Tarih boyunca bir çok medeniyete ev
sahipliği yapan doğunun incisi Van, son yıllarda köyden kente yaşanan göçle
büyük değişime uğradı. Caddelerinde artan kalabalık, sokaklarında değişen insan
yüzleri ve varoşlarında yükselen yoksulluk, Van'da büyük erozyona yol
açtı.
450 kilometrelik kıyısı ve 3 bin 712 kilometrekarelik su
yüzeyiyle Türkiye'nin en büyük gölüne sahip olan Van, büyük doğal zenginliğini
kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya...
Çünkü doğu anadolu bölgesinin denizi olarak kabul edilen Van
Gölü, her geçen gün biraz daha kirleniyor. Kirlililiğin temel nedeni, çevrede
yaşayan bir milyona yakın insanın evsel atıkları.. Atıklar doğrudan veya dolaylı
bir şekilde akarsular aracılığıyla göle karışıyor. Atıkların yıllık miktarı 75
milyon tonu buluyor.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama
Merkezi Müdürü Yardımcı Doçent Doktor Fevzi Özgökçe anlatıyor: "Van Gölü bir
dünya mirası. Bu eko sistem sadece Van ve Türkiye ile ilgili değil, küresel
ölçekte düşünürsek önemli bir yere sahip. Hem ulusal hem de uluslararası
projeler için Van gölü uzanacak elleri beklemekte."
Van Çevre Derneği Başkanı İbrahim Şahin de şunları söylüyor:
"Görüyoruz ki yetkililer sık sık Van Gölü ile ilgili sempozyumlar basın
açıklamaları gibi şeylerle bizi avutmaya çalışıyorlar. Görüldüğü gibi Van Gölü
şu anda SOS veriyor. Göl kirlilikle kentten gelen çöplerle, poşetlerle SOS
verdiğini görüyoruz. Şunu ifade etmek istiyorum. Yani Van Gölü ile ilgili
denilecek bir şey kalmadı. Haliç gibi temizlenecek bir yer değil."
Kimi zaman yerel kimi zaman da ulusal ölçekte kampanyaların
düzenlendiği gölle ilgili, Türkiye Büyük Millet Meclisi Çevre Sorunları
Araştırma Komisyonu da, bir rapor hazırladı. Ancak tüm kampanya ve çalışmalara
rağmen gölün kurtarılması için atılmış somut bir adım
yok.