında bir şehir hatları vapuru yapmak mümkün değil. O asil görünümlü eski vapurlarımız 77 metre. Bu ise 41 metre, aradaki farka bakın. Denizin üstünde görünen bütün kısmı karbon kompozit, neredeyse çeliğe eş kudrette. Çürümez ve paslanmaz. Altına da üstüne de güverte yaptık. Motoru neden ufalttığımıza gelince, bizim bir seferde taşıdığımız yolcu ortalaması 200-210. Hal böyleyken 1500-2000 kişilik gemi yapmak mantıklı değil. Oysa bu gemi 700 kişilik. Bizim 200 kişilik, hatta 100 kişilik projeler de yapmamız lazım. Asıl mesela asaletli burunlu şehir hatları vapurlarımızın konseptine halel gelmeden bu projelerin de İstanbul’a kazandırılması lazım. Onlar da hem devam edecekler hem de turizme kaydırılan projelerde kullanılacaklar, mesela Boğaz merkezli turlar için. Manevralarda çok vakit kaybediyoruz. Personelin en yüksek eforu sarf ettiği ve yakıtın da en çok tükendiği anlar bunlar. Bu yeni gemiler kısa alanda mekik dokur gibi gidip gelecek. Ayrıca çok sessiz bir ulaşım sağlıyor, titreşim yok, salınım yok.
Bu yeni vapurlar eskilerin yerini alacak diyebilir miyiz? Eskiler ne olacak?
Çok yaşlı olanları zaten seferden çıkardık. Diğerlerine de epey bir bakım yaptık ama bakımla yürümesi çok mantıklı değil, çünkü biz can taşıyoruz.
Şimdi bu gemilerden kaç tane var, kaç tane yolda?
İki tanesi hizmet veriyor, üçüncüsünün içi bitmek üzere, bir tane daha gelecek. Bir proje sadece algısı kötü diye üstü çizilip atılmaz, bu projeye haksızlıktır. Bizce bu projenin on taneden fazla olmasına gerek yok. Daha ufak modelde, yirmi kişilik projeler olabilir. Yani on kişiyle yüz kişi arasındaki ihtiyacı karşılamaya yönelik işler lazım.
Yeni gemilerle ilgili en yoğun tartışma martılar üzerinden olmuştu... İki açık güvertesi var bu gemilerin. 200 kişilik. 200’ü de oturaklı olmak üzere. Çok sevilen Şehir Hatları gemilerinde 1500 kapasitenin 725’i oturaklı. Bu geminin özelliği ise 700’ünün tamamı oturaklı. Böyle güverteden martıya simit atılmaz mı?
Çok ferah, çok açık bir güverte. Bunlar vapurlardan çok aslında motorlara bir alternatif olarak düşünülmeli. Gemi ama motora alternatif. Motorların harcadığı yakıtın yarısını harcayarak daha ekonomik seyahat ediyoruz. Biz o endamlı eski vapurlarımızı akşam saklayacak yer bulamıyoruz. Bu gemi gece barınma yerine bağlandığında aynı zamanda enerji ihtiyacını da karşılıyor.
En çok tartışılan konulardan biri de bu yeni konseptin neden vatandaşa sorulmadığı... Daha önce vapurların dizaynı sorulmuştu. Bu kez niye İstanbullunun görüşü alınmadı?
Proaktif olamadık ama post aktif olabiliriz. Mesela camlara filmler yapıştırıp buranın grafiti alanı olduğunu bildirip vatandaşlardan fikirlerini yazmalarını isteyebiliriz. Gemi ve seyir hakkında vs. bir şeyleri eksik etmişiz çünkü belli. Bir biçimde sormalıydık demeliyiz. Bir sene önceden lanse etmiştik ve renklerle alakalı anketler yapılmıştı aslında. Şimdi bu eksikliği nasıl gideririz demeliyiz. Biz olaya çok teknik yanaştık demek ki, işin algı, paylaşım, halka sorulması konularına daha fazla eğilmemiz lazımdı. Halkla paylaşılmamış bir projenin geçerliliği yoktur. İnsanlarımız iki haftadır bunlarla gezdi ve gördü. Önceden eleştirip sonra kullanan birçok vatandaşımızdan şahane tepkiler aldık. Biz İstanbul halkından eminiz, projenin hakkını teslim edecektir, şu an neredeyse yüzde yüz memnuniyet var. Anketler de yapacağız durumu analiz etmek için. Bu gemiler yavaş sanılıyor ama çok hızlılar aynı zamanda. Bunun ne zaman kalktığını, ne zaman yanaştığını anlamıyor bile yolcu. İki dakikada dolup boşalabiliyor.
Başka tasarımlar da düşünüyor musunuz?
Camlı gemi, hidrolojik gemi, güneş enerjili gemi, yandan çarklı gemi gibi İstanbul’a kazandırılacak birçok minik proje var. Bunları gelecekte geliştirip paylaşabiliriz. İstanbul’a yakışır modern tekneler de olacak ama buraya mikro yaklaşmak gerekiyor.
2 haftada 200 bin yolcu
İki yeni gemi, iki haftalık sürede 200 bin yolcu taşıdı. 700 yolcu kapasiteli Double Ended tipi gemide iki açık güverte bulunuyor. Güverteler ise 200 kişilik. Klasik Şehir Hatları gemilerinden en önemli farkları cam kaplamaları. Yeni gemiler iskeleye yandan yanaşmıyor. Gemiye burun kısmından biniliyor, kıç kısmından iniliyor.
‘Boğaz’da paralel ulaşım için ring projemiz var’
Deniz ulaşımı deyince neden iki yaka arasındaki geçiş anlaşılıyor? Biz İstanbullular neden paralel hatta yolculuk yapamıyoruz? Mesela ben Sarıyer’den Kabataş’a neden gidemiyorum?
Gemilerin hızı 12 mil civarında, uğraklı olursa ortalama 10 km’ye düşüyor. İnsanlar ortalama 10 km’yi trafikte yakalayınca zaten denizi tercih etmiyor. Büyükdere, İstinye gibi alanlarda çok büyük sıkışıklıklar var. Çözüm şu: İETT otobüsü gibi on dakikada bir elli kişilik bir tekneyi Sarıyer’den uygun bir hızla Boğaz’da ring sefer halinde kullanalım mesela. Tek kıyıdan gitmenin manası yok, çingene vapuru denilen tecrübe çok büyük ve önemli bir tecrübe. Düz bir hatta gidilmez zaten Boğaz’ın yapısı buna elvermez. Devamlılık arz eden yolcu algısında on dakika sonra bir sefer daha bulabilirimi yansıtan bir mikro çözüm olmalı. Geleceğe çözüm önerisi olarak düşündüğümüz yöntemlerden birisi bu. Bunu hayata geçirmeyi düşünüyoruz ve mutlaka geçirmek zorundayız.
Peki ne zaman? Geç kalınmadı mı zaten?
Epey geç olmadan çözmemiz gerekiyor. İnsanlara anlatmak bu mantaliteyi oturtmak kolay değil. Eskiden bazı paralel taşımalar vardı ama talep olmadı, çünkü sefer saatleri iki saatte bir olursa kimse gelmez zaten iki dakikada bir sefer yaparsanız size yazık. Verimli bir tekne tipiyle on beş dakikada bir çevrimli sefer yapsak tarife bilincine ihtiyacınız kalmaz. Hızı belirli bir seviyenin altında tutunca ‘yakmıyor, kokluyor’ algısına yakın bir tüketimi var bu gemilerin. Ring hattı oluşumu olursa buna uygun teknelerle ne algı sıkıntısı kalır ne başka bir şey. 164 yıllık bir tecrübe var burada çingene vapuru denilen. Olması gereken bu zaten. Çingene vapurunu modern bir şekle sokmak lazım ve ringe çevirmek. Başlangıç yapıldı diye görebilirsiniz zaman konusu içinde. Projeler çok olur ama bu yerinde bir proje. Fitil ateşlendi ve mental oturdu. Belediyenin aktifliği çok önemli, akıllara makul gelen bir proje olunca tabii.
Deniz ulaşımı, toplam taşımada neden bu kadar az bir paya sahip? Sevmiyor mu denizi vatandaş? Yönetimsel bir eksiklik mi var?
Bütün büyük projeler denizi darbeledi. Ulusun ihtiyacı olan projeler var olsun, eksik olmasın ama Marmaray, lastikli geçiş, raylı ve üç katlı geçiş, üçüncü köprü bunların hepsi, teleferik de dahil bize darbe vuruyor. Maşallah İstanbul devasa projeler kenti ama dediğim gibi bizi etkiliyorlar, etkilesinler ama İstanbul’a lazım. Marmaray ile birlikte yüzde 28 civarı yolcu kaybettik. Yeni projelerle birlikte yolcu sayımız yüzde 40 düşer diye öngörüyoruz ama biz de armut toplamıyoruz, Şehir Hatları’nın konseptini turizme yönlendireceğiz. Bu yüzden boğaz turları, mehtap turları, adalar gibi konseptlere yöneleceğiz.
Çubuklu-İstinye arabalı vapuru ne zaman hizmete girer?
İskeleler yapılıyor şu an. İlk etapta iki vapur kiralayacağız. Ardından özel bir arabalı vapur üreteciğiz. Yap-işletdevret gibi sektöre girişi teşvik edecek mantık güdülmeli, kırk yıllık teknemiz var gelip orada çalıştıralım gibi, bağnaz bir mantığı İstanbul kabul edemez. Projeyle gelecek özel sektöre açığız.
İstinye-Çubuklu arabalı vapurunun geçiş ücreti ne olur?
Sirkeci-Harem neyse aynı bedellere mal olacak. On yıllık bir yaşam periyodunu baz alırsak masraflara bakın, sudan ucuz.
Başka hatlar düşünüyor musunuz arabalı vapur için?
Başka alanlar tespit edildi ama geliştirilmesi lazım, Beylerbeyi-Ortaköy, Paşabahçe-Kuruçeşme gibi fizibilite alanları var.