DHA'nın haberine göre, Urartu Krallığı tarafından yaptırılan ve Urartuların başkenti olan Tuşba'yı kuş bakışı gören Van Kalesi 3 bin yıldır görkemiyle ayakta kalmaya devam ederken, etrafındaki tarih de araştırılıyor. Van Kalesi civarında 5 yıldır Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın izniyle İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Van Bölgesi Tarih ve arkeoloji Merkezi Müdürü Doç. Dr. Erkan Konyar başkanlığında sürdürülen kazı çalışmaları, bu yıl Türkiye'nin değişik üniversitesinden 46 Öğretim Üyesi ve lisansüstü öğrenciyle devam ediyor.
Kazılarda süpriz yaşandı
Kazıların Eski Van Şehri, Van Kalesi ve Van Kalesi Höyüğü olmak üzere 3 aşamada sürdürüldüğünü belirten Doç. Dr. Erkan Konyar, Van'ın 5 bin yıllık tarihinin araştırıldığı kazı çalışmalarında bu yıl bir süpriz yaşandığını söyledi. Van Kalesi'nin kendileri için her zaman önemli olduğunu belirten Konyar, şöyle konuştu:
"Bu yıl önemini daha çok anlamış olduk. Çünkü çok sürpriz gelişmeler oldu. Bir sütunlu salon ortaya çıkardık ki olasılıkla bu sütunlu salon, kutsal bir mekan. Stadel dışındaki Van halkının, Urartuların dini törenlerinin yapıldığı kutsal bir alan. Büyüklüğü, yapı malzemesinin niteliği, sütunun olması gibi ve kapı aralıklarının ölçüleri, bütün bunları bir araya getirdiğinizde böyle bir sonuca ulaşmak mümkün oluyor. Çevresinde daha küçük boyutlu bu alana hizmet eden mekanlar olduğunu ortaya çıkardık. Bunlar yemek pişirilen, ocaklı alanlar, hizmet sektörünün barındığı ve buraya hizmet sunduğu alanlar, kiler, küçük depo yapıları gibi yani bu kutsal ve kült alanını olduğu alan merkez ve etrafında bu merkezin aslında yardımcı birimlerinin olduğu anlaşılıyor."
Önemi çok büyük
Bulunan mekanın önemine de değinen Doç. Dr. Erkan Konyar sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz Urartu dinini genellikle stadellerden, kalelerdeki tapınaklardan daha çok biliyoruz. İlk defa sivillerin aşağı yerleşmede, halkın dini inanışlarını yansıtan bir mimariyle karşılaştık. Bu noktada içindeki buluntulardan da yola çıkarak, yeni yorumlara gideceğiz. Çünkü Urartunun şimdiye kadar devlet dini ve tanrıları tanınıyordu. Bu aşamada aslında çok yeni bir bilgi kaynağına ulaştık. Bu çerçevede devam edecek kazılarda bu alanın niteliği daha da netleşecek ve dini uygulamalar çerçevesinde nasıl bir gelişim gösterdi ortaya çıkmaya başlayacak."