Dünya Çevre Günü etkinlikleri
çerçevesinde ekosistemlerdeki kirlilik tekrar gündeme gelirken, yıllardır
tehlike sinyalleri veren Van Gölü de kirliliğe dayanamaz hale
geldi. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Ziraat Fakültesi Su Ürünleri Bölümü
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, göldeki katı atıklardan
çok korkmadıklarını ancak, evsel atıklardan dolayı suda azot ve fosfor
dengesinin değişmesinin endişe verici olduğunu söyledi.
Prof. Dr.
Sarı, "Azot ve fosfor dengesinin değişmesiyle o bölgelerde yosunlaşma oluyor ve
gölün biyolojik yapısı bozuluyor. Gölün biyolojik yapısı tamamen bozulmadan
harekete geçmeliyiz" dedi.
Sarı, "Sudaki azot ve fosfor oranı
arttığında plaktonlar, bitkiler ve bitkicikler bunları yok etmek için çoğalır.
Bu da gösteriyor ki o bölgelerde azot fosfor oranında bir değişim var. Bizim en
büyük endişemiz bu azot fosforun suya karışmasıdır. Çünkü katı atıkları sudan
ayrıştırmak kolaydır. Ancak azot ve fosforu ayrıştıramayız"
dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Van Gölü'nü de Haliç gibi
temizleyeceğiz" dediğini hatırlatan Sarı, "Bakanlarımız da Van'a gelerek bu
sorunu masaya yatırdı. Artık konuşmayı bırakıp eyleme geçmeliyiz"
dedi.
"Van Gölü her an elimizden
çıkabilir"
Van Gölü'nün dünyada az görülen bir ekosisteme
sahip olduğunu belirten Prof. Sarı, "Eko sistemler dinamiktir. Bunlara bir ömür
biçemeyiz. Ancak, Van Gölü bizim tahmin ettiğimizden çok erken veya çok daha
uzun bir zaman sonra elimizden çıkabilir. Van Gölü soğuk bir göldür. Bundan
dolayı içine giren her birim organik madde çok uzun bir sürede parçalanabilir.
Sıcak olsaydı, bu ayrışma daha kısa olacaktı. Biyolojik ayrıştırma kapasitesi
daha yüksek olurdu" dedi.
Sarı, "Bunu önlemek için mutlaka var olan
arıtma tesislerinin tam kapasite çalıştırılması olmayan bölgelere de arıtma
tesisleri yapılmasıdır" diye konuştu.